Profesyonel Basketbolcular Derneği (BASKED), Beşiktaş koçu Dusan Alimpijevic‘in yerli oyuncular hakkındaki söylediği sözlere yönelik bir açıklama yayınladı.
BASKED’in açıklaması şöyle:
“Basketbol yerli ve yabancı oyuncuların bir arada mücadele ettiği bir takım oyunudur. Sporun içinde bulunan her paydaş çok iyi bilir ki iyi veya kötü örneklerle her zaman karşılaşılabilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde çalıştığı süreçte yerli sporcuların da katkısı ile ciddi başarılar elde etmiş, yerli veya yabancı ayırt etmeksizin sahada ve saha dışında hak ettiği değeri alan sporcunun bunu da sahaya olumlu olarak yansıttığına ve hatta geçtiğimiz yıl çalıştırdığı yerli bir sporcunun bu sene NBA‘den kontrat aldığına bizzat şahit olmuş bir antrenörün tüm bunları göz ardı ederek en başta yıllarca kendi çalıştırdığı sporcular olmak üzere tüm yerli sporcuları itham altında bırakmasına ve hedef almasına anlam veremiyoruz.
Hem kamuoyunun hem de birçok sporcunun takdirini kazanmış bir antrenörün henüz sezonun ilk haftasında “iş ahlakı” vurgusu üzerinden genelleme yaparak özellikle sporcular tarafında tüm sempatisini kaybetmeyi göze alabilmesinin nedenini merak ediyoruz. Bizler yerli veya yabancı ayırt etmeden tüm sporculara eşit ve adil davranılmasını bekliyoruz. Bu açıklamalarını doğru bulmadığımız bir antrenör yüzünden tüm antrenörleri hedef almadığımız gibi aynı hassasiyeti yine bu sporun diğer paydaşlarından da bekliyoruz.
Son olarak, basketbol camiası olarak hepimiz büyük bir aileyiz. Takımlarımızı ikinci bir evimiz olarak görüyor, içeride yaşananların bizler için dışarıya çıkmaması gereken bir mahrem olduğunu düşünüyoruz. Zaman zaman yaşanılan sorunları da yine kendi İçimizde çözmek istiyoruz. Saygı çerçevesi içinde, değindiğimiz hassasiyete önem veren ve yerli-yabancı ayırt etmeksizin hem saha içinde hem de saha dışında bizlere adil bir şekilde destek veren değerli tüm antrenörlerimize ve yöneticilerimize teşekkür ediyoruz. Bunun dışında sporcu itibarını medya üzerinden hedef alacak her türlü davranışa da karşı tavır göstereceğimizin bilinmesini istiyoruz.”
“… geçtiğimiz yıl çalıştırdığı yerli bir sporcunun bu sene NBA’den kontrat aldığına” Evet, Onuralp Bitim Efes’te hak ettiği süreyi alamadığını düşündü, Bursa’ya gitti, eleştirdiğiniz koç Onuralp’i yerli olduğu için değil o süreyi hak ettiği için oynattı, Onuralp daha yükseği hedefledi, konfor alanından çıkarak NBA kontratı aldı. Sizler de bu tepkili açıklamalara ayırdığınız kadar enerjiyi Onuralp gibi kendinizi geliştirmeye harcarsanız, siz de bir gün Onuralp’in geldiği noktalara gelirsiniz.
ALİMPİJEVİÇ GÖREVDEN ALINSIN BJK YÖNETİMİ OLAYA EL ATSIN BU HADSİZ DÜNKÜ YETME KİM KİME SALLIYOR YAKUP HOCANIN ÜSTÜNE HARAKETLER FALAN SAYGISIZLIK YAPUYOR. HADDİNİ BİLECEKSİN ALİMPYEVİÇ HADDİNİ BİLECEKSİN TÜRK OYUNCULARIMIZA SALLAYAMAZSIN SEN KİMSİN BURASI TÜRKİYE CUMHURİYET DEVLETİ BİZİM YURTDUMUZDA BİZİM VATANIMIZDA BİZİM ÇOCUKLARIMIZI AŞAĞILAYICI KÖTÜ HİÇ MIŞ KONUŞMALAR YAPAMAZSIN SEN! BİZİM ÇOCUKLARIMIZ HERŞEYİN ÜZERİNDEDİR BU HADSİZİ HER MAÇ PROTESDO EDİN HER GİTTİĞİ YERDE YUHALAYIN
Sanamı kaldı, kimin görevde olup olmayacagini değerlendirmek, Adam söylediklerinde %100 hakli..Aynı olay futbol içinde geçerli.
Hangi söylediği doğru değil. Söyle Bi zahmet. Ne yani kendisi Türk değil diye gözünün önünde olanı mı söylemesin. Eleştiri yapanı düşman bellemek de pek Bi manasız bence
Ben de size tepki gösteriyorum: Neden Erkek milli basketbol takımında başarısısız? Neden yıldız diye ortaya çıkan oyuncularımız bir yerden sonra ileri gidemiyor? Neden avrupa liginde öne çıkan ve takımı sürükleyen yerli bir oyuncumuz yok?… suçlu açık konuşan Alimpijeviç sanırım.
Avrupa liginde takımını sırtlayan sırp oyuncu söyle bakayım teodosicten sonra oyuncuları yok üst seviye oynayan ! Alimpijeviç haddini bilecek Yakup hoca haddini bildirdi BİZ KENDİMİZ ELEŞTİRİRİZ KARDEŞİM ELİN SIRP I NE HADLE BENİM MEMLEKETİMDE BENİM EVLATLARIMI AŞAĞILIYOR ONA MI SORACAĞIZ KİM O NE BAŞARISI VAR OBRADOVİÇ AZINI AÇMADI BURDA TÜRK DİE AYIRMADAN HERKESE SÖYLÜYORDU BU HADSİZ KİM
Yakup Hoca yerli oyuncular için keşke geçen sezon Anadoluefes’te de bu şekilde reaksiyon verebilseydi!….
O yuzden milli takim gaurdları devsirme degilmi? Önce onu bir sorgulayin bir zahmet.
Görüyoruz performanslarını. O mevkideki etkisizlik onlarla başladı. Siz de onu sorgulayın bir zahmet.
“Bizler yerli veya yabancı ayırt etmeden tüm sporculara eşit ve adil davranılmasını bekliyoruz.” cümlesinin altı bomboş malesef. Tamamen eşitlik ve adalet bekliyorsanız yabancı kuralı tamamen kaldırılsın. Bir yerli oyuncu sadece ve sadece kadroda olmayı hakkediyorsa o kadroda kendine yer bulabilsin, bunun için çaba göstersin ve kadrodaki yerini haketsin. Sırf yerli olduğu için yurtdışına çıksa kazanabileceği paranın mislini burda kazanıp hiçbir şekilde gelişmeyen oyuncular, biri çıkıp “kral çıplak” diyince bir de tepki gösteriyor.
Dernek yönetiminizde bulunan Doğuş Balbay, geçen sezon ne kadar süre aldı?
Geçen sezon Anadolu Efes Türk oyuncularının hepsini İstanbul’da bırakıp Eurolegue deplasmanına gittiğinde neredeydiniz?
Geçen sezon Türk oyuncuları Euerolegue’de ne kadar süre aldılar?
gibi kafamda deli sorular….
Alimpijevic’in ifadeleri ve uslubü çok rahatsız edici gelebilir. Ancak çok haklı olduğu noktalar var. Peki biz bunun üzerine ne yapıyoruz? Her zaman yaptığımız gibi oyuncular üzerinden tartışmaya devam ediyoruz. Çünkü basketbolun tanrıları öyle istiyor… Bu ülkede kimse çıkıp üst seviye oyuncu yetişmesi için yönetici ve teknik adam konusunda yetersiz olduğumuzu söyleyemiyor. Bunlar olmadığı için teknik ve idari ekosistemi yaratamıyoruz demiyor… Bu konulara gireni linç edip dikkatleri başka yöne çekme konusunda herkes elbirliği ile çalışıyor… Oyuncular derneği daha sezon başlamadan bir oyuncuya yapılan hakarete sessiz kalıp siniyor ama şimdi hücum emri almış süvari birliği gibi reaksiyon veriyor! Basketbolumuz organizasyon ve camiası ile tam bir başı kesik tavuk misali….
Adam, mevcut yabancı kuralının yerli oyuncuların yatarak para kazanmasını sağladığını ve gelişemediklerini anlatmış. Havlu sallamayı tercih edenler de tepki göstermiş. Sonra milli takımda neden oyuncu yok.
Onuralp formayı vura vura kıra kıra sırtına geçirdi. Son geldiği nokta , takımın 1 numaralı opsiyonuydu. Sertaç Şanlı dümdüz uzundu , çalışarak Eurolig , Barcelona seviyesine çıkti adam. David Mutaf takip ediyorum, Eurolig seviyesi adayı bir skorer olabilir. Ligdeki yerlilerin büyük cogunlugu bu lige ait bir seviyede değil zaten. Sadece pasaportları onları bu kadrolarda tutuyor.
Koç kesinlikle doğru konuşmuş. Biz sorunun temeline inmeyip popülist söylemlerde bulunarak daha çok başarısızlık yaşarız. Sonra 7 8 milyonluk sırbistan, Litvanya gibi ülkeler nasıl bu kadar başarılı oluyor biz olamıyoruz diye hayıflanırız. Şu açıklama rezalet gerçekten
Tüm gelişen durumlar bu adamın haklı olduğunu gösterdi maalesef. Haberi ilk okuduğumda da ne kadar doğru söylemiş dedim. Her ülkede böyle mi bilmiyorum ama yerli oyuncu mafyası diye bir şey var. Basketbolda da futbolda da varmış bizde. Yabancı sınırlaması olmasa aldıkları paraların üçte biri paralara polonya, makedonya liglerine gidecek adamlar burada kendilerini zorlamadan kenarda oturmaya razılar. Antrenman oyuncusu tabirini ben kimseye yakıştırmıyorum. Barış Hersek kariyer geçirdi tek sezon oynayıp. Daha beteri birkan batuk. 21 yaşında 16 yaşında muamelesi ile all-star mvpsi yaptırdılar ama sonrası koltuk. Başarılı olanlar zaten olacaktı onları örnek görmek doğru değil kötülere bakıp onları düzeltmek lazım
Genellemeler kırıcı ancak 2010 dünya şampiyonası döneminden sonra gelen oyuncular ağırlık koyamadı. Bir Orhun bir Harun , İbrahim , Kerem tunceri, Kerem gönlüm, tamer oyguç , Sinan Güler vs. Vs. Bu Birçok Boşnak kökenli oyuncumuzu da saymadım. Son yıllarda sorumluluk alacak yürekli oyuncu çıkarma sayımız çok düştü. Sebepleri iyi araştırılmalı..
Adam haklı beyler hiç laga luga yapmayın bizim yerliler yatmayı seviyor adam doğruları söylemiş sikilmadinizmi hala aynı yüzleri seyretmeye
Oyuncular Derneği yılların eksikliğiydi. İyi iş yaptı. Yukarıdaki “yorumcular deneği” de ona tepkili. Sayıp döktüklerinin ileri tutarı yok. Türk basketbolunu bu kafalar gömdü. Biri de Onuralp’in geldiği noktayı göstermiş derneğe. Ne noktası ? Ne yapabildi milli takımda, kulübünün yeri ne ? NBA’ye gitmek mi nokta ? NBA’den gelenlerin milli takımda nasıl döküldükleri hoşunuza mı gidiyor yoksa ? “Kenarda oturup para kazananlar” bu ipsiz sapsız antrenör ve oyuncuları ligimize dolduran acentalarlardır, onların doldurduklarının kenarı gösterdiği oyuncularımız değil. “Sınırlar kalksın gümrükler kalksın herşeyimiz gelgeç olsun”, kafa çalışma şekli bu. Ekonomiyi de bu hale bu kafa getirdi 40 yıldan beri. “Sınır var” demagojisi ile sınırın göstermeelik olduğunu örtbas etme gayretindeler. 5 ile sınır mı olur ? Gelir elin çorbacısı 6 der. Şakşakçılar simsarlar da hepten kalksın der. Dünya yirmibeşinciliğinden kırkbeşinciliğine düşelim diye. Sınır 3 olsa çıkışa geçeriz ama bir takım irileşmiş simsar tayfasının suyu kesilir. Biri de açıklama rezalet demiş. Asıl açıklamaya bu tepki rezalet. Avrupa’da hiçbir ülkede böyle yabancı şakşakçısı yok. Çıksa orada biri böyle şeyler dese afaroz edilir, kimse ciddiye almaz, yazdıkları da yayınlanmaz. Geride kalma nedenimiz bu.
5 yabancı hakkının anlamı her takım 5 yabancı oynatmak zorundadır değil önce onu iyi anlamalıyız. Türk oyuncu yetişme ve gelişmesi sorununda gelecek geliri düşünerek bir an önce başarı isteyen kulüp yönetimleri,koltuk korkusuyla sırtlarını yabancılara dayayan koçlar, sadece başarıyı sahiplenme ve sponsorluk derdindeki federasyon,kendini geliştirmekten ziyade para peşinde koşan oyuncular,
çocuklarını para kaynağı olarak gören aileleri ve oyuncuların sırtından para koparma heveslisi menajerler herkes sorumlu. Sırp koçun söylediklerinde çok da kızılacak bir şey yok biz önce iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım,25 milyon genç nüfustan çıkan Türk oyuncuların halinden her şey belli. Önemli bir takımımızın genç bir Türk oyuncusuna sabah 9’da bireysel idman konuyor genç o saatte kalkamam çok erken daha geç saatte olsun diyor ama takımın yabancıları sabah 7’de salonda çalışıyor ! Maalesef gençlerimizin çoğunun olduğu gibi basketbolcularımız büyük çoğunlukla tembeliz ve kolay para peşindeyiz, bu bir gerçek. Bilhassa büyük takımlarımızdaki Türk oyuncular kendilerine şans vermeyen koçlara ve yöneticilere rest çekip düşük bütçeli takımlara gitsinler belki şikayet ettikleri bazı şeyler değişir…
Sırp koçun söylediklerinde yalan yok bunu bu işin içinde olan herkes biliyor. Türkler tembel değil ama yeteri kadar hırsları yok ve yabancı kontenjanı yüzünden rahata ve normalden fazla paraya alıştırılmışlar,
nasılsa her zaman her kulüpte kontrat bulurum diyorlar ki bu ister istemez insanı rahatlığa sokar ve gelişmelerine engel olur ki oluyor da. Yazını sürekli olarak etkili bir şekilde çalışarak geçiren kaç Türk oyuncu vardır acaba? Efes’de kenarda oturan birine bir Anadolu kulübü gel dedi çocuk ben o şehre gitmem hem parası da çok az dedi iyi mi? Sezonda toplasan 10 maçta toplam 30-40 dakika belki oynamıştır. Paraya bakmadan 1 sezonluk gitsene belki oynayarak gelişeceksin yıldız olacaksın o potansiyel var zira yok ben kalayım paslanayım kontrat bitip biraz yükü tutunca giderim. Yakup önce Efes yönetimini sonra eski koçunu sonra oradayken olan bitenlere tepki gösteremeyen kendini eleştirsin. Geçen sene anlı şanlı, güya ülkesi ve milleti kırmızı çizgisi olan şahıs Türk oyunculara onur kırıcı şekilde milletin önünde ceza verdiğinde ona ve kulübe tepki olarak niye takımdan ayrılmadın eyy Yakup? O şahıs aynısını yabancılara da yapabilir miydi ya da sen yapabilir misin?Efes 11 yabancı oyuncu transfer ederken neredeydin? Şimdiki takımında kaç yabancı var? Niye idealist olup tamamı Türk oyunculardan bir takım kurmadın? Ya eskisi gibi 1 veya 2 yabancı oyuncu oynayacak ya da yabancı sınırı olmayacak bir de bu şekilde denensin bakalım ne oluyor. Yabancı oyuncuların menajerlerinin ve buradaki bazı işbirlikçi koç ve yöneticilerin dümenleri çok, doğru da Türk oyuncuların ki çok mu farklı? Haddinden fazla para kazanan yabancı oyuncu var da yerli yok mu? Sırf Türk diye Fb’nin transfer ettiği Barış Hersek 3 yıl için 2 milyon euro para aldı! Bu normal mi? Ondan sonra 1 sene daha keyfine takıldı sonra ortadan kayboldu daha niye oynasın ki. Fb kaptanı Melih koçuna üstü kapalı tepki veriyor da aldığı parayı açıklamıyor. Madem koça tepkisi var üstü kapalı değil açıkça yapsın 34 yaşına gelmiş ki asıl tepkiyi kulüp ve federasyon yöneticilerine vermeli, o zaman anlaşmayı fesh etsin gitsin bir Anadolu takımına zaten bankada milyonlarca eurosu,doları var, hem takıma hem oradaki gençlere yardımcı olur hem de herkese ders ve örnek. Türk oyuncular madem ki haklılar onlara yeterli süre verilmiyor ki hiçbir oyuncu oynamadan,
hata yapmadan gelişemez, bu oyuncudan yöneticiye, koçuna,menajer,ailelere kim varsa kadar herkesin sorumluluğunda, tepkilerini göstersin 1-2 sezon büyük takımlarda oynamasınlar Anadolu takımlarına veya düşük bütçeli takımlara gitsinler. Son olarak da altyapı koçlarının maddi ve manevi olarak acilen desteklenmesi gerekiyor herkes bunu göz ardı ediyor…
Bazıları yerli oyuncuları eleştirme noktasına gelmiş, bu da bir aşamadır. Onuralp’i eleştiriyor, “Onuralp ne yapabildi” diyor, doğrudur, daha fazla çalışıp gelişmesi gerekir, umarım öyle olur. Kapıkule’den öteye gidemeyen yerlilerin de “koç bize süre vermiyor” diye göz yaşı dökmek yerine daha çok çalışması ve gelişmesi gerekir. Gelişme rekabetle olur, zorunlu kontenjanla değil.
Birileri de basketbolseverleri alık sanıp Avrupa’da neredeyse 10 yıldır üçlük isabet yüzdesine hayran olunan, milli takımı yıllardır en skorer oyuncusu olarak sırtında taşımış emektar kaptana “Kapıkule’den çıkamama” yalanını yapıştırıyor. Buna da “bu da yalanda bir aşamadır” mı diyeceğiz ? Bizim “maallede” “yalandan kim ölmüş” derdik çocukluğumuzda.
Kapıkule’den çıkma konusu bir nevi eksiklik duygusudur. Oradan “çıkmak” için illa yabancı ülke oyuncusu olmak gerekmez. Burada kalarak da dünya şöhreti olabilirsin. Harun Erdenay’a teklifler yağdı ama burada kalmayı seçti, çünkü iyi bir çevrenin bireyiydi, ezik bir sosyal çevresi olan biri değildi ve mutlu hayatını kesintiye uğratmak istemedi. Ve “Avrupa’nın Pegasusu” olarak spor hayatını başarıyla noktaladı. Kutluay da gitti-geldi, gitti-geldi. Ama öyle uzun yıllar uzaklaşmadan. Bir de NBA yapayım dedi, gördü ki orası sadece spor değil, sirk de var işin içinde, uymadı ona, o da zorlamadı, döndü. Ne kaybetti ? Hiç. “Gidin, gidin” zorlaması tıp mezunlarını bile sarmışken bunları anlamamaya koşullanmış çok kişi var maalesef bu depresif toplumda.
Bu konuda “yeri doldurulamayan eskilerden” Can Bartu ve Şükrü Gülesin deli dolu karakterli adamlardı, gittikleri İtalya’yı her yönleriyle kasıp kavurdular ama geri dönüp tekrar buranın büyük takımlarında yerlerini aldılar. Hatta Moda semtinin çocuğu olan Bartu İtalya’da ilerleyen yıllarda “vatan hasreti” (öyle demişti, siz “alıştığı cümbüşü yaşayamamak” diye de okuyabilirsiniz) çektiğini, oradaki son yılında fiyatı düşsün, Fenerbahçe kendisini geri alabilsin diye bilerek sıkmadan oynadığını itiraf etmiştir. Bu çok ibretliktir. Metin Oktay ise daha mütevazi çevreden geliyordu, gider gitmez uyumsuzluk yaşadı, hemen döndü ve performansı kaldığı yerden sürdü. Bu da tipiktir. Lefter de kısa sürede dönenlerdendir. Oralar cennet olmamaktan başka burada olmayan bazı eksiklikleri olan yerlerdir. Gel de anlat şimdi çoluğunu çocuğunu Madrid’lerin futbol basketbol takımlarına yollayanlarına. Bırak onları, dandik Balkan ülkelerine yolluyor menejerler ana kuzularını.
Türkler neden başka birşey yapınca, örneğin başka bir “top” ile oynayınca veya sırf performansa dayalı bireysel spor yapınca değil de sadece basketbol oynayınca “tembel” ve “paragöz” oluyormuş ? Toplumumuzdaki bu tür karakterler özellikle basketbolu mu seçiyor ? Elbette basketbolun bu tür bir özelliği yok. Özelliği bu branşta menejerlerin önemli bir bölümünün menejerliği “aşıp” simsarlığa soyunmaları, irileşmeleri ve basketbol alemini bir kısım federasyon ve kulüp yöneticileriyle, önemli bir kısım antrenörle avuçlarının içine almış olmalarıdır. İşte asıl bunda “yalan yok bunu bu işin içinde olan herkes biliyor.”
Barış Hersek’e çamur atmaktan hala vazgeçmeyenler var. Yıldız değildi ama Milli Takımda köşelerden üçlükleri sokan iyi bir oyuncuydu, kadro elemanıydı. O oyuncu ayağında prangayla öldürüldü. Normalde antrenör beğenmediği oyuncunun gönderilmesini ister. Ama durum hiç de “normal” değildi. 2 yıl geçti, 2 yıllık daha kontrat yaptırıldı onunla. O da umutlandı garibim, ne bilsin idam mahkumu olduğunu ? 4 yıl kaldı idamdan önce hücresinde. – Kaş göz yararak da kaçsa, hatta halâ çeşitli şekillerde kaş göz yarmayı sürdürse de prangalarını parçalayıp firar eden Faruk Yurtseven’e kimler kudurmuştu, hem 15 dakika boyunca basın toplantısında, hem de buralarda ? Sırp antrenörün getirdiği ipsiz sapsız bir sürü oyuncuya giden çuval dolusu paralar dert değil de o çocuğa ödenen üç kuruş dert öyle mi ? İlginçsiniz vallahi.