Beşiktaş yarı finalde Bourg’a 89-63 yenilerek hayallerine veda etti. Maçtan önce Mitchell’ı maçın ikinci çeyreğinde hakem rezaletiyle Delgado’yu kaybeden temsilcimiz oyunu rekabetçilikten uzaklaştıracak seviyede maç yöneten hakemlerin de etkisiyle maçtan koptu. Son çeyreğin başında Matthews ortasında Simonovic 5 faulle oyun dışı kaldı. Sonrasında koç Alimpijevic karşılaşmadan atıldı. Kokila ile Samet Yiğitoğlu bitime 2.46 kala kavga etti. Samet de 23 saniye kala diskalifiye edildi. Karşılaşma boyunca temsilcimize 34 faul çalınırken rakip tam 38 serbest atış kullandı.
Maça 1 dakikada 4 faul yaparak başladık. Faul hakkımız dolarken hiç şut da sokamadık ama önce bir üçlük ardından Kerem’in muhteşem takip smacıyla kendimize geldik. Hakemlerin korkunç faul standardı sürekli takımları çizgiye götürüp tempoyu düşürdü. Allman iyi gözükürken takımı Kerem’le beraber taşıdılar. Bourg hiç dış isabet bulamayınca skor da dengede kaldı. İlk çeyrek sonunda skoru vardı.
Farklı oyunculardan üretim bulmak amacıyla ikinci çeyreğe girerken bir türlü iki takım da ritm bulamadı. Karşılıklı isabetlerle geçen çeyreğin ardından Matthews’in tüm ritmi tarafımıza çeviren basketinin ardından Massa adeta kaba tabirle Delgado’ya saldırıp kafa attı ve doğrudan diskalifiye edildi. Pozisyonu inceleyen hakemler asla sebebini anlamadığımız şekilde önce kasti faul ardından teknik faul vererek Delgado’yu da eyyam içerir şekilde diskalifiye etti. Pozisyonda çok bariz bir hakem takdir hatası olduğu ortadaydı. İki yabancısını ve eldeki tek gerçek uzununu kaybeden Beşiktaş çeyrek sonunda biraz sallandı devre arasına 44-41 geride gittik.
İkinci yarıya Matthews ve Needham’ın isabetleriyle girip skorda öne geçtik. Salash devreye girip hakemlerin de el atmasıyla oyunu tekrar Bourg’a çevirdi. O kadar kolay fauller çalındı ki tüm ritm ve oyun akışını rakibe kaptırdık. Simonovic’in oyundan düşmesiyle kritik kısmı Samet-Kerem ikilisiyle pota altında geçirmek zorunda kaldık. Yine de çeyrek sonunda Yiğit ve Berk’ten aldığımız katkılarla oyunda kalmayı bir şekilde başardık. Son çeyreğe giderken 65-59 gerideydik.
Son çeyreğe hiç şaşırtıcı olmayan şekilde hakemler tarafından adeta sindirilerek başladık. Simonovic’in serbest atış isabetinin ardından üst üste gelen üçlük isabetleriyle bir anda fark 18 sayıya çıktı. Biz ise bomboş atışların hiçbirini isabete çeviremedik. İlk kısımda Matthews da 5 faul ile oyun dışı kaldı. Oyundan tamamen koparken kalan süre sadece oynanması gerektiği için oynandı. Samet Yiğitoğlu ile Kokila arasında yaşanan gerginlik sonrası ne ilginçtir ki sadece Samet’e düdük çalındı. Karşılaşmadan Bourg 89-63 galip ayrıldı.
Euroleague’in uyduruk turnuvasında sivrilme hayaliyle Fener maçını ertelettirip umutla gittikleri Fransa’da euroleague çetesine bağlı hakemlerin yıllardır Fener’e yaptıkları muamelenin tadını aldılar.
Önce koçu ve takımı tebrik ediyorum.
Üç büyük yürek (Mitchel, Nedam, Delgado) ile bir mucize gerçekleştirdiler.
Böyle bi koça böyle zayıf bir kadro kuranları (ve gönderilmesi için çabalayanları) da kınıyorum.
Kerem ve Berk in gelişimi ile gurur duyuyor, takdirle izliyorum.
Kınıyorsun da sporun ve sporculuğun sportmenliği kaybettiği,ahlaksızlığın ahlaksızca prim yaptığı,herşeyde olduğu gibi sporun da iyice rezilleştirildiği ve siyasileştirildiği bir yerde bize sporcunun ve spor adamının zeki, çevik ve ahlaklısı lazım…
İlk Delgado rakip oyuncuya doğru hareketlendi ve sonra Massa da gelip ona diklendi sonuç ikisi de atıldı. Hakemler yanlı tutum gösterdi orası gerçek ama onlara böyle koz vermemek gerek hem de deplasmanda. Delgado sinirlerine hakim olamayan bir oyuncu, daha önceki maçlarda da bunu gördük,maçta rakibin üstüne gitmesi tura belki de şampiyonluğa mal oldu zira pota altında çok etkisiz kaldık. Bjk’nin şampiyonluk ve eurolig hayali de gelecek sezonlara kaldı…
e eurolig ?
Bu şekilde elenmek moral bozucu ama yine de Bjk’ya teşekkür etmek lazım… Eşleşmenin ilk iki maçını izleyemedim. Bu maça da ara ara bakabildim. Fransız ekibini ve oyuncularını Salash dışında tanımıyordum, bu maç özelinde atletik Fransız/Senegalli ve ABDli oyuncuların karışımıyla oluşturulmuş,Bjk’nın elediği diğer rakiplere nazaran daha sert bir takım gibi gördüm onları… Fakat maç sonu oluşan fark gibi bir fark yok iki takım arasında öyle ki Bjk kendisi açısından her şeyin kötü gittiği bu maçta dahi bir noktaya kadar dayanabildi. Hem oyuncular hem de teknik kadronun artan baskı , şanssızlıklar ve art niyetli gözüken hakem yönetimi karşısında soğukkanlı kalamadıkları, bu konularda gelecekte daha hazır olmaları gerektiği söylenebilir. Bjk yönetimi bu sezonu bir başlangıç olarak niteleyip elde edilen deneyimleri doğru değerlendirirse gelecek sezonlarda basketbol branşı daha büyük hedeflere ulaşabilme potansiyeline sahip…
Bir Koç rol model olmalı, vücut dili ve ahlak anlayışı uyumlu olmalı…. Ahlaksız birinden ne Koç ne de Adam olur…. Süleyman Başkanın kara kartal camiasına da yakışmaz….
Aynı anda oynanan kadın finali ilk maçını 6 kişiyle kazandılar. Bu basketbolda seyrek olur, ikinci maçı da bu şekilde götürmeyi hayal etmesinler gitmez, kilit oyuncularına rakip antrenörün atacağı kilitlerden biri tutsa güçlü B, C planları gerekir. Kenardaki Türklere güvenilmeli, hatta en az biriyle ilk beşte başlanıp rakibin kafası karıştırılmalı, diğer bir çoğundan da zaman zaman yararlanılmalı. Yoksa üç kişiye 40 dakika görev vererek takımı ayakta tutmak her zaman mümkün değildir. Hele hele rakibin ilk maçta seni tartmış, sınamışken. Sayı farkı da çok az zaten.