Devon Hall, Devon Hall’un transferini açıkladı.
Kulübün paylaşımı şöyle:
“Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımız, son olarak EA7 Emporio Armani Milano forması giyen Birleşik Amerikalı oyuncu Devon Hall (1995, 1.96) ile 2 yıllık anlaşmaya vardı.
Devon Hall kimdir?
7 Temmuz 1995 tarihinde Virginia’da dünyaya gelen 1.96 boyundaki solak oyuncu, guard ve forvet pozisyonlarında forma giyiyor. Devon Hall, basketbol kariyerine Kolej Ligi’nde Virginia Cavaliers takımında başladı ve 2018 yazına dek burada forma giydi. 2018 NBA seçmelerinde Oklahoma City Thunder tarafından 53. sıradan seçilen Devon Hall, 2018-19 sezonuna Avustralya ekiplerinden Cairns Taipans ile başladı. Burada 25 maça çıkan ve 9.1 sayı, 4.3 ribaund, 2.5 asist ortalamaları tutturan Hall, 2019 yılının Şubat ayında ise Gelişim Ligi ekiplerinden Oklahoma City Blue ile anlaşmaya vardı. 2019-20 sezonunu Oklahoma City ve Oklahoma City Blue ile NBA ve Gelişim Ligi arasından geçiren Devon Hall, 2020 yılında Almanya temsilcisi Brose Bamberg ile Avrupa’ya adım attı. Brose Bamberg ile Almanya Ligi ve Fiba Şampiyonlar Ligi’nde oldukça başarılı bir performans gösteren Hall; Almanya Ligi’nde 33 maçta 14.1 sayı, 3.8 ribaund, 3.9 asist, Şampiyonlar Ligi’nde ise 9 karşılaşmada 12.4 sayı, 3.1 ribaund, 2.2 asist istatistikleri üretti. Bamberg’deki başarılı performansıyla İtalya’nın güçlü temsilcisi EA7 Emporio Armani Milano’dan teklif alan Hall, 2021 yılında İtalya’nın yolunu tuttu.
Milano ile üç sezonda toplam 93 EuroLeague karşılaşmasında görev yapan Hall, bu mücadelelerde 8.8 sayı, 2.5 ribaund, 2.1 asist, 0.8 top çalma istatistikleri tutturdu.
Devon Hall, Milano formasıyla üç sezon üst üste İtalya şampiyonluğu yaşadı ve 2022’te İtalya Kupası’nı kazanan ekibin bir parçasıydı. Hall, aynı zamanda 2021 yazında Fiba AmeriCup 2022 elemelerinde Birleşik Devletler forması da giydi.
Devon Hall, EuroLeague’de bir maçta en yüksek verimlilik puanına ulaştığı karşılaşmayı 19 Ocak 2024 tarihinde Valencia Basket’e karşı oynadı. Hall, bu mücadelede 30 verimlilik puanına erişti. Hall, EuroLeague’deki sayı rekorunu ise 21 sayı ile 15 Aralık 2023 tarihinde oynanan Barcelona mücadelesinde elde etti. Devon Hall, birden farklı pozisyonda forma giyebilen ve oyunun iki yönündeki etkinliğiyle de tanınan bir isim.”
Seneye euroleague yayıncısı kanala üye olayım diyordum… Efes ve Fener’in transfer hamlelerini görünce vazgeçtim.
Niye alındı? Baldwini yedekleme amaçlı diyeceğimde nereden baksan anlam ifade etmeyen bir transfer. Muhtemelen Marinkovic yarı fiyatına imza atmıştır Partizana.
Tantanalarla transfer bombaları diye sunulan Şehmus Hazer, Carsen Edwards, Sestina, Yam Madar gönderildiler, yerine bu ve bunun gibi adamlar toplanıyor, bir tanesi de Milano’nu guardı. Milano’ya ne faydası oldu, Milano’nun yeri Fener’in altında değil mi ? Ekşioğlu yine Kolejde mi oynayacak ? Seneye yetersiz ilan edilir, satılır o da bir yerlere. Yiğit Onan kadrodayken güya “öğrensin”” diye saçmasapan bir yere gitti, oradan Türkiye’ye döndü, simdi başka kulüplerde gidip geliyor. Nedir bu saçmalıklar ? Kim götürüyor malı bu transferlerle bu komisyonlarla ? Diğer kulüpler de tamamen aynı, onlar zaten Fener ne yaparsa benzerini yapmaya çalışırlar. Basketbolumuzda simsarlar cirit atıyor, bir sürü saçma transfer. Son 10 yıldır giderek anlamını yitiriyor bu lig, çünkü “bizim” olmaktan çıkıyor, bir çok eski şöhret izlemiyor bile.
Yine yalan, yine dolan yine hayali komplo teorileri yine sahte milliyetçilik. Ya insan bir defa olsun farklı bir şey yazar… Dünya dönüyor, evren gelişiyor, her şey farklılaşıyor ama basketbolun B’sini ağzına almayacak bu mandıraya yakışan fikirler aynı kalıyor. Onun derdi başkalarını falan inandırmak değil kendini inandırmaya çalışmak. Basketbol’dan bihaber olanların “dedikodu” yorumlarına zaten kimsenin ne inandığı var ne de tek bir haklısın diyen. Basketbol ve spor bazılarının anladığından çok daha komplike gerçeklere dayanır. Son yalan ise en acınası olanı…
Motley daha önce hangi takımdaydı? CEVAP: EUROLEAGUE BİLE GÖRMEMİŞ LOKOMOTIV KUBAN!!!!!!!!!!!!!!!,
Nigel Hayes: Barça onu neredeyse çiçeklerle, davul-zurnayla yolladı, adeta bir SIFIR İDİ!!!!!!!!!!!, Carsen Fener’den gitti ama bazı hasta fikirlerin kafası o kadar karışık ki euroleague 15.cisi (ONBEŞİNCİSİ) alman ligini kazandığından onu da sanki büyük bir değer kaçtı diye aynı sayfada yazabiliyor!!!!!!!!!! Başlayalım; Bogdanovic’ler, Vesely, Datome, Udoh için de bin tane nafile laf söylendi ama özellikle Bobby Dixon… Bu mandıra kafası ilk geldiğinde onu da beğenmemiş, Türkiye Ligi başka yürolig başka demişlerdi, sonunda hepsi rezil oldu ama bu ülkenin de bazı gerçekleri var: “her şey olursun ama rezil olmazsın” SORUYORUM FENERBAHÇE KİMİ GÖNDERDİ DE SONRADAN HERKESİN AĞZI AÇIK KALIP PİŞMAN OLDU? KİM? ÇOK BASİT AD VE SOYADINDAN OLUŞACAK İKİ KELİME YAZILACAK. HODRİ MEYDAN, BU İŞLERİ ŞARAS’TAN, GHERARDİNİ’DEN, DERYA YANNIER!DEN DAHA İYİ BİLENLER!!! DAVRANIN KLAVYEYE ALT TARAFI ON-ONBEŞ DEFA KLAVYEYE BASACAKSINIZ? KİM? ADI NE. Kim komisyon alıyor, Adı ne? ADIM GİBİ EMİNİM TEK BİR SORUYA CEVAP OLMAYACAK AMA İLK FIRSATTA İŞKEMBE-İ KÜBRADAN ATMAYA DEVAM EDİLECEK. BEN DE O FİKİRLERİN HEPSİNİ TEK TEK BASKETBOL ÇÖPLÜĞÜNE YOLLAYACAĞIM.
Bazılarına hayatın geri kalanında simsar işbirlikçilerine yağcılık etmek kalıyor. Bu durumda da “hasta fikirlerin karışık kafasının” ta kendisi olmuş oluyor. Mandıra bile değil bu yağın yeri, mandıra olsa faydalı bir üretim yeri bu yağ ise gres yağı yerine bile geçmez. Ne alakası var Daatome’nin Dixon’un performasıyla ? Onlara tutunacak ki aklısıra bu simsar ataklarını haklı çıkaracak. Bir “sporcu” Hayes-Davis’in geldiğinde “sıfır” olduğunu yazabilir mi ? Ancak bir ergen yazabilir. Bir de böyle kaymış gitmiş berduşlar işte. Bizim lig kaöçıncı sırada, kim ilgileniyor o sırlandırılmalarla ? Bir çok eski basketbolcu ligi izlemiyor, baştan aşağı yabancı diye onları sıkıyor, zevk vermiyor, sen istediğin kadar parlat. Avrupa’nın bilmemkaçıncı ligiymiş. Keşke bizimki de onların bir altında da sıralandırılsaydı da, takım dünya şampiyonu olabilseydi. Önemli olan o ülkelerin rasyonalitesi, onlar bizim kakavanlara kakaladıkları ultraliberal ilkeleri (“bırak isteyen istediği yere savrulsun”, “hakkı olan formayı kapar” vb.) kendi ülkelerinde uygulamazlar, kontrol altında tutarlar, kendi yerlilerini daima gözetirler, seçerek aldıkları yabancıları da gerekli gördüklerinde entegre ederler devşirirler. Ama bu simsar kovalayan çatlakların böyle bir derdi yoktur. Onlar için önemli olan böyle bir-iki yıllığına adamlar gelsin-gitsin, belli bir takım tipler malı götürsün, kendileri de bunlardan belki çöplenir hesabı, bulanık suda balık avlama taktiği. Uğraş dur bakalım bulunduğun çöplüğe neyi yollayacakmışsın ?
“Yine yalan, yine dolan” yine ultraliberal “Dünya dönüyor, evren gelişiyor, her şey farklılaşıyor” mavraları altına saklanarak onu bunu ülkeye kakalayıp malı götürenlere işbirlikçillik. Dünya dönüyor, evren gelişiyor, her şey farklılaşıyor” dünyayı son 300 yıldır mahveden odaklarla onlara işbirlikçilik edenlerin bitmeyen mavrasıdır. Hiçbirşeyin değiştiği filan yok, hatta pek çok şey bozuluyor, zıvanadan çıkıyor. Türkiye’deki basketbol da son 10 yıldır alabildiğine yozlaştırıldı bu kafalarca. Basketbolun duayenleri bile birer birer bıkıp basketbolla aralarına mesafe koyuyorlar, bize halâ buralardan alelade oyuncuların sınırdan giren tüfeksiz afgan ordusu misali kalabalıklarla her yaz içeri alınışları “bomba transfer” diye yutturulacak. Bak bi yukarı başka bir adet kul var mı bunlara “iyi transfer” diyen ? Araştır kum taneleri arasında, çıkar. Yarenlik edersiniz karşılıklı. Hadi şimdi “başka kapıya” (kim diyordu onu?)
Hep aynı palavra, hep aynı cahil ezberi, hep aynı, hiç değişmiyor değişmeyecek, doktor yerine çıkıkçıya güvenen, hastanelerde doktor, okullarda öğretmen döven, bu ülkeye cehaletleriyle musallat olmuş kafa yine Türk Basketbolunu kurtarmaya soyunmuş. Kim komisyoncu? Simsar kim? Hangi Basketbol duayeni basketboldan vazgeçmiş? Herkes yaz sıcağında antreman yapıp ter akıtırken dünyadan, basketboldan bi haber bir cehalet, limonatası eşliğinde ahkam kesmeye devam ediyor. Bin laf söyler ama adından, soyadından utanır, basketbolu nereden? kimden? nasıl? öğrenmiş belli değil!!! koruma pelerini ve saklanmak en büyük silahı. Aynı zamanda voleybol üstadıdır haspa, iddia eder: Vargas olmasa da bu başarıları elde edermişiz… Yıllardır aynı kelimeler, aynı yalanlarla hiç değiştirmeden hiç kimsenin tenezzül bile etmediği bu maskaralık sürer gider. Bir yılda ülkede ve biri hariç Avrupa’da ne kadar kupa varsa HEPSİNİ alan bir şubenin yöneticilerinden daha iyi bilir bu işi. Tek bir basketbol sorusuna cevap veremez, aynı laf salatasıyla sallar durur. Kim Fenerbahçe’den gitmişte pişman olunmuş? HİÇ KİMSE, Kim malı götürmüş bilmez, olmayan malı götürmüşle olmayan işbirlikçilik iddiaları falan… 70 yıldır bu ülkede egemen kılınan İdiokrasinin son kurbanı, ne olduğu belirsizlerin bilgiye, görgüye, tecrübeye karşı açtıkları savaş. Bu kafa hep kaybetti, onlar arada kazanır gibi göründükçe hepimiz kaybettik. Herkesin elinde dünyanın en büyük kütüphanesine sahip olduğumuz halde 1053 model kafayla, aroganlık, küstahlık ve saygısızlıkla hep aynı laf “Sen kimsin? Benden daha iyi bileceksin?” yalanı. Sen git, kendine bu yalanları, bu komplo teorilerini üç-beş kişinin okuduğu sitelerde satmaya çalış. Burası senin basketbol çiftliğin değil OLMAYACAK. Şimdi üç kuruşluk cesaretin varsa söyle: BASKETBOLU NEREDEN KİMDEN ÖĞRENDİN DE HERKESTEN DAHA İYİ BİKLDİĞİNİ İDDİA EDİYORSUN? TEK BİR BASKETBOL ANTRENMANI İZLEDİN Mİ? NEREDEN GELİYOR BU UKALALIK? Cevabı belli: hiç bir şey bilmediğin için basketbolu, simsarlık, komisyonculuk, işbirlikçilik gibi dedikodularla anlalatmaya çabalıyorsun. YEMEZLER EFENDİ, cehaletin buralara yetmez. ADIM GİBİ EMİNİM TEK BİR SORUYA CEVAP OLMAYACAK AMA İLK FIRSATTA İŞKEMBE-İ KÜBRADAN ATMAYA DEVAM EDİLECEK. (Etti bile) DE O FİKİRLERİN HEPSİNİ TEK TEK BASKETBOL ÇÖPLÜĞÜNE YOLLADIM, YİNEYOLLAYACAĞIM. SEN KAYBETMEYE MECBURSUN…
Ya burada birisi var ilgi cekemeyince artik dengesi iyice bozulmus, ne dedigini bilmez hale gelmis. Arif hocam, birak bunlari sende, bu sacmaliklarla kimse ugrasamaz. Ne dediyse tek tek cevabi verilmis, defalarca sorular sorulmus, birak bunlari kendi ateslerinde yansinlar.
Handannnnn , tüm bu yazışmaları bugün , bu saat görüyorum seni görünce birden çığlık attım!!! Slowmotion canlandırma yap deyu yazdım!!! Senin yerin ayrı biliyorsun 😉
Hiç bir şey üretmeyen, hayatı üretenlere, aslında elini taşın altına koyanlara saklanarak eleştiriden başka hiç bir şey bilmez bu kafayı normal karşılamalı. Kulaklarımla duydum, bir spor kanalında (zaten iki tane var) bir yorumcu!!! gelen tepkilere şöyle dedi; Birini eleştirmek için bu işi ondan daha iyi bilmem gerekmez!!! Kimse de ona demedi; daha iyi bilmiyorsan onunla neyi tartışabileceksin? O da bilmediklerini konuşamıyor -ki zaten en önemli parça- başlıyor buradaki gibi bildiği tek şey palavra ve dedikoduyu konu etmek. Böyle olunca da, 16 yaşında (Tam 48 yıl önce) John Wooden’ın efsanevi basketbol kitabını okumuş, 17 yaşında yıldız takımın son senesinde küçük takıma antrenörlük yapmış birine tek bir cevap veremez. Ayrıca ben kimim ki? (Holandalı arkadaşın kulakları çınlasın) Şaras, Gherardini, Derya Yannıer varken… Kim nerede bomba transfer demiş? Nerede böyle yansıtılmış? NEREDE? Hangi Fenerbahçe yöneticisi çıkıp “Bir oyuncu aldık ki göreceksiniz” demiş? KİM? Olmayan simsarlar, olmayan komisyoncular, olmayan abartı, tamamıyla olmamış bir olaya bir de ben de işbirlikçi olarak dahil oldum!!! Bir yalanı başka bir yalanla olmazsa onları da palavralarla açıklamak nasıl bir kafanın sonucu olabilir? Her şeyi ben bilirim kafası yıllardır bu ülkenin tek problemini çözemedi, sonunda bırak çözmeyi kasaba giderken bankadan kredi alacak duruma geldik. Bu ülkeye bir Euroleague kupası hediye etmiş bir organizasyona laf söyleyeceksen iki lafta Sen yaptın? Ne biliyorsun sorusuna cevap vermek lazım. Yoksa sabah akşam Doğu Romalı’ların İstanbul kuşatması sırasında meleklerin cinsiyetini tartıştığından daha beter duruma düşersin ki çoktan düştün…
BİR DERS DAHA; Nigel Hayes Davis Barcelona istatistikleri: 6.6 sayı, 3.1 ribaund, 1.0 asist, 6.7 verimlilik puanı. Fenerbahçe istatistikleri: 13.8 sayı, 4,6 ribaund, 1,7 asist, 15,6 verimlilik puanı ve de EUROLEAGUE TÜM ZAMANLAR SAYI REKORU: 50 Sayı… Tabi aradaki farkı anlayabilmek için basketbolu bırak basit toplama çıkarma bilgisi yeterli ancak ne çare. O hep haklı ya, evirecek, bükecek, kıvıracak kendine yontacak. Tıfılcık, sen gerçekleri “Bükme” işine soyunmuşsun ama boşuna, gerçekleri bükemezsin, sen bırak bunları, biraz toplama çıkarma çalış zira daha 13.8in 6.6nın iki katı olduğunu ve bunun ne anlama geldiğini çözüktüremiyorsun!!!
Dünyada olup bitenler hakkında bir şeyler biliyormuş gibi zart zurt ederek basketbol sitesinde insanların ilgisini kötüye kullanmaya kalkışan, bu yolla hayat boyu başarısızlıklarını tedaviye etmeye çalışan zat yılboyu suskunluktan sonra tam da kongre sonrası coştu. “Yöneticilerin bütün yaptıkları doğru, eleştirenler tukaka”. Dök yağları, kazanlar dolusu. Eeee, bu “işe yaramaz” adamlar takıma transfer edilirken onları övmeler ne olacak ? Maalesef, söz uçar, yazı kalır. Ampul gibi duruyor o övgüler, siteler silmiyor. Döktü şimdi “stance”ı eksik diye, profösör ayaklarına yat dur. O ayakları yiyen bi ergen zekalı çıktı zaten, demiştim ya yukarıda, kum tanelerini ayıkla diye, kastettiğim oydu. Sen idareyi yağla, o seni. Olun vıcık vıcık.
Yıllardır çeşitli rumuzlar altında hep kendisinin yaptıklarından övgüyle sözeden ve kapıştığı bütün yorumculara “sen ne bilirsin, yaptın mı” diye çıkışan komedyen yorumcu değil, “adını yaz adını yaz” diye zıplayan bi trol, bir algı operatörü. Yazar değilim, ne yazacağım, kendim gibi bu sporu izleyenlerle dertleşirim, sana ne “operatör” ? Yorum köşeleri yorumcular için var ama bu operatörler de bunu kötüye kullanıyor. Çok biliyorsan yazarlık yap, kur bir site, döktür. Bakalım ciddiye alıp da izleyen olacak mı ? Biliyorsun ki olmayacak, omun için buralara tebelleş oluyorsun. “Ben yaptım” dediğin işin de ucundan geçtin ve üzücü bir şekilde sonlandı. Bu psikolojik durumun yüzünden başarılı her sporcu senin için potansiyel hedef. Onlara çamur sıçratacaksın ki rahatlayasın. Kafanın almadığı şey bu formül işlemez, asla da işlemeyecek.
Maliyecilerin meşhur lafı “istatistik yalan söylemenin en kolay yoludur”. Ciddi araştırmacılar için veri tabanının tek yön gösteren bir sürü elemanından birini teşkil eden istatistik, demeagoglar tarafından ise cımbızlayarak karşıtlara sallama şeklinde algı operasyonuna malzeme olarak kullanılır. Aynı demagog, Özlem Özçelik’in “Aslı Kalaç, istatistiklerde yüksek görünmüyor ama yaptığı işlerle katkıları özel” diye konuşmasını bu oyuncuyu beğenmeyenlere malzeme diye kullanır. İşte böyle adamına göre, konusuna göre yanar dönerlik, dansözlük kıvır babam kıvır, sonu yok. Şu kadar ribaund, şu kadar sayı. Basketbolu bilen hatta sadece izleyen herkes bilir ki ribaund var ribaund var, ama istatistikte onların niteliği gözükmez, “eşitlenir”. Bu demagojiye bakacak olursan Nigel Hayes Davis basketbolu Fenerbahçe’de öğrendi, önceden hiçbir şey değildi anlamı çıkıyor. Eeeee Şehmus o zaman, şahaneydi hani bir zamanlar, o zaman o da bu kulübe gelince mi “umuttu” veya “bozuldu”? İşte saçma önermelerle saçma sonuçlara böyle gidilir. Kafayı yemek isteyenlere ya da yemiş olanlara bu yolda hayırlı işler. Spor insan performansıdır, gün gün ortam ortam (takım sporlarında takım, antrenör, görev dağılımı vs) değişir, öyle fazla “teori” de kaldırmaz, ötesi laf ebeliğine girer. Devam et.
“Komplo teorisi” dedikleri ne varsa ultraliberallerin, hepsi de kat be kat fazlasıyla gerçek çıktı bu ülkede. Henüz çıkmayanlar da sırasını bekliyor. “Kimse malı götürmüyor, simsar da yok, her şey akıyor gidiyor, artık dünya değişti, bu işler böyle” masalına ancak bunu uyduranlar ve inanmak isteyenler inanır veya inanmak işine gelenler. Kişiden kişiye değişir, kiminde maddî çıkar (simsar avanesinde) kiminde kompleks ve eziklikler, kiminde zeka (Londra’dan sarkan ergen kalmış meczup) sorunu ö plana çıkabilir. Hiçbir aklıbaşında izan sahibi bu mavalları yemiyor, yemeyecek. İstediğin kadar çırpın, çırpınışların kendin ve konumun hakkında fikir vermeye devam edecek.
Laf laf laf laf laf laf laf, başka bir tek şey yok!!! Ne hakla basketbol sitesinde dedikodu yapıp tıraş edersin behey aciz? Behey cahil kere cahil, benim gezdiğim, yaşadığım ülkeler senin yaşından fazladır bu bir, Başardıklarımın sayısı da senin yaşının iki katıdır bu iki, BİNİNCİ DEFA SORACAĞIM, SENDE İKİ PARALIK DELİKANLILIK VARSA SÖYLEYECEKSİN; Hayatında neyi başardın? Basketbolu, sporu nerede, kimden öğrendin? Neden kendinden, adından soyadından utanıp saklanıyorsun? Kendinden utanana adam denir mi? Nedir bu korkun? Sen daha spor jargonunu bile bilmiyorsun be cahil. Hala basketbolu maliyecinin lafıyla anlatmaya çalışıyorsun mandıracı cahil kere cahil. Ya seni yalan makinasına soksalar makina iflas eder. Sen kimsin üç kuruşluk çaldığın laflarda ahkam kesecek? Kimsin? SEN, ÖDLEK, KORKAK, KLAVYELERİN ARDINDAN KAHRAMANLIK TASLAYAN, SAHTE, SANAL BİR YARATIKSIN. NE BİR EKSİK NE BİR FAZLA. SNOB, JAKOBEN ZÜPPE SENİ. SIĞINMIŞSIN DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ VOLEYBOL SİTESİNE DEVAMLI UZMANLIK TASLIYORSUN, SPOR ADINA SÖYLEDİĞİN TEK BİR KELİME BİLE YOK. KİMSENİN NE SENİNLE NE DE SÖYLEDİKLERİNLE İLGİLENDİĞİ VAR. SEN GİT HASTANEDE DOKTOR DÖVEN CEHALETİN ARDINA TAKIL. Sonuna kadar benden hakaret yiyeceksin, sana ve senin hasta fikirlerine geçit vermedim, vermeyeceğim. Sen hastalıkların en onulmazına sahipsin: Cahil kere cahilsin ama ne olduğunu bilmiyorsun. Sen bu ülke kurulurken “Ne varmış, bizden ileri ingiliz bizi yönetmeyecekte kim yönetecek” diyenlerin torununun torunusun. Dünya senin gibilere kalsaydı senin buralarda işin olmazdı, istediğin yerde, istediğin ortamda senin yalanlarını suratına vurmaya hazırım, sen hazır mısın sahte palavracı kahraman?
Söyleyecek bir şeyi kalmayan komalık zavallı işte sonunda kudurdu. Kudur kudur kıvran. Bre rezillerin rezili, basketbol alemininin yüzkarası, milletin eğlence maskarası, yazılanları anlayan anlıyor, senin beynin almıyor diye benim “jargonum” eksik olmaz. “Hakaret” yiyeceksin diyorsun, hakaret hep edildim hiçbirini de yemedim, sana yedirdim. Devam et, seninkiler hakaret, benimkiler gerçek. Hiçbiri kalmaz. Anlamadığın ama anlarmış gibi satışa kalkıştığın ilimden bilimden yok Mevlana’dan yok İbn Rüşt’ten yok voleyboldan yok şundan bundan sözaçıp da miileti burda salak yerine korsan birileri çıkar tam da oraya (“yerine”) seni böyle yerleştirir. Yılboyu ortada gözükmedin (belki de kapalı bakımda tedavideydin), – çok sahip çıkarmış ayakları sattığın – kulübe öbür tarafın trolleri musallat olurken. Kongre sonrası yalakalık hesabıyla buraların sahibi kesildin de etrafa ayar mı vereceksin, yedirmezler, çıktığın yere sokarlar senin gibi toz zerresi kadar değeri olmayan hokkabazları. Voleybol sitesinde de rezil oldun, herkes makara geçiyor, şimdi de siteye sallıyorsun, ezik ezik. Sana daha önce dedim, parasını öde reklam ver siteye (buraya, oraya), reklamında anlat, ne muhteşem okudun, yazdın, ne oynadın oynattın salla döktür, Londra’dan sarkan ergen yağcın oradan okusun, site de reklamdan kazansın. Bizse basarız “bu reklamı şikayet et” butonuna, “uygunsuz”seçeneğini de tıklarız, olur biter. Gelelim kimin neyin “torununun torunu” olduğu işine …
“derbederzade”, senin Sırp yalakası olmanla, – oralarda pek çok kahramanımız olmasına karşın – bir bölük düşmana içerden kapı açan hainle bağlantılı bozuklardan türemeliğin besbelli. Şimdi de dayılığa soyunup raconculuk oynuyosun ha ? Koççççum benim. Yalanlarını burada da “yüzüne çarparım” – sonuna kadar -, çarpmasına da, bahsettiğin “yer-ortam” muhabbetine gelince, sen “hazır ol” iyi saatte olsunlar çıkageliverir, bir yerlerde, bir anda.
Leeeeaaaaannnnn bu saate kadar oturttunuz ya beni!!! Geçen takıldım “durun siz kardeşsiniz” deyu ortamı yumuşatmak için…Ohooooo birbirinize girmişsin yine… Bu kez Ceyhun Abi bile girememiş araya, korkmuş belli… Handan ortağına selam verip kaçmış… Sporsever yalnız kalmış, yedirmeyiz kusura bakmasın o kindar ikili!!! Çıkardığım sonuçlar; 1-Sporsever daha ağırlıklı ama ikimizde benim sizlerle karşılıklı yorumları mı kullanmişsınız (şahsi bilgileriniz anlamında diyorum ) 2- MAD hep aynı teraneyi yiyiyorsun hem (en sonda) hakaret anlamında hem de yazı içeriği olarak.(sıkıcı) 3-Sporsever yine bir yol tutturdu “kabaca yerli milli diye adlandırılan “1-2 yıldır konu dışına gereksiz çıksa da (bazen bana, bazen geyik olsun deyu yazanlara vs) istikrarlı… 4-MAD ise tek bir başarıda gelip uzun süre onun ekmeğini yemeye çalışan yancı gibi 5-İlk 4’ü okuyunca sporsever tarafındayım gibi oldu sanırım ama “bilemiyorum Altan bilemiyorum” 6-Ama bazı bazı her okuduğu FB ile ilgili geyik-eleştiri-küçümseme gibi yazıları benim yazdığımı sanan MAD anladım ki Sporseverin bazı yorumlarını da bana mal ediyorsun… 7- Vedat Özdemiroğlu ustanın iki resim arasındaki 7 fark gibi oldu yazı ama hakkaten öyle yazsam çok daha fazla eğlenirdik!!!