Fenerbahçe Beko evinde Partizan‘ı 91-76 yenerek çok kritik bir galibiyet aldı. Adeta evine dönen ve büyük bir sevgiyle karşılanan Obradovic karşısında evladı denilebilecek Sarunas Jasikevicius da saygıda kusur etmedi. Karşılaşma boyu skor ve oyun iki tarafa da gidip gelirken Partizan’a göre daha geniş kadro kullanan temsilcimiz üstünlüğü eline geçirdi. Euroleague kariyerinde rekoru 6 sayı olan Sestina şapkadan çıkan tavşan gibi fark yarattı ve 14 sayıyla kendi rekorunu paramparça etti. Dorsey 24 sayıyla maçın yıldızı olurken son çeyrekteki ilk beş dakika Partizan takımının rüyalarına girecek seviyedeydi.
Maça savunma yapmakla ilgilenmeyerek başladık. Adeta idman temposunda oynayan Partizan ne isterse onu yaptı. Özellikle tempoyu bir türlü düşüremeyince rakip potamıza istediği gibi gitti. İlk çeyrek sonunda 31-19 gibi korkutucu bir skor vardı.
İkinci çeyrekte rakibi durdurmaya başlayınca fark da erimeye başladı. Tempoyu düşürüp rakibi biraz daha zor atışlara yönlendirdik. Zaman zaman bireysel çözümlere çok dalsak da devre sonunda farkı 5 sayıya indirdik ve ikinci devree 48-43 geride gittik.
Üçüncü çreyreğin sonunda 5 kısalı hatta süper kısa bir beşle oynadık. Rakibin kafası bu bölümde karışırken üstünlüğü de ele aldık. Son çeyreğe giderken 68-64 üstünlüğümüz bulunuyordu.
Son çeyreğe rakibini abandone eden şampiyon bir boksör gibi girdik. 14-0 geçen 5 dakika içinde Partizan üç molayı birden yaktı. İlk isabetini 5. dakikada bulan Partizana karşı adeta şov yaptık. Kalan sürede farkı koruyup süreyi eritince karşılaşmadan 91-76 galip ayrıldık.
Bu maçı kesinlikle Saras sayesinde aldık. Sık rotasyon ve kısa beşlerle ve uzunlardan hiç katkı alamadan rakibi oyundan düşürdü. Maçın adamı Nate en iyi maçını oynadı ki sayılarının hep kritik anlarda gelmesinin önemi de büyüktü. Keşke Saras sezon başında gelseydi herşey çok farklı olabilirdi. Gelirken kafalarda soru işaretleri olan Saras boynuz kulağı geçer misali Obradovic’e ikinci yarıda bilhassa son çeyrekte ezici üstünlük kurdu. Başta koç tüm takıma, taraftarlara tebrikler.
GS maçı dolayısıyla kopuk kopuk izledim.Amma velakin ilk olarak aklıma şu geldi,Eyyy fbliler Motley’e bizim Haliloviç muamelesi yapmayın.Papa değil sizi f8e götürecek…Motley…Bu kadar kolay vazgeçilmemeli. Jasi, beni şaşırtmaya devam ediyor şuan tamamen eski düzen gidiyor FB yani şutları girerse yolu açık…Sestina ısrarı bu yüzden!!! Halbuki Barca’da üst üste 2 üçlük denese bıyıklı kenara gelirdi :))) Adamı yeteneklerinden soğutan Jasi , Dorsey’e yürü ya kulum deyu… İçerden FB ‘ye sıkıntı çıkaramayan takımlar Bknz Efes bknz Partizan özellikle iç saha maçlarında yenilmeye mahkûm… Ama bakın Kızılyıldız’a (Bolomboy) yada ilk yarı Efes ‘e(Oturu) içerden çökertmişti Fb’yi… Gerçi Erdem Hocam Oturu’yu oyundan soğutup maçı vermişti(yazdık) Haaaa Obra’da bugün tamamen duygusaldı ilk çeyreğin yıldızı Caboclo’yu 2 faullü oyunda tuttu , akıllı Dorsey 3letti ve bir daha sayı da atamadı, oyuna konsantre de olamadı Caboclo(o ana kadar 13 sayı attı) Haaaaaa hakkını da verelim Jasi’nin. 1-Uzunların defolarını maç içinde saklamak için elinden geleni yapıyor 2-Fblilerin en çok eleştirdiği benim ise çok rahat takımı play-offa sokar dediğim Calates’e emanet etti tüm anahtarları 3- Kızılyıldız maçında Hayes’i son Periyotta evladım Giedraitis kilitleyince hücumda hiçbir şey üretemez hale gelmişti ve takımı bugün Hayes ‘e zorunlu olmaktan kurtardı.(Sestina) Demek ki maç analizi yapıyor Jasi Bey(Erdem Hocam duysun) 4-Dorsey’e özgürlük vermekten çekinmiyor. 5- Fikstür avantajını iyi kullandı Kızılyıldız hariç FB…Bu onları uzun süre ilk 8de tutacaktır, bakalım deplasman performansına… Unutmadan Euroleague ‘in torpillisi Partizan geçen yıl bizim Türk takımlarını yenerek ve sahasında hakem torpiliyle f8 yapmıştı buna FB dur dedi tebrikler, darısı Efes’e…