Ataman: Okyanus’un Diğer Tarafından Takip Ediliyorum

Panathinaikos‘ta harika bir sezon geçiren Ergin Ataman, Fanatik’e açıklamalarda bulundu.

“Kendimi çok iyi ve gururlu hissediyorum. Bu şampiyonluklar biraz sıra dışı oldu. Avrupa’da büyük bir basketbol kültürüne sahip ama dibe vurmuş bir kulübü alıp bir sene içinde Avrupa şampiyonluğuna taşımak ve bunun değerinin gerek kulüp, gerek taraftar, gerekse Yunan spor kamuoyu tarafından bilinmesi ayrı bir gurur meselesi oldu benim için. Bunun dışında sezon başında bu kulübe geldiğim zaman en önemli söylemlerimden biri ‘Olympiakos hegemonyasını yıkmak’ olacağıydı. Kimse bu işin bu kadar çabuk olacağını düşünmüyordu. Bunu da gerçekleştirmek çok önemliydi benim için. Hem Olympiakos hegemonyasını yıkmak hem de 17. sıradaki bir takımın bir yıl sonra şampiyonluğa ulaşması spor tarihinde görülmemiş şeyler. Bunu başarmış birisi olarak da mutlu ve gururluyum tabii ki.

Euroleague şampiyonu olduktan sonra lige dönüp motive olmak çok zordu. Kaybettiğimiz ilk maçta bunu fark ettim. Ne taraftar, ne kulüp, ne biz takım olarak final derbisi havasında değildik. Ben de o motivasyonda değildim. OAKA’da kaybettikten sonra Pire’ye gittik ve o atmosferde kazanmak tabii ki çok zor.

Hakem kararları… İlk iki maçta Olympiakos’un 57, bizim sadece 23 serbest atış kullanmamız, yaşanan gerginlikler bizi bir anda motive etti. ‘Biz Avrupa’nın en iyi takımıyız ve lig şampiyonluğunu da bırakmayacağız’ dedik. Çünkü şu olacaktı; ‘Olympiakos onlar Avrupa şampiyonu olabilir ama Yunanistan’ın kralı biziz’ diyeceklerdi. O psikoloji bende ekstra motivasyon yarattı. Çünkü kulüp için Olympiakos’u geçmek en az Avrupa şampiyonluğu için değerli. Bütün bunları hissettik. Açıkçası ben de ilk maçı kaybettikten sonra, ‘Euroleague şampiyonu olduk. Burada kazanamazsak da napalım’ diye düşünüyordum. Bu bir gerçek. Ama yaşanan tüm olaylar bizi motive etti ve kararlı bir şekilde kalan üç maçı kazandık.

Aynı zamanda psikolojik bir savaş da kazandık. Maccabi serisi de böyleydi. Hem teknik olarak hem de psikolojik bir mücadele verdik. Zaten bu kadar büyük başarılar sadece sahada atılan basketle kazanılmıyor. Saha dışında da mücadele etmek ve mental olarak güçlü kalıp, psikolojik savaşı da kazanmak gerekiyor.

Panathinaikos’la bir yıl daha kontratım var. Tabii ki burada çok mutluyum. Ama bir taraftan da profesyonelim. Durumu değerlendireceğim. Kontratı uzatmak istemezlerse önümüzdeki sene serbest kalırım. Dediğim gibi Atina’da güzel bir atmosfer var. Teklif gelirse değerlendiririm. Gelmezse önümüze bakarız. Okyanusun diğer tarafından da beni takip edenlerin olduğunu biliyorum. Artık Euroleague’in en üst seviyesindeyim. Şu ana kadar NBA‘den bir teklif yok ama gelirse de orada da en iyisini yapacağımı biliyorum. Gelecek yılın çalışmalarına başladık. Şampiyon ve oturmuş bir kadro. En fazla iki isim gidecek yerine iki kişi gelecek. Bunlar çok önemli oyuncular olacak. Zaten başkan Giannakopoulos sıradan birilerini getirmez.

Atina’daki tutku ve ilgiyi bugüne kadar hayatımda hiç görmedim. Sadece taraftar değil. Tüm Atina şehri böyle. Şehrin tamamında müthiş bir coşku hakimdi. Şampiyon olduğumuz maçı bırakın, Pire’de kazandığımız 4. maç sonrası gece saat 2.00‘de 5 bin taraftar bizi OAKA’da karşıladı. Bu çok acayip bir durum. Hayatımda böyle bir şey yaşamamıştım. O tutku zaten bizlere ve takıma da geçiyor.

Kulüpler düzeyinde bütün kupaları kazandık. 4 farklı Avrupa Kupası’nda şampiyon olduk. Şimdi en büyük hedefim 2025 Avrupa Şampiyonası’nda A Milli Takım ile madalya kazanmak. Çünkü kaliteli oyunculara sahibiz. Yapmamamız için hiç bir neden yok. Bunu da bir iddia olarak ortaya koyuyorum. Biz 2025 yılında Türk Milli Takımı olarak kürsüye çıkacağız.” (Eurohoops)