Çarşamba, Aralık 11, 2024
spot_img

Eğitim, Arge, Finlandiya (Naci Özonay)

- Reklam-

dersleri;

Değerli Antrenör ve Öğretmen Arkadaşlarım,

Finlandiya mucizesini anlamak için çok geçmişe gitmeye gerek yok. 1970’lerde ülke teknolojik altyapıya büyük bir yatırım yapma kararı alıyor. İşe üniversite kurarak başlıyor. Sadece bir iki bina iki sıra değil, gerçek anlamda bilgiye ulaşma özgürlüğü olan ve araştırma yapan üniversite.

Finlandiya mucizesinin ikinci etabında “EĞİTİM ve ARGE” ye büyük bir kaynak aktarılıyor. Bu yatırımlar gerçekleşirken 1990’ların başında Finlandiya büyük bir ekonomik krizle karşılaşıyor. Ve ülke yüzde 10 küçülürken işsizlik yüzde 20’lere çıkıyor. Finlandiya tarihinin en genç başbakanı Esko Aho krizi fırsata çeviriyor. Tüm bakanlıkların bütçesini keserek devleti küçültüyor. Ve bütçe kesintilerinden elde ettiği tasarrufu “EĞİTİM ve ARGE” ye yatırıyor.

1970’lerde üniversite ve teknolojiye, 1990’larda “EĞİTİM ve ARGE” ye bütçeden aktarılan kaynaklar bakımından Finlandiya dünyada ilk sırada yer alıyor. Ülke milli gelirinin yüzde 3.5’i ARGE’ye harcanıyor (‘de bu oran yüzde birin altında)

ARGE yatırımları da çok kısa sürede etkisini gösteriyor. 1991’de 1000 kişiden sadece beşi ARGE’de çalışırken bu sayı 2003’te 22’ye çıkıyor.

Sonuç; 2000’li yıllarda Finlandiya tüm uluslararası eğitim ölçeklerinde zirveye çıkıyor. Bugün Finlandiya dünyaya eğitim reformu ihraç ediyor.*

Ülke basketbolumuzda sıkıntılı dönemlerden geçmektedir. Hiçbirimizi süper lig takımlarımızın Avrupa kupaları ya da ligde alacağı dereceler kandırmamalıdır.

Türkiye 85 milyon nüfusu ile nicelik olarak çok büyük bir ülke konumundadır. Hepimizin kafa yorması gereken konu ailesi olarak, bu 85 milyon nüfusumuzu nasıl harekete geçireceğimiz olmalıdır.

Yıllardır dünya çapında oyuncu ya da antrenör transferleri gerçekleştirdik. Euro Lig şampiyonu olduk, Avrupa kupalarında başarılar elde ettik.

Geldiğimiz noktada kendimize şu soruyu sormamız gerekir diye düşünüyorum. Bunun ülke basketboluna yansıması ne oldu?

Çocuklarımız sokaklarımızda elektrik direklerine basketbol potaları asıp basketbol mu oynamaya başladı? (1981 yılı rahmetli Aydan Siyavuş hocamızın liderliğinde Balkan Şampiyonu olunması ve Beyaz Gölge dizisinin ülke çapında yarattığı etki çok iyi incelenmelidir)

Anne babalar çocuklarının ellerinden tutup koşa, koşa basketbol salonlarına maç izlemeye mi geldi?

Çocuklarımız Beden Eğitimi derslerinde basketbol potalarını kapma yarışına mı girdi?

Alt yapılardan süper lige oyuncu kaynağı mı sağlandı?

Lisanslı sporcu sayımızda patlama mı oldu? (Bu sorularımızı çoğaltabiliriz.)

Değerli Antrenör ve Öğretmen Arkadaşlarım, giriş bölümünde Finlandiya’nın eğitim alanında ki başarısından söz ederken amacım sizleri rakamlara boğmak değildi. “AR-GE” nin önemini belirtebilmek adına, Finlandiya’nın ilerlemesine ait rakamları sizlerle paylaşma ihtiyacı hissettim.

2015 yılında Antalya’da katılmış olduğum eğitimlerden birinde Finlandiya Eğitim Bakanlığı yetkilisi de konuşmacıydı. Sunumunu bitirdikten sonra, soru cevap bölümünde kendisine şu soruyu sordum “ülkenizde de her bakan ya da her iktidar değişikliğinde “EĞİTİM” politikalarınızda sil baştan oluyor mu?” İnanın yetkili sorumu anlayamadı. Ve sorumu tekrar sormak zorunda kaldım…..

Kendisi bana ve oradaki yaklaşık 700 civarı okul idarecisine şu yanıtı verdi.. ”1970 yılı başından itibaren kararlı sürdürdüğümüz bir sistem var. Bizde eğitim politikaları ne kişilerin ne de iktidarların isteğine göre şekillenmez. Dünyada ki eğitim alanında gerçekleşen inovasyonları yakından takip edip sisteme dahil ederiz. Onun dışında eğitim sistemine kimse dokunamaz.” Cevap net ve bu kadar kısaydı.

Ne yazık ki ülkemizde ki durum, hepimizin de çok iyi bildiği gibi böyle değildir. En önemli eksiğimizin planlama yapma becerisi olduğunu düşünüyorum. Tabi ki buna paralel olarak ta “SABIR” yönümüzde çok zayıf. Herhangi bir yola çıktığımızda hemen etkisini görmek istiyoruz. Aksi takdirde her şeyi çöpe atıyoruz. Bunun en önemli göstergesi olarak, takımlarımızdaki sık sık olan antrenör değişikliklerini söyleyebilirim.

Basketbol Milli Takımımız, bugün Olimpiyat, Dünya, Avrupa şampiyonu olmuş olsa bile, Türk basketbolunun geleceği için çok iyi planlama yapılması gerekmektedir. Gelecek 5,10, 20’li yılların planlamasını, çalışmalarını yapmak zorundadır. Bunun da yolu bilimsel çalışmalardan geçmektedir.

85 milyon nüfusun basketbolumuz açısından niteliğe dönebilmesinin iki önemli yolu olduğunu düşünmekteyim. İlki “EĞİTİM” ikincisi ise Basketbol Federasyonu bünyesinde kurulması gereken “AR-GE” birimi olmalıdır.

Sağlıklı, doğru oluşturulmuş AR-GE alt yapısına sahip olan ülke ve kurumların başarılarını burada paylaşıp sizlerin değerli zamanını almak istemiyorum. Okuduğum bir makalede ARGE biriminin kurumların gelişme ve ilerlemesine çok önemli “kaldıraç etkisinin” olduğunu yazıyordu.

Francıs Bacon “bilgi güç kaynağıdır” diye ifade etmektedir. Günümüz bilgi çağında her alanda rekabet edebilmek için akla gelen önemli kavramlardan biri AR-GE olmalıdır.

Bu çerçevede yapılması gereken çalışmalara birkaç örnek vermem gerekirse;

  • İlgili tüm bakanlıklarla temas kurulması
  • Yerel yönetimlerden alınabilecek desteklerin tespiti
  • MEB ve Üniversitelerin ilgili bölümleri ile hızla temasa geçilmesi
  • MEB’na bağlı spor salonlarından en üst düzeyde fayda sağlanması
  • Görsel ve yazılı basında basketbol sporunun çocuklarımızın sevdiği yerli sporcularımız ile tanıtımı yapılıp, anne ve babaların ilgilerinin çekilmesi
  • Daha önce ki yazımda da ifade ettiğim gibi Türkiye’nin her tarafında örgüü olan Beden Eğitimi Öğretmenleri ile ivedi bir şekilde çalışmalara başlanması
  • Basketbol sporunun, semtlere, halka, sokaklara yayılması
  • Sokaklarda basketbolun oynanabilmesi için belediyelerle temas kurup ekonomik basketbol oyun alanlarının yaratılması.
  • Maddi imkansızlıklardan dolayı basketbol sporunu askıya almış ya da küsmüş özel okullarla hızla temas kurup, maddi, manevi desteklerin verilip yeniden basketbol sporunun içine çekilmesinin sağlanması
  • İlkokul yaşından itibaren çocuklarımızın müsabakalara gelmesini sağlayarak basketbolun sevdirilmesi ve dolaylı olarak basketbola kazandırılması.
  • Okullar arası müsabakalara basketbol branşında ülke çapında geniş katılımın sağlanması. Gerekiyorsa, okullara top, eşofman, açık basketbol alanları desteğinin sağlanması
  • Basketbol sporuna aşık bir sürü üniversitelerde okuyan amatör gönüllü bulunmaktadır. Bu gençlerden alınabilecek desteklerin alınması.

Çok Değerli Antrenör ve Öğretmen Arkadaşlarım, rahmetli Doğan Cüceloğlu hocamızın “Korku Kültürü” kitabının arka kapakçığındaki sözlerle yazımı noktalıyorum.

“Ben” değil “biz” diyen güçlüdür. Toplum olarak “biz” kimliğimizi keşfetmek ve yaşamak zorundayız. Barış, huzur, üretim, gelişme içinde özgürce yaşamamız, “biz” diyebilmemize bağlıdır. **

Saygılarımla.

*Yol Ayrımındaki Türkiye Ya Özgürlük Ya Sefalet Selçuk Şirin

** Korku Kültürü Doğan Cüceloğlu

- Reklam-

5 YORUMLAR

  1. Naci hocam tüm birikimi ile yanlış gidişatın düzeltilmesi için uyarılar yapmış fakat burası ilkokullarda beden eğitimi derslerine sınıf öğretmenlerinin girdiği, eskiden var olan ama artık olmayan ilkokullar liginin bile olmadığı ve bu durumun tbf nin umurunda olmadığı bir ülke değil mi yoksa yanlış yerde mi yaşıyor kendisi. Resim, müzik ve beden eğitimi gibi yetenek tespiti gerektiren derslere branş öğretmenleri girmiyor din derslerine branş öğretmeni giriyor. İlkokul yapılıyor spor salonu projede olmuyor ve meb bunu onaylıyor. Tbf hiçbir şekilde okullarda tarama yapmıyor ve bununla ilgili bir planlaması olmuyor. Gençlik ve spor bakanlığında sporla hiçbir ilişkisi daha önce olmamış insanlar şube müdürlüğü ya da daire başkanı olarak görev yapıyor. Tüm ülke paralı basketbol okulu çöplüğüne dönmüş sadece 60 dakikalık antrenmanlarla es kaza çocuğunu basketbol eğitimine getiren velilerden ortalama 900_1500 tl aralığında fahiş aidatlar alınarak içi bomboş antrenmanlar ile insanlar kandırılıyor. Ülke insanın ciddi bir kısmı asgari ücretle geçim derdin de iken bir de onlardan basketbol okulu aidatı ile basketbola yetenekli çocukların sisteme entegre edilmesi ne denli mümkün. Toplumdaki kaç velinin çocuğu Saint josephte, Bahçeşehir Kolejinde ya da Ted kolejinde. Bunlar zaten karnı tok çocuklar, basketbol ile ailelerinin zoru ile uğraşıyorlar. Naci ağbinin belirttiği nicel üstünlüğümüz pratikte bu şekilde değil mi. 85 milyondan bir play maker çıkarmak için ne Tbf ne spor bakanlığı hayıflanmıyor. Gelir durumu müsait olmadığı için basketbola gidemeyen çok sayıda çocuğumuzun varlığı tek nicel gerçeğimiz değil midir? İstanbul da Efes, Fenerbahçe, Beşiktaş ve diğer kulüplerimiz, Ankara da Telekom, Ted Koleji, İzmir de Karşıyaka ve diğer illerimizdeki kulüplerimiz gelir düzeyi düşük okullarımızda tarama yapıyorlar mı, cevap kocaman Hayır. Okullara sadece kendi fahiş fiyatlı basketbol okuluna müşteri bulmak için afiş asmaya gelen cingöz basketbol okulları geliyor. Eminim Finlandiya ile bu açıdan da aramızda farklar vardır.

  2. İyi niyetle yazılmış ama 30 yıldır söylenenlerden farklı çözüm önerisi sunulmamış. Hala Beyaz Gölge, Balkan Şampiyonası etkisi gibi bir etki yaratabilecek olay, dizi vs. bekleniyor. Ne 80’lerdeki gibi tek kanallı bir Türkiye ne de bu şekilde etki altına alınabilecek bir toplum/jenerasyon var. Bu tür bir başarı ateşleyici güç olsaydi 2001 ve 2010’da olabilirdi, olmadı (veya kısmi-yetersiz oldu). Okullarla, belediyelerle temas kurulmalı fikrini de yıllardır duyarız ama bu da bir türlü verim vermiş bir şey değil.

  3. Naci hocam çok farklı bir bakış açısı sunuyorsun. Yapılması gerekenleri bir çatı altında toplama fikri (ARGE) çok güzel.
    Bence ARGE gurubunda, görüşülmesi gereken tüm kurumlardan temsilci bulunmalı. Kurumlar ile iletişim konusunda faydalı olur diye düşündüm.

  4. Naci hocam yazıyı alıp baş köşeye asarım. Ama sadece o kadar. Çünkü bu ülke spor yapılsın istemiyor. Bugün gençlik spor ilçe müdürü salonda idman yapılmasın diye uğraşıyor. Salon 7/24 dolmali herkese açık olsun dedikçe,sudan bahanelerle gençlerin spor yapmasını engelliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
37,546TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi