Cumartesi, Temmuz 27, 2024
spot_img

Dünya Emekçi Kadınlar Günü (Naci Özonay)

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,

Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından 2006 yılından itibaren düzenli olarak yayınlanmaktadır.

2023 yılı raporunda yer alan, “Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Endeksi” ekonomi, eğitim, sağlık ve siyaset alanlarındaki cinsiyet eşitsizliklerini karşılaştırmalı olarak sunmaktadır.

Endeksin hesaplanmaya başladığı 2006 yılında 115 ülke arasında 105. sırada olan Türkiye; 2021 yılında 156 ülke arasında 133.sıradaydı. Türkiye, 2023 yılında endeks sıralama değerine göre 5 basamak geri giderek küresel sıralamada 146 ülke arasında 129. sırada yer aldı!

2023 yılı verilerine göre ‘Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Endeksi Göstergeleri’* dünya sıralamasındaki yerimiz ise şu durumdadır:

İşgücüne katılım oranı 130. sıra

Kazanılan tahmini 1000 USD gelir 128. sıra

Yasa yapıcılar, üst düzey yetkililer ve yöneticiler oranı 119. sıra

Profesyonel ve teknik işlerde çalışanların oranı 98. sıra

Okur yazarlık oranı 100. sıra

İlköğretime kayıt oranı 80. sıra

Ortaöğretime kayıt oranı 107. sıra

Yükseköğretime kayıt oranı 106. sıra

Sağlıklı yaşam beklentisi 108. sıra

Parlamentoda kadın oranı 110. sıra

Bakanlık pozisyonlarında kadın oranı 134. Sıra

Yukarıda yazmış olduğum rakamsal verileri sayfalarca yazmak mümkün. Ülkemizi ilgilendiren kısımları kısaca yazmak zorunda kaldım.

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,

Dünyada ne eğitimde ne istihdamda olan gençler NEET’li olarak adlandırılıyor. (Not in Employment, Education or Training)

TÜİK verilerine göre 18-29 yaş arasındaki gençlerin yüzde 32’si NEET kategorisinde. Ülkemizdeki NEET gençlerin sayısı 4 milyon 627 bin. NEET genç kadınlar ise 3 milyon 228 bin kişi. Kabaca her üç gencimizden biri ne eğitimde ne de istihdamda. Tüm gençler arasında genç kadınların durumu ise neredeyse her iki kadından birinin NEET olduğuna işaret ediyor. Türkiye’de NEET oranı yüzde 32 iken OECD ortalaması yüzde 16,4. Türkiye bu oranlarla 36 OECD ülkesi arasında sonuncu sırada yer almakta.

Bu sonuçlara bakıp ‘elimizden ne gelir ki’ deyip bir kenara çekilmeyi düşünebiliriz. Evet her sorunu kökünden çözmemiz mümkün değil. Ancak, özel kurumların, eğitimcilerin, anne ve babaların kısacası hepimizin üzerine düşen görevler olduğunu düşünüyorum.

Sabancı Vakfı genç kadınlarda neredeyse yarı yarıya olan bu oranı tersine çevirmek için İlgili bakanlıklar ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile birlikte “Geleceğini Kuran Kadınlar Vakfı” projesini hayata geçirdi. Ve bu projenin ilk iki yılında 1000’e yakın kadına eğitim verildi. 100’ün üzerinde genç kadın istihdam edildi. “Fırsatlar Haritası” ile de hem işverenler hem de iş arayanlar bir araya getiriliyor. Projenin pilot illeri olarak Adana, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, Konya, Mardin, Trabzon, Van ve İzmir olarak belirlenmiş, ancak depremden sonra 20 kent olacak şekilde genişletilmiş durumda.**

Tam burada şunu belirtmeden geçmem doğru olmaz. Yapılan uluslararası çalışmalar, kadın istihdamının yüksek olduğu ülkelerin dünya ekonomisinde de üst sıralarda yer aldığını göstermektedir. Bir örnek vermek gerekirse, Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde Litvanya 2023 yılında 9.sıraya yükselerek ilk 10 ekonomi arasına girme başarısını da göstermiştir.

Bahçeşehir Koleji BSL ligi başkanlık görevini Begüm Yücel’in devralmasından sonra Genel Menajerliğe de Pınar Çiler Çağlayan’ı atayarak erkeklerin egemen olduğu bir alanda kadın liderlere görev vererek örnek bir tutum sergilemiştir.

Kadın Voleybol milli takımımızın son yıllarda elde ettiği dünya çapındaki başarılar ise binlerce kız çocuğumuzun sporla tanışmasına neden olmuştur. (Tabi ki bu çerçevede maçları izlemeye gelen kız çocuklarımızın sayısının artması için federasyonlar ve ilgili kurumlarda ortak çalışmalar yapmalıdır.)

Ancak kadın takımlarımızın da erkek antrenörler tarafından çalıştırılıyor olması ayrı bir ironik durumdur.

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,

Sorun bir tek kadının istihdamı ve toplum yaşamının içine çekilmesiyle de bitmiyor. Ülkemizde her gün işlenen kadın cinayetlerinin (maalesef kanıksar hale geldiğimiz) bitirilmesi için ciddi düzeyde çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Günümüzde kadınlarımız, eğitim, iş hayatı ve toplumsal yaşama eskiye nazaran çok daha güçlü bir şekilde katılmaktadır. Erkeklerimizin bir kısmının kadınların gelmiş olduğu bu noktayı kabul etmemeleri eşler arasında istenmeyen çatışmalara neden olmaktadır.

Burada anne, baba ve eğitimcileri ilgilendiren kısmı alınacak her türlü ‘hukuki ve cezai’ önlemden çok daha değerlidir.

Aile, insan topluluklarının bir arada yaşamaya başlamaları ndan sonra oluşan ilk kurumdur ve çocuğun ilk eğitimini aldığı ortam, çocuğun yaşamını etkileyen en önemli yerdir. Çocuğun kişiliği, öncelikle aile içinde anne-babası ile etkileşimi sonucunda gelişir.

Anne ve babaların önemle ‘erkek’ çocuklarına “cinsiyet eşitliği” üzerine yapacakları sohbetler, verecekleri eğitimler ise büyük önem taşımaktadır. (Anne ve babalarımızın bu konularla ilgili okuyabileceği yüzlerce kitap ve makale bulunmaktadır.)

Anaokulu ve devamında başlayacak olan örgün eğitimle birlikte öğretmenlerimiz ve ilgili birimler çocuklarımıza “cinsiyet eşitliği” konusunda gerekli eğitimleri güçlü bir şekilde vermektedirler.

Sonuçta “EĞİTİMİN” çok büyük önem taşıdığını hepimizin tartışmasız bir şekilde kabul etmesi gerekmektedir.

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,

Dünyadaki ülkelerin çoğundan önce kadınlarımıza vermiş olduğu haklardan dolayı büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü şükran ve minnetle anarken, emekçi kadınlarımızın gününü kutlar, esenlikler dilerim.

Saygılarımla

Kaynak:
*Global Gender Gap Report/ CEİM Veri portalı
**Ekonomim Handan Sema Ceylan

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

15,872TakipçilerTakip Et
36,695TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

REKLAMLAR

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi