- Reklam-
NBA‘de uzun yıllardır ülkemizi temsil eden Cedi Osman, Socrates’in YouTube kanalındaki Amerikan Mutfak programında Kaan Kural ve İnan Özdemir’in konuğu oldu.
- İlk kez veteran rolünde yer aldım. Sürekli oyuncularla konuşuyorum, özellikle Victor Wembanyama… O da hiçbir zaman ‘Tamam, ben ne yaptığımı çok iyi biliyorum’ demedi. Her zaman dinledi, bazen geldi kendisi danıştı. Takımdaki rolüm o açıdan güzel bir tecrübe oldu. Ama tabii ki de daha fazla süre almayı isterdim. Çünkü San Antonio’nun oyun sistemi de bana çok uyuyor. Yine de benim için güzel bir sene oldu.
- İlk başta Victor’u nasıl kullanacağımızı bilemedik. Herif o kadar uzun ki, havaya atsan her topu yakalıyor. Biz bunu All-Star’dan sonra anlamaya başladık. Birbirimize iyice ısındık, o paslar gitmeye başladı.
- Wembanyama gerçekten acaip bir potansiyel. Uzaylı deniyor ya, gerçekten öyle. Kısa oyuncuların yaptığı hareketleri onun yapabiliyor olmasına anlam veremiyorum. O kadar güzel bir fundemental’ı var ki… Bazı maçlarda rakip ikiye bir, üçe bir gidiyor, o sadece pota altında bekliyor, bir anda kaçıyorlar. Bunu daha önce ne zaman gördük ben bilmiyorum. Hücum anlamında neler yapabildiğini zaten hepimiz biliyoruz. Acaip mobil. Onunla oynadığım için kendimi şanslı hissediyorum. Bu çocuk NBA’in yüzü olacak. Antrenmanda kaç defa geçtiğimi sanıp turnikeye kalktım, tam o an sizi yakalıyor.
- Karakteri de 10 numara. Çok düzgün biri. Antrenmana erken geliyor, sahaya çıkmadan önce haltere gidiyor, stretching yapıyor, güzelce ısınıyor, sonra sahaya gelip antrenmanı bitiriyor, tekrar haltere giriyor. Sürekli çalışma halinde. Karakteri çok farklı. Akşam dokuzdan sonra kimse ulaşmasın, rahatsız etmesin diye telefonunu kapatıyor.
- (Milli takımda yaşadıkları ile ilgili sorular üzerine) Amerika ve Fransa maçı hayatım boyunca aklımın bir köşesinde bulunacak iki maç. O iki maçta ne kadar üzüldüğümü tarif edemem. İnsanlar şey sanıyor, ben o faulleri kaçırdım ama hiçbir şey olmamış gibi mutlu bir şekilde hayatıma devam ediyorum. Böyle düşünülmesi aslında biraz beni üzüyor. Sonuçta tarihimizde ilk kez belki Amerika’yı yenecektik. Belki Fransa’yı yenip Avrupa Şampiyonası‘nda derece kazanacaktık. Bir de benim farklı bir hikayem var. Sonuçta milli takım herkes için bir hayal. Ben ülke değiştiriyorum, milli takıma girebilmek için savaşa savaşa her şekilde %100 performansımı veriyorum. Ben en güzel anılarımı milli takımla yaşadım. Bir an önce yaz olsun da milli takıma gideyim istedim. Sonuçta Amerika’daki, NBA’deki ortam farklı, buradaki ortam farklı. Siz mücadele ediyorsunuz, savaşıyorsunuz. O turnuvada da gerçekten hepimiz çok yorulduk, çok yıprandık. Ama şimdi bir bakıyorsun insanlar sana sürekli bir yerlerden hakaret ediyor, farklı söylemlerde bulunuyor. Benim iki küçük yeğenime kadar bile laflar ediliyor. Eleştiri olmayacak mı, tabii ki olacak. Amerika ve Fransa maçında çok önemli serbest atış kaçırmışsın, turnuvadan elenmişsin… Bunlar tabii ki de eleştirilecek ama mücadeleyi görmeyip başka bir yerden hakaretler, farklı şeyler yazmak çok da hoş şeyler değil.
- Allah Alperen’i nazardan saklasın. Acayip bir sezon geçirdi. Zaten maçlarda da sürekli konuşuyoruz. Şu anda da Houston’ın 1 numaralı oyuncusu. Bu çok büyük bir şey. Bize karşı oynadığı bir maç vardı… Kınıyorum Alperen’i (gülerek). Wemby’e karşı 45 sayı attı. Çok mutluyum onun için. İnşallah hep böyle devam eder. Bütün her şey ondan dönüyor. Alperen bencil bir oyuncu da değil. Topu içeri verdiğin zaman o topun dışarı geleceğini de biliyorsun. Birçok maçta da triple-double’ı da vardı, yaklaştığı maçlar da oldu. İnşallah hep böyle devam, yolu çok açık.
- Reklam-