Fenerbahçe BEKO, 18 sayıya kadar geri düştüğü maçın ikinci yarısında sahanın en yaşlılarından Nick Calathes’in arkadaşlarına yayılan enerjisi ile ASVEL’i 101-86 yendi. Calathes 7 sayı, 8 ribaund, 9 asistle triple double yoklaması yaptı. Tarık Biberovic de kariyer maçını çıkarıp 5 üçlükle galibiyette rol alan isimlerden biri oldu. Wilbekin maç boyunca iyi oynarken, Nigel Hayes de ikinci yarıda toparlandı ve farkın açılmasını sağladı. Fenerbahçe ikinci yarıda 59 sayı kaydetti.
Fenerbahçe’nin top kayıpları, ASVEL hızlı hücumlarına dönüştü ve 4. dakika 15-6 konuk ekibin galibiyetiyle geçildi. Alan savunmasına hücum etmekte zorlanan Fenerbahçe çember savunmasında da aksayınca 6. dakikada 21-8 geri düştü. Hücumu tempolu oynayan, ters eşleşmeleri değerlendiren, 4/6 ile üçlük atan, 6 hücum ribaundu alan ASVEL farkı 15’e kadar getirdikten sonra periyodu 28-16 önde tamamladı.
İkinci çeyreğe Fenerbahçe 7-4 ile başlayınca ASVEL 2 dakika dolmadan molaya gitti. ASVEL mola dönüşü çok kolay sayılarla 5. dakikada 18 farka (43-25) ulaştı. Fenerbahçe savunma yapmaya niyetlendiğinde momentumu eline alıp geçiş hücumlarıyla 6. dakikada farkı 11 sayıya (43-32) çekti. ASVEL soyunma odasına 55-42 önde gitti.
Bu sezon şimdiye kadar yüzde 29 ile üçlük atan, sayı ortalaması 73 olan ASVEL ilk yarıda bu bölgeden yüzde 58.3 (7/12) ile şut attı. Frank Jackson 16, Scottie Wilbekin 13 sayıyla takımlarının skorerleri oldu.
Nick Calathes deneyimini kullanarak aldığı toplar, asistleri ve üçlüğüyle üçüncü çeyreğin 3. dakikasında farkın 6 sayıya (57-51) düşmesini sağladı. Calathes’in tam saha attığı pasla Tarık Biberovic basketi buldu, ardından Guduric’in üçlüğü geldi, 17-6’lık seriyle 5. dakikada fark 2 sayıya düştü: 61-59. Fenerbahçe bir buçuk dakika kala maçta ilk kez öne geçti, ardından Hayes’in üçlüğü ile farkı 4 sayıya (70-66) çıkardı, son çeyreğe 72-70 önde gitti. Sarı lacivertliler, Calathes’in olağanüstü performansıyla üçüncü periyodda 30 sayı attı.
Calathes alkışlarla kenara gelirken yerine giren Wilbekin bayrağı devraldı ve 4 dakika kala farkı 8 sayıya (85-77) çıkardı. Savunmadaki yüksek enerjisini çaldığı toplarla geçiç hücumlarına dönüştüren Fenerbahçe son 3 dakikaya 88-79 önde başladı. Bir dakika kala 14 farkı gören Fenerbahçe, Motley’in 35 saniye kala üçlüğüyle 100 sayı barajını geçti ve karşılaşmayı 101-86 kazandı.
Öne çıkanlar…
Fenerbahçe BEKO: Johnathan Motley 15 sayı, 5 ribaund, 2 asist, Scottie Wilbekin 18 sayı (3/7 üçlük), 2 asist, Nigel Hayes 14 sayı, 3 ribaund, 4 asist, Tarık Biberovic 17 sayı (5/8 üçlük), Marko Guduric 14 sayı, 2 asist
ASVEL: Joffrey Lauvergne 11 sayı, 3 ribaund, 5 asist, Nando De Colo 11 sayı, 2 ribaund, 3 asist, Frank Jackson 25 sayı, 2 ribaund, 3 asist
Fb kötü başladı ama iyi bitirdi, gitti gidiyor denen Nick bu sezon herkesi şaşırtmaya devam ediyor,umarız böyle devam eder, Tarık savunmada eksikleri olsa da gün geçtikçe skorerliğini iyice gösteriyor, tüm takıma tebrikler ama Melih hiç oynamadı Sertaç 7 dakika oynadı. İlk yarıda 18 üçlük denemiş sadece 4 basket bulabilmiş ve toplamda da 38/16 üçlük atmış bir takımda şutların girmediği anlarda takımı bırak ligin belki de en iyi şutörü Melih hiç mi şans bulamaz? Hiç mi böyle bir oyuncu için özel set çizilmez? Atletik kısaların olduğu Asvel gibi rakiplere karşı Şehmus’u düşünmemek de başka bir düşündürücü olay. Madem Melih’i oynatmayacaksın onun yerine Şehmus’u niye kadroya almıyorsun, hiç değilse atletizmi ile belki savunmada katkı verebilirdi diye hiç mi soran olmaz? Elin adamının göz göre göre kendi çocuklarımıza kasıtlı ket vurmasına seyirci kalmak başta yöneticiler kimsenin içini acıtmıyor mu?
Euroleague beceriksizliği ile 2 maçı yine beraber izlemek zorunda kaldık.Koçlara ayıralım bu yorumu…Parker Kardeş artık gönderilir ; Fb’den bir kıyak gelecekti Parker Kardeş’e amma velakin resmen beni kovun deyu maç yönetti!!! İlk yarı sözümüz yok başta alan savunması ile İtoudis’i uyuturken iyi yönetti takımı ancak 2.yari ısrarla, FB kısalırken hem Fall’ı hem de Luvergne’yi beraber oynattı (Biberoviç 3 tane 3lüğü bu iki uzun varken buldu) ve hücum tıkandığı gibi üstelik savunma ribaundlarını da verdi 2 uzunla ama maç boyu bunu göremedi.24 numaralı Ndiaye’yi ısrarla garda verdi savunma da; tamam anladık adam değişiminde 4 numara ile uzun kalmak istedi ama hiç işe yaramadı ki bu hamle!?!?! Jackson ‘u maç sonuna saklayayım derken maçı verdi!?!Gelelim İtoudis ‘e yine maç sonu , yaz boyu takımdan kovmak için didindiği Calates’i yere göğe koyamadı, zaten yukarda yazıyor 3.periyot performansı Calates’in… Amma velakin 2.çeyrek WİLBEKİN yine tek başına oynadı, top dolaşmadan kafasına göre oynadı tüm çeyrek… Ahmet Kandemir’in ünlü sözü “Allah herkese ATAMAN şansı versin” bence İtoudis dönemi içinde söylenebilir artık !!?!?! Geçen yıl Bjelica’yı 10-15dk yedeklemek için alınan Hayes takımın hücum lideri olmuştu!?!???! Bu yılda teneke bağlanıp gönderilmesi için uğraşılan(ki geçen maç da yazdık İtoudis’in hemşeri statüsüyle 2 milyon Euro’luk bir kontrat ile alınmıştı) Calates bu yıl hiç hesapta yokken bence taktik idmanda bile yer almazken birden takım lideri oldu!?!?! Ha gerçek basketsever FB taraftarı’da Calates’i çok eleştirmiş ben ise ısrarla bu pazarda iyi transfer demiştim.Yine diyorum; takımı play-offa sokar gerisine karışmaz…Üstad Erman Kunter bile dayanamadı, – bence yanlış yerde(canlı yayın)söyledi ama- Calates’i unutanlar utansın dedi :)))))) Gelelim kurtların maçına biri kocasada güzel maç oldu oyuncu performansları ile… Ama maç sonu çok ilginçti; Maç son 5dakika başa baş giderken Bartzokas da Obra da tek mola almadı, akıllara Ataman tarzı geldi.Lakin iki takımda tamamen bireysel oyuncu performansları ile gidiyordu zaten…Sondan bir önceki hücum Obra mola almadı (55 saniye kala) tüm salon şaşırmıştır.Neyse Punter yine 20 sn topu tutup fırlattı olmadı ama hücum ribaundu ile yine top eline geldi yine fırlattı yine olmadı neyse Goss bir turnike atıp öne geçirdi Oly’i.Obra bu kez mola aldı dedim tamam iyi bir set geliyor, gitti yine topu Punter ‘e verdi yine topu tuttu bu kez de top kaybı yaptı, atılan fauller ile oldu mu 3 sayı, üstüne molaları da kalmadı…Sahne Bartzokas ‘ındı artık, o da gitti son 5sn bırak faul yapmayı felaket bir savunma yaparak tamamen spesifik hücum eden Oly’den bomboş üçlük yedi oldu mu uzatma:))))) Koçlar sayesinde heyecanlı maçlar izledik velhasıl kelam…Unutmadan yabancı cenneti ülkemizde kimse yazmıyor ama son yılların modası “Euroleague ‘e hazır oyuncu yetiştirme meselemiz de var ” -mesala bugün Manek!- onu da bir ara yazacağım…
Avrupa basketbolunda bazı oyuncular var. İzlemek keyif veriyor fakat bir taraftan da bu oyuncuların kumaşında “winner(kazanan)” oyuncu özelliği göremiyorsun ve bir takımı kolay kolay şampiyonluğa veya büyük hedeflere götüremeyeceklerini düşünüyorsun. Thomas Heurtel gibi, Alexey Shved gibi, belki Mirotic gibi…Calathes de eskiden koçluğunu yapan tecrübeli Rick Pitino’nun pasörlüğünü Magic Johnson’la kıyasladığı özel bir oyun kurucu,kendince iyi bir lider fakat direksiyonu gözün kapalı teslim edeceğin bir karakter değil… Gerçi geçmişte Pana ile Euroleague şampiyonluğu yaşamıştı ama o takımın lideri Diamantidis’di , koç ise Obradovic’di. Çok tatminkar olmayan Barcelona macerasından sonra FB’nin onu tercih etmesi riskliydi, Avrupa basketbolu ile ilgilenen herkes Calathes’in bütün kariyeri boyunca uzun mesafe şutunun tamamıyla güvenilmez olduğunu ve çok yanlış bir şut mekaniğine sahip olduğunu bilir. Barcelona için oynarken şut yüzdesini iyileştirdiği zamanlar hatırlıyorum fakat play off , final maçlarında yine kötüleştiğini de hatırlıyorum. Şimdi Calathes kendisine istenilmediği ve kontratından çıkılacağı açıkça söylenmiş bir takımda mecburiyetten kalmış gözüküyor ve performansıyla çok iyi bir profesyonellik örneği gösteriyor. Geçen sezonki galibiyet serisinde Calathes iyi oynuyordu, sezon sonuna doğru formdan düşünce FB’nin işi çok zorlaşmıştı. Bu sezon yine saygı duyulacak bir profesyonellik ve iyi bir başlangıç var , bakalım devamı gelecek mi? İşin FB açısından daha da riskli tarafı sadece Calathes değil takımın diğer yıldızları Wilbekin ile Guduric’in sezon içinde maçtan maça devamlılık problemleri yaşamaları ve her zaman doğru kararlar verememeleri… Zaten taraftarlar arasında koç İtoudis’e yönelik genel bir antipati var gibi… İlginç ,heyecanlı ve inişli çıkışlı bir sezon izleyeceğiz sanırım.