“Panathinaikos‘la EuroLeague zaferine ulaşan Ergin Ataman’dan, NBA şampiyonu Boston Celtics’e meydan okuma!”. Son birkaç gündür haber sitelerinde Sayın Ergin Ataman’ın bu iddialı cümlelerini okuyorum ve gündem olan bu haberleri biraz da hayretler içerisinde takip ediyorum. Bu haberleri hayretler içerisinde takip etmemdeki en önemli neden, Sayın Ergin Ataman’ın A Milli Takımımızın son kampında yaşananlarla ilgili hemen hemen hiçbir röportaj vermeyip de, bu tür popülarite arttırıcı söylemlerle gündem olmasıdır.
A Milli Erkek Basketbol Takımımızın ve Panathinaikos’un (Yunanistan) başantrenörlüğü görevini birlikte yürüten Sayın Ergin Ataman’ın, A Milli Erkek Basketbol Takımımızın hazırlık kampında oynadığı özel maçta Fransa‘ya 50 sayı farkla yenilmesi sonrasında Finlandiya ve Sırbistan maçlarının iptal edilerek, milli takım kampının daha önce planlanandan erkenden bitirilmesi sonrasında, kamp süreciyle ilgili herhangi bir açıklama yapmaya tenezzül etmeyip de; kulüp takımı üzerinden NBA şampiyonu Boston Celtics’e meydan okuma şeklindeki şov amaçlı cümleler sarf etmesini çok doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.
Sayın Ergin Ataman şunu bilemeli ki; kendisi sadece Panathinaikos (Yunanistan)’un başantrenörlüğü görevini yürütmüyor, A Milli Erkek Basketbol Takımımızın da başantrenörü konumunda. Hatta milli takım görevi, kulüp takımı görevinden çok önde bir görevdir ki, kendisi de bunu sıklıkla dile getiriyor. Bir Türk antrenörün kulüp takımları düzeyinde tarihi başarılar elde etmesi beni de çok mutlu ediyor. Ancak, aynı kişinin ülke basketbolumuzun niteliğinin en önemli göstergesi olan A Milli Takımımıza ise tarihi başarısızlıklar yaşatmasına da bir o kadar üzülüyorum. Ayrıca çok kısa süre önce Fransa karşısında aldığımız tarihi hezimetten sonra, kulüp takımı üzerinden şov amaçlı söylemlerle gündeme gelmesi de ne kadar doğru, bunu basketbolseverlere bırakıyorum! Öncelikle ikinci kez A Milli Takımımızın başına geldiği son iki yıllık süreçte yaşattığı tarihi başarısızlıklarla ilgili, kendisinin gerek basına gerekse de basketbolseverlere detaylı bir açıklamada bulunması gerektiğini düşünüyorum. Sadece kulüp takımları başarılarını ön plana koymayı bırakıp; kendi dönemindeki milli takımımızın geçmişi, şimdisi ve geleceğini de konuşması gerektiğini düşünüyorum. Muhtemelen benim gibi düşünen birçok kişi olduğundan da eminim.
Sayın Ergin Ataman’ın kulüp takımlarında gerek kendisine verilen yüksek bütçelerle doğru yabancı oyuncu tercihlerinde bulunması gerek yıldız oyuncuların takım içerisindeki konfor alanlarını iyi belirleyerek onların yaratıcılıklarından en iyi şekilde yararlanmasını bilmesi gerek oyuncu ve antrenör arasında yaşanan çatışma düzeyini ayarlayabilmesi gerekse de hem saha dışındaki hem de saha içindeki psikolojik unsurları iyi ayarlayarak ciddi başarılar elde etmesini tabii ki takdirle karşılıyorum. Bu özellikleriyle de hemen her kulüp takımında başarılı olduğunu görüyoruz.
Sayın Ergin Ataman’ın taktiksel anlamda çok iyi koç olmasının yanında en önemli özelliğinin; kendisinin hem saha dışı hem de saha içindeki meydan okumalarının bir benzerini, takımında olmazsa olmazları olan yıldız oyuncuların da benzer meydan okumayı göstermelerini sağlamaktır. Basketbolun, ya da bir oyunu kazanmanın en önemli unsuru olan mental yönden, yıldız oyuncuları zorlamasıdır. Yıldız düzeyde olmayan oyuncuları ne yaparsa yapsın bu eşiğin üzerine çıkaramayacağını da bildiği için, sadece odaklandığı nokta yıldız oyuncuların kendisiyle aynı meydan okumanın parçası olmalarını sağlamak olduğunu düşünüyorum.
Bütün bu saydıklarımdan dolayı da ülkemizde çalıştırdığı hiçbir kulüp takımında çok yetenekli olsa da henüz yıldız olamadığı için zaman kaybı olarak gördüğü genç oyuncuların gelişimine, bir Türk antrenör olarak beklediğimiz katkıyı sunduğunu söyleyemeyiz. Sinan Güler veya Sertaç Şanlı dışında (onlar da buldukları şansı iyi değerlendirdikleri için), hemen her sezon çalıştırdığı kulüp takımlarına BSL’de en önemli gelişim gösteren yerli oyuncuları transfer etmiş, neredyse tamamına yakınının en önemli kariyer yılları benchte geçmiştir. Bu durum, ülke basketbolumuz adına çok şeyler beklediğimiz bu oyuncularımızın basketbol kariyerlerine katkıdan çok, zarar vermiştir.
Ayrıca, hangi kulüp takımından ayrıldıysa neredeyse tamamına yakınında herhangi bir sürdürülebilir bir yapı, oyuncu yetiştiren altyapı düzeni ya da sistem bıraktığına şahit olmadık.
Sayın Ergin Ataman’ın antrenörlük kariyerinde kulüp takımlarında gösterdiği başarının bir benzerini, A Milli Takımımızda göstereceğine olan inancımı ise yitirmeye başladığımı üzülerek ifade etmek isterim. Çünkü, milli takım düzeyinde, kulüp takımlarında olduğu gibi istediği üst düzey yabancı oyuncuları transfer etme, transfer adına istediği bütçeye sahip olma ve yıldız oyuncu üzerinden maç kazanma gibi bir durum söz konusu değil. Bu nedenle tıpkı hayal kırıklığı ile neticelenen FIBA 2022 Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası’nda olduğu gibi, şimdi de FIBA 2025 Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası için iddialı demeçlerde bulunarak, madalya sözü veriyor. Bu madalya sözünü verirken, kulüp takımlarında uyguladığı yıldız oyuncular üzerinden maç kazanma anlayışını, yıldız oyuncular olarak gördüğü NBA oyuncularımıza güvenerek söylüyor. Ancak Alperen Şengün dışında diğer NBA oyuncularımızın geçmiş sezon performanslarının vasat olduğunu ve birçoğunun da takımları tarafından serbest bırakılma durumuyla karşı karşıya kaldıklarını da unutmamalıyız (birçoğunun geçmişte çeşitli nedenlerle milli takım kamplarına katılmadıklarını da belirtmemiz gerekiyor). Sadece NBA oyuncularına bağlı bir A Milli Takım başarı anlayışı ne kadar doğru, onu siz değerli okurlara bırakıyorum (umarım elemelerde bir sorun yaşamayız).
Bir basketbol yazarı olarak, Sayın Ergin Ataman ile ülke basketbolumuzun ve A Milli Takımımızın son 30 yılın en başarısız dönemini yaşadığımız günlerde kendisinin kulüp takımlarıyla yaşadığı tarihi başarılar arasında nasıl bir ilişki kurduğunu da detaylı bir şekilde konuşmak isterim. Umarım röportajımı kabul eder ve Sayın Ataman’ın ülke basketbolumuzun gelişimi ve geleceği adına düşüncelerini de hep birlikte detaylı bir şekilde öğrenmiş oluruz.
Not: Bir sonraki açık mektubum Türkiye Basketbol Federasyonu Eğitim Kurulu’na olacaktır.
Her şey Türk basketbolu için. Her şey A Milli Takımlarımız için. Saygılarımla.
Çanak sorulardan hoşlanan birinin sizin röportaj teklifinizi kabul edeceğini sanmıyorum.
Olimpiyat favorisi takimlardan birine, ligimizde 15 dakka sure alan oyuncularla yenildi, illa bisey demesi gerekir mi komusmadan da aciklama yapamaz mi, kiskanmayin artik su adami ya da fener fanatikligiyle sallamayin, ayrica roportaj fikri cok iyi umarim sorulari sorarsiniz da o da gereken cevaplari verir, cevap vermeden pisip sessiz kalacak bir karakter olmadigini hepimiz biliyoruz, zihniyetinizi seveyim mucks
Fransa’dan 50 sayı fark yedikten sonra knock out oldu, bari Filipinler gibi dişimize göre rakiplerle oynamaya devam etseydik.
Fransa maçından sonra milli takım kayıplara karıştı, neredeyse milli maçlara yayın yasağı gelecek yakında.
Ergin fanatikligi ile cevap veren birinden tek yanlı açıklamalar. Somut olarak kalem kalem Ergin’in eksiklerini tarihsel örneklerle anlatan bir yazı yazılmış, zerre kadar bilgin olsa bir tek maddeyi çürütecek bir şey yazardın.
Darılmaya kırılmaya gerek yok…. Bunlar iyi günlerimiz Ergin Ataman Avrupa’nın açık ara en iyi antrenörü ama ülke basketbolu 7 yabancılı sisitemde bir ileri seviyeye geçemeyecek ülkenin ilerleyebilmesi için 3+7 olması lazım yani 3 türk sahada kalacak şekilde yabancı sınırsız olsun ama klüpler kendilerini federasyonda klüpleri düşündükçe basketbol Avrupa Dünya olimpiyat madalyası almak imkansız altyapısı olmayan klüplere 7 değil 20 yabancı alsan nolur devşirmesizac bile kazanmaz oluruz yani Dubai Katar Arabistan’dan farkımız kalmaz
7 yabancılı sistem önümüzdeki sezon uygulanmaya başlayacak, Ataman’ın milli takım başarısızlığına mazeret üretmeyin boşuna, başarısız işte.
Yahu bu ligfe turk oyunvu oynatilmiyor. Cedi Furkan ve Alperen disinfs dise dokunur oyuncumuz da yok o yuzden. Adami suclamaya bahane aramayin kimse bu kadroyla birsey yapamaz. Alperen Cedi sizi bur yere kadar tasiyabilir ama takimin geri kalani sifir sure alan oyuncularsa ne bekliyorsunuz. Slovenya sadece Luka ile kazandi ama etrafindaki adamlar en azindan kucuk takimlarda sure aliyordu. Biz Efes ve Fenerin benchiyle gidiyoruz turnuvalara
Yazar, nokta atışını yapmış. Ama yorum yapan arkadaşlar yazarın aba fikrinden uzaklaşarak burada görüşlerini belirtmişlerdir. Bence sizler bir kere daha okuyun yazarın ne demek istediğini
Phil Jackson gelse 45 fark yerdi. Ne anlatıyorsunuz acaba. Ergin Hocadan önce Ufuk Sarıca Orhun Ene ne yapmış onu da yazın önce. Onlar başarılı olamadığı için Ergin Hoca kendi kariyerinin zirvesinde milli takıma getirildi. Baştan sona hatalar zincirinin tek sorumlusu Ergin Hoca mı? Adam sezonda 50 maç mı ne yapıyor? Milli takıma ne kadar kafa yorabiliyor.. Bence kendisi ve milli takım daha fazla zarar görmeden görevden ayrılmalı. Getirsinler bir Sırp veya Yunan herkes rahat etsin
r
Atamanseverler siz de bu kadar Ataman fanatiği olmayın. Fransa maçı : 7/25 iki sayılık, 3/24 üç sayılık. Oyuncu kötü ne yapalım di mi ? 8 asist (Fransa 33 asist). Taktik maktik yok… Bam bam bam. Elinde yıldız yoksa bu kadar ancak… Ama normal bence, hangi antrenör olsa elinde yıldız yoksa bu kadar yapabilir. Ataman’ın suçu yok ama katkısı da yok. Normal ama iyi bir antrenör sadece. NBA izliyormuş ? Bu sene Çeşme sezonu erken başladı. Bu rezillik ancak bu federasyon ve bu antrenör ikilisi ile olurdu zaten. Evet iyi antrenör ama yıldız ile iyi antrenör, zengin kasa ile iyi antrenör. Obradoviç te iyi kadro ile iyi iş yapardı, Ataman da aynısı.
Fransa tam kadro ile çıktı maça bize karşı. Bizde ise Alperen, Cedi, Furkan, Ömer Faruk, Onuralp, Adem hiçbiri yoktu. Fransa da kendi liginde 10-15 dakika oynayanlarla bize karşı oynasaydı en fazla 12-13 fark yerdik
ayrıca bu 7 yabancılı sistemin Türk oyuncuların kendini gösterip geliştirmesine engel olduğunu inkar etmek de konuyu bütüncül geniş düşünüp değerlendirmemek demek. 1997-20211 arasında milli turnuvalarda 2 adet final dışında önemli galibiyetlerimiz de oldu. Şimdi size açıkça soruyorum: 7 yabancılı sistemde İbrahim Kutluay, Harun Erdenay, Kerem Tunceri, Mirsad Türkcan,Ömer Onan, Hüseyin Beşok, Hidayet Türkoğlu, Kaya Peker, Kerem Gönlüm, Sinan Güler, Oğuz Savaş, Ömer Aşık, Ersan ilyasova, Semih Erden, Cüneyt Erden, Serkan Erdoğan. Bu oyuncular 20 yıl sonra yani 1990 ve sonrası doğmuş olsalardı acaba gençken kendilerine imkan fırsat verilmemesi sebebiyle tam da şimdiki Türk oyuncular gibi 10-15 dakika oynayıp en önemli maçların karar anlarında otomatikman daha tecrübeli ve peşinen daha iyi olduğuna inanılan çoğu abd li o yabancı oyunculardan fırsat bulamaması nedeniye o tecrübeyi yaşamamış olsalardı söz konusu 13-15 yıllık o 1997-2011 dönenimdeki görece çok daha büyük başarılar gelebilir miydi? 90 ların başında 2 yabancı hakkı vardı. yavaş yavaş 3 -4 oldu ama sözünü ettiğim o çoğu 70 ler 80 lerde doğmuş ve 1997-2011 arası oynamış oyuncular yabancı oyuncu bolluğu sebebiyle figuran olmak zorunda kalmamışlardı. son 5 yılda milli takımımız 1 kez sırbistan, 1 kez abd, 1 kez yunanistan ve 1 kez fransa ya sadece 1 farkla yenildi. dünya devlerine kafa tutacak kadar iyi ama karar anında kazanmayı başaramayacak kadar ” o anlar için tecrübesiz ” oyuncularla dolu kadromuz var. yani 7 yabancılı sistemin potansiyelli Türk oyuncuların gelişimine mani olduğu apaçık ortada. Bence sahada 2 Türk şart ve maç kadrosunda 6 yabancı denilmeliydi
İlk önce seviyenin nereye düştüğünü örnekle açıklayalım; İlker Bey’in yazıları gitgide ülkede ki şu duruma benzedi; İmamoğlu’nun pazarda dolaşırken bir Teyze’nin gelip “hani herşey çok güzel olacaktı, herşey ateş pahası” deyip ekonomiden , Ekrem Başkan’ı sorumlu tutmasına… Aslında yazı içinde cevaplar var;
– Hatta milli takım görevi, kulüp takımı görevinden çok önde bir görevdir ki, kendisi de bunu sıklıkla dile getiriyor. (Ataman’ı övüyor)
– Ancak Alperen Şengün dışında diğer NBA oyuncularımızın geçmiş sezon performanslarının vasat olduğunu ve birçoğunun da takımları tarafından serbest bırakılma durumuyla karşı karşıya kaldıklarını biliyor… (iddialı demeçler vermesi üzerine)
-Yıldız düzeyde olmayan oyuncuları ne yaparsa yapsın bu eşiğin üzerine çıkaramayacağını da bildiği için…(İlker Bey’in Ataman’ı desteklemesi)
– Sinan Güler veya Sertaç Şanlı dışında, onlar da buldukları şansı iyi değerlendirdikleri için… (Türk oyuncu yetiştirme)Sonunda yaza yaza Sinan Güler ‘i de bu listeye eklettiğim için kendimi tebrik ediyorum ve Listede NBA olan Furkan Aldemir ,hatta Cenk Akyol(özellikle Gs’de parlatıp Efes’in geri aldığı dönem), son dönemlerde ise kariyerlerinin zirvelerini Ataman ile yaşayan Doğuş Balbay (yüzde 40 üçlük yüzdesi , hatta Euroleague ‘de maç kazandıran basketler)ve Buğrahan (hiç kimse beğenmese de!!!) rahatça yazılabilir.
Amma velakin İlker Bey bu şekilde yazdıkça 2022’deki Avrupa Şampiyonasında yaptığım yorumlarla beni haklı çıkarıyor; çünkü orda final oynayan İspanya ve Fransa ile oynadığımız maçlarda uzatmada veya 1-2 sayı ile yenildiğimiz(son saniye top kaybı, üst üste faul atamama vs) zaman içimizdeki Papua Yeni Ginelilerin bayram yaptığını yazmıştım.Ki iki maçta Larkin yok gibi birşeydi(İspanya maçını kırık elle oynadı) Hatta İlker Bey hatırlar bu sitede geçen günlerde yayınlanan Cedi Osman haberi bu maçlar ile ilgili Cedi’nin kendini nasıl suçladığını yazıyordu.İlker Bey o turnuvada Şehmus ‘dan Gard olmaz vesvesesine kapıldığından o iki maçta Ataman’ın nasıl kendinden kat ve kat güçlü iki takımı sürklase ettiğini (aaaaaaaa bütçe) yazmaktan çekinmişti. Bu arada yine seviye trol yorumlarına döndüğünden yüksek bütçeli ve yıldız oyuncu goygoyuna girmek bile istemiyorum!!! Ligde GS ve BJK şampiyonluklarında en iyi tahmini 3. Yüksek bütçedir.Efesle son dönemi ,Obrali FB’nin bütçesinden her zaman az sonraki dönemlerde şampiyonluklar da ise Euroleague ‘de ilk 5e giremiyordu… Ataman’ın TBF’nin de üstünde sanması sanırım günümüzdeki başkanlık sisteminin uzantısı!?!?! Sosyal medya da bile basketfaul sitesinin artık bu gibi yazılarla baydığı yazıyordu velhasıl kelam yazınızla ; bu ülkede yine basketbolu sadece ve sadece Ataman’ın kurtaracağını düşünmeniz , Ataman’a ne kadar hayran olduğunuzun yine bir örneği olmuş!!!
Masal anlatma, sen git taraftarı olduğun yunan takımı ve o ülkenin milli takımı hakkında yorum yap,manevi babanı yağlamaya da devam et manevi evlat mertis babayannis…
Kim gelse aynısı olurdu diyenler spordan bir gram anlamayanlar. Bu antrenör her şeyden önce bir kere hazır şöhretlerle iş yapan antrenör. Daha sınırlı elemanlarla meslek hayatında bir şey yaptığına şahit olunmadı. Antrenörün parlaması öyle olur zaten sürprizler yapar favorileri “isimsizlerle” devirir, vs vs…İşin teknik özeti orası. Bir de psikolojik dezavantaj var ki çok daha önemli: kimini önceden takımında oynatmadığı, güvenmediği, kimine de rakip takım oyuncusu olarak çamur attığı adamların başında. Derin bir güven bunalımı yani. Bu takım her maça 20-0 mağlup çıkıyor kafadan rakip ister Fransa olsun ister İzlanda veya kim olursa olsun.. İster atamankolik ol ister GS’lı ya da ne olursan ol, bu adama milli takımı teslim etmek demek batırmak demek, olan da bu. Yok EL’miş yok Pana imiş diye bu milli rezaleti örtbas edemez kendi fanatizminizi ele verirsiniz gergin hayranları. Oyuculara sallamak da sizi kurtarmaz. Yıllar önce de bambaşka kadronun başına geçti, o gelmeden o kadronun başarıları vardı. Onları da süründürdü, rezil etti – bu kadar olmasa da. Milli takımlar tarihinin açık ara en başarısız antrenörü, inattan vazgeçin, kabul edin. Olmamış yöntemde bir daha ısrar eden zeka düzeyinin kararı gereği işin ikinci kez başında. Siz de bu zeka düzeyiyle anılmaya son verseniz iyiliğinize olur, yine de siz bilirsiniz.
Hayatında hiç basketbol maçı yapmamış,basketbol lisansına sahip olmayan,basketbol ve yönetim işleyişini bilmeyen insanların yorum yapması bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunan bu ülkenin en büyük sorunu.Federasyon başkanının Beştepe’ de basketbol oynadığı ve yönetimle ilişkisinin ne olduğu bilinmeli.Başkan Hidayet’in Ergin Coach’un oyuncusu olduğu unutulmamalı.En basit şekli ile vefa borcu olduğu insanı eleştiremez kişi. Bir basketbol milli takımı düşünün 50 sayı fark yiyecek ama fedarasyonun bir yetkilisi dahi bu hezimet için hesap sormayıp bu utanç tablosuna yol kazası diye bakacak.İkisinin de yetiştikleri EFES PİLSEN’ de böyle bir fark yense neler oluyordu bir hatırlasınlar lütfen.Yada o kulüpte böyle fark yenilen bir maç yaşadılar mı ? Yaşamadılarsa eğer neden ? Ahbap çavuş ilişkisinin olmadığı için olabilir mi acaba ? Ergin Coach kendini hep Obradoviç ile eş değer hatta daha iyi sayar. Acaba Obradoviç milli takımda 50 sayı fark yese o bench ve soyunma odasının hali ne olur ? Hesap sorma işini federasyon yada kurullarına mı bırakır yoksa daha saha içinde o meşhur bağırma ve damarlarını dışa çıkaran kızarmış suratı ile mi karşılaşırız ? Hep yönetim yada Coach üzerinden de gitmeyelim. 50 sayı fark yiyen bir milli basketbol takımı varken yıldız oyuncularımız var demek ve onları sahaya çıkartamamak ne demektir ? Zamanında Mehmet Okur’un milli takıma gelmemesi ve NBA şampiyonu olup şampiyonluk yüzüğü takması unutulmamalı. Aynı Mehmet Okur şu anda yöneticilik yapıyor buda görülmeli.Bu sene ki ABD takımı olimpiyatları milli mesele yapıp yıldızlar topluluğunu sahaya nasıl getiriyorsa ve bunu hangi Coach ile yapıyorsa Türkiye ‘de bunu yapmalıdır.Lebron,Curry,Davis ve diğerleri Steeve Kerr önderliğinde nasıl toplanabiliyorsa milli takımda öyle toplanmalıdır. Son bir not daha lütfen iyi anlaşılsın mesaj takım ve Coach nedir denildiğinde. Tarihin en iyi takımı DREAM TEAM ve Head Coach Chuck DALLY bir tek mola dahi almaya ihtiyaç duymadan herkesi farka boğup olimpiyat şampiyonu olduklarında oyuncular ve Coach arasında ki ilişki nasıldı ? Takımın skor lideri Charles Barkley 18 sayı ortalama,ribaund liderleri Malone ve Eving 5.5 ribaund ortalama,asist lideri Pippen 6 asist ortalama ile oynarken yıldız Michael JORDAN ne yapıyordu Coach ‘a saygı duymak dışında ? Tek bir mola dahi almadan takımı şampiyon yapan bir Coach varsa dünyada en iyi Coach benim tartışması nedir ? Daha çok örnek verilir ve konuşulur ama bu kadar yeterlidir sanırım konuyu idrak etmek için. Ne demişler anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…
O zaman sivrisinek için şunu yazalım; Türk basketbol tarihinde mola almadan hatta kenarda ayağa bile kalkmadan en büyük rakibini yenip şampiyon olan takıma Efes, Koç’a da İMPARATOR ERGİN ATAMAN denir… Yenilen takıma ne denir bunu da saz , davul ve zurna eşliğinde sana bırakıyorum…
Amaç sadece Ergin Ataman düşmanlığı, kulübünde süre alamayan oyunculardan kurulu ikinci sınıf bir takımla, Fransa’yı yenmesini mi bekliyordunuz, başarı oturduğun yerden yazmak kadar kolay olsa şampiyonluğu kiselere bırakmadık
İlker Türker gerçekten spor iddia ve meydan okumadır. Bunu anlamadiysan spor yorumcusu olma. Ayrıca başarılı bir Türk choachi anlamsızca wlestirerek kendini öne çıkartma derdindesin…
Meydan okuyanın 50 fark yemesi maskaralıktır, önce onu öğren sonra burada düştüğün durumu. Sporun ne olduğuna ise hiç kafa yorma, seni çok aşar.
bu adaöa milli takımı teslim etmek zaten cahilane bir davranış. Adam bir defa yabancı yıldız oyuncu transfer becerisi ile başarılı oluyor. iyi de hoca burası kesin ama sistem adamı değil. milli takım sistemli, eğitimli hocalara muhtac . bu adam marjinal, kavgacı ve sevimsiz. milli takım bu kadar mı değersiz, adamın umurunda değil hala nba ile reklam peşinde. kulüp takımı başarısını saygı uyandıracak bir kimliğe dönüştüremediği için kendini ispat peşinde savruluyor. saygın kişilik elde edemediği sürece o da biliyor ki nba de şampiyon olsa da başarısız olacak. bu girdaptan çıkamıyor. çünkü yöntemi yanlış. spordaki sevgi eksikliğini gideremedi. kötü enerji saçıyor. sevilmenin muazzam hissini yaşaması için yarından tezi yok sevmeyi öğrenmelidir
Yukarıda 50 fark yemekten utanmak bir yana zevk alan Derwall, zortbaba, xavier rumuzlu kişiler tamamen kayışı koparmışlar. FB’ye eziklikleri yüzünden daha önce de, Türk oyuncunun Yunan kulübünden kovulmasını okeylemişlerdi, Yunan kulübü taraftarı oldukları için belli ki, millilerin 50 fark yemesini, baştan aşağı galatasaraylı olan erkek ve kadın milli takımlarının paragöz ama yeteneksiz staflarını haklı ve başarılı bulacak kadar tırlatmışlar. Bunlarla ciddi olarak spor da basketbol da konuşulmaz.
50 fark yediğimiz için ne de güzel Ergin hocaya lafları çakayım diye aportta beklediğini itiraf et sporsever.
Bir konu da seninle hem fikiriz ama. Ergin Hoca milli takımı bırakmalı. Belli mi olur belki de sizin çok sevdiğiniz ayılıp bayıldığınız sırplardan biri gelir. O zaman görürüz Türk basketbolunun şahlanışını !!
Seninle bunları tartışmaya hiç hevesli değilim, ama başka bir şeyi hatırlattın. Bir Karadağlı şöhret gelmişti, (getirilişine ve Örs’ün gönderilişine çok kızmıştım apayrı bir konu, sizin gibi sırbı-yunanı yalamak adetimiz yoktur, İbo da Pana ile şampiyon oldu ama bizim camia sizinkinden çok farklı karakterde olduğu için bunlara sevinmez, siz ise kendinizden geçersiniz) işte o Karadağlı, “ezikler koalisyonun milli takımı” Efes’e uzun yıllar şampiyonluk koklatmadı, dopingçinin dopingle hırsızladığı tescilli çalıntı şampiyonluk hariç. Başında olduğu Milli Takım ise dünya şampiyonasında finaldeydi. Kimseden de 50 yemedi. Sok bunları kafana.
Ayrıca unutmayalım bütün ikinci sınıf Sırp, Yunan ve Karadağlı antrenörlerin kariyer hayaliyle gelip mosmor ayrıldığı kulübün adı galatasaray’dır.
çok yaşa be sprosever yine boş ve saçma laflarınla güldürdün beni. ismini neden yazmadım bilmiyorum ama Tanjevic milli takımın başına getirildiğinde ya bu adamın maaşı çok yüksek bütün sene yatacak onun yerine basketbolun efsanesi aydın hocayı gönderin de maaşı bölüşelim denmiştir. (bir Türkü harcayip bir yugoya takımı teslim etmek de yazdıklarımı teyit ettin sağol) uzun yıllar şampiyon oldu demene de ayrıca güldüm. 1 kez şampiyon olmuş bir kez de sezonu ertuğrul erdoğan bitirmiştir.
İbo Pana ile finalde en skorer olduğunda sevinmediysen sen de bir değişiklik olabilir. Gerçi sen o zamanlar kundakta bebektin herhalde. O zaman sen Hidonun NBAde finale çıkmasına veya Ardanın Realde gol atmasına da kayıtsız kalıyorsun. Ama Obra partizan ile reali yenince ouwwww….
Tüm GS fanatiklerini temsil eder bir tarzda çapsızlığını ve zeka düzeyini bundan daha isabetli dile getiremezdi hiçkimse. Yavrucuğum benim, dünyanın en büyük spor kulübünün işi mi yoktu da – ezilmiş ezeli rakibin taraftarlarının yaptığı gibi – başka ülkelerin ve ülkeciklerin finallerinde taraf tutacaktı, heyecanlanacaktı sevindirikleşecekti veya moraracaktı ? Kişi kendi gibi bilirmiş işi. Çap bu kadar, kavrayış da o kadar, ne gelir elden ? Aşağılık kompleksiyle kıvrandıkları büyük kulübe karşı elde fener (Fenerbahçe değil) dünyada rakip aramaya çıkanların, Yunanlılar Sırplar arasında iç maçlarda taraf olacak kadar ulusal benliğini satmış, kişiliksizleşmiş bir sefilliği. Sen gül ağlanacak haline yine, gülmek ömür uzatır.
Aşağılık kompleksiyle yanıp tutuşuyorsun . Dünyanın en büyük kulübü :))) inanılmaz laflar. Hadi psikolojik sorunlarından dolayı seni kırmayalım öyle olsun. Ama şunu açıkla ibo 20 sene önce şampiyon olduğunda fenerde zeki Gülay , Zaza enden tatü vs oynuyordu. O mu dünyanın en büyük kulübü:))) Yeni jenerasyon ergenler Muhteşem valla.
Peki hadi Ergin atamanı bir kenara bırakalım . Arda güler ve Alperen sengunun takımlarındaki başarılarından dolayı gururlanıyor musun sadece onu söyle