- Reklam-
Dünya Şampiyonası’nın sonlarına geldik… İzleyenler olarak hepimizin bir düşüncesi var ama acaba bir teknik adam, örneğin Selçuk Ernak neler görmüştü? …Ve izlediğimiz takımlar arasında Türkiye’nin seviyesi ne olabilirdi… Bütün bunları Selçuk Ernak’a sorduk ve şu yanıtları aldık…
- Açıkçası ne oyuncu, ne takım bazında fazla tat alamadık. Tabii ki bazı takımlar turnuva konseptini anlayarak ve takım olmayı başararak beklentilerin üzerine çıktılar. Almanya, Letonya, Kanada, Dominik Cumhuriyeti, Güney Sudan gibi…
- Güney Sudan’ın Afrika’da basketbol geleneği olan Senegal ve Nijerya’nın önüne geçmesi çok değerli. Dominik Cumhuriyeti’nin Karl Anthony Towns gibi bir NBA oyuncusuyla nereye kadar gidebileceği merak konusuydu çünkü bu oyuncu NBA’de şu ana kadar kazanan takımın parçası olamamıştı ama Milli Takıma sınıf atlattı.
- Letonya hiçbir bahanenin arkasına saklanmadı, çok önemli eksiklerine karşın iyi yaptıklarını öne çıkardı, savaşarak oynadı ve pırıl pırıl bir turnuva geçirdi.
- Almanya bence Schröder’in dik kafalı lider kimliği ve milli takıma gelmeyenlere tavır koymasıyla turnuvaya maçlardan önce başladı. Franz Wagner çoğu maçta oynamadı, ama Almanya karışık milletlerden oluşsa da sistemli olmanın kulüp ve federasyon bazındaki tutarlılıkları ile takdirleri hak etti. Sadece jenerasyonlara ve starlara bağlı kalmayan bu takım, Schröder’in çok kötü oynadığı günde dahi sistemiyle başkalarını ortaya çıkardı.
- Genel olarak Dünya Şampiyonası’nda basketbol olarak yeni bir şey görmedim. Kişilere bağlı basketbolun tercih edildiğini izliyoruz. Beni heyecanlandıran aksiyona, daha önce kullanılmamış şeylere rastlamadım.
- Devşirmeler özellikle Avrupa’nın küçük ülkelerde uzun zamandır var. Artık aile bağı olmayanlara dahi vatandaşlık veriliyor. Buna karşı duranlar var. Mesela Letonya’dan Davis Bertans… O da biliyordu ki bir devşirme Zagars’ın önüne geçebilirdi… Tabii bana sempatik gelmese de devşirme konusunun gerçekliliğini de kabul etmemiz gerekir. Çin’de çalışırken anne baba tarafından Amerika‘da Çin bağlantısı olanların devşirmeleri için uğraşılmıştı. O tarihte Çin’in vatandaşlık verdiği 7 kişi vardı, onlara da vatandaşlıkları ölümlerinden sonra verilmiş… Çin için savaştıkları için…
- Bu şampiyonada Kyle Anderson Çin forması giydi. Takıma sahip çıktı mı? Takım onu ne kadar kabullendi? Bunlar çok önemli… Kadın voleybolumuzda bunun olumlu örneği gördük. Oyuncu devşirilirken, entegrasyon konusunda sağlıklı öngörüler yapmak gerekiyor.
- Kağıt üzerinde oyuncu kalitesi açısından tam kadro katılabilen Türkiye, oradaki ilk 6 takımdan biridir. Tabii turnuva performansı, bir araya gelince o potansiyeli yansıtamama, eksik oyuncuların yerini kapatabilme gibi dinamiklerin doğru işlemesi şartıyla…
- Geldiğimiz noktada Türkiye açısından işlerin iyiye gittiğini söylemek mümkün değil. Altyapıları da izliyorum. Bizim alfabenin başından başlamamız lazım.
- Oyuncu üretecek mentaliteden uzaklaştık, bugünkü oyuncular eskiler kadar donanımlı değiller. Genç yaşta A takımda rol alan çok az oyuncu var. Zaten herkes de kaybetmekten korkuyor.
- Oyuncu yetiştirilmesi konusunda Kulüplerin sağlam duruşlu politika izlemesi, altyapı organizasyonu için federasyonun da müdahil olması gerekiyor. Nasıl basketbol oynanması isteniyorsa bu kulüplere yansıtılmalı.
- Tedrisat çok önemli… Eski antrenörlerin deli tarafları vardı, adamın ayağını bastığı 5 cm’lik farkı 5 saat anlatan, düzelten koçlar vardı. Tedrisat konusunda video yönteminden de yararlanılabilir.
- Reklam-
Son paragraf herşeyi anlatıyor tşk ederiz sevgili selçuk
Sayın Ernak değerli bir koç ve doğal ki söylediklerinden öğrenilecek çok şey var. Fakat bu Dünya Kupası bize öncelikle şunu gösterdi; artık yoğunlukla NBA basketbolu örnek alınmaya çalışılıyor, Avrupa basketbolu değil. NBA basketbolu göze daha hoş geliyor. Bireysel yetenek sergilenmelerini, uzaktan atılan üçlükler, basketbol potalarını devirmeyi amaçlayan smaçlar vs. Avrupa basketbolu ise takım olmayı, bu sayede güçsüz yanlarını kapatmayı amaçlayan hırs ve mücadeleyi öne çıkaran bir yapıda ve mücadele istiyor. NBA oyuncuları ile NBA basketbolu oynamaya çalışan takımlar ve NBA oyuncularının da olmasına rağmen Avrupa basketbolu oynamaya çalışın takımların mücadelesini izledik. Sonuç mükemmel; takım olabilenler, taktik ve teknik kapasitesi üst düzey basketbolcu ve koçlara sahip olanlar, onları destekleyebilen işi bilen Federasyonların ülkesi takımlar kazandı. Bu anlamda Sırbistan-Almanya finali ile de taçlanan müthiş bir kupa izliyoruz.