Bu akşam öncelikle maça taktik ve teknik işlerin yanında psikolojik olarak çok iyi hazırlanmış bir Fenerbahçe gördük. Rakibini iyi çalışmış olmak yeterli olmayabilir, sahada kazanma arzusunu ve özellikle savunma gayretini göstermek ve bunu rakibe kabul ettirmek şarttır. Maçın başında Fenerbahçe bunu çok başarılı olarak gerçekleştirdi; Yam Madar dışındaki tüm oyuncularını kullandı ve hepsinden katkı aldı. Devreyi de 46-25 önde kapattı.
Bu arada maçın başında yerinde bir söyleyişle dağılan Barcelona koçu Roger Grimau erken oyuncu değişiklikleri yaptı ama yeni girenler de fırtınadan nasibini aldı ve faturayı pahalı ödedi. Son birkaç dakikada Dario Brizuela oyunu biraz ateşledi ve belki de tarihi farkı önledi.
İkinci devre başında ilk yarı sonunda takımını hareketlendiren Brizuela gayretini sürdürdü ve skor olarak olmasa da oyun biraz dengelendi. Bu arada 3 faulle dışarıda olan Calathes yokluğunda takım biraz kontrolden çıktı ve fark azalmaya başladı. Jasikevicius molası bu sürece engel olmaya çalıştıysa da fark iyice kapandı ve Fenerbahçe 3. periyodu 16-32 geride kapatarak son peryoda 62-57 önde girebildi.
Son çeyrek başındaki erken basketle fark 3 sayıya indi ve tatsız bir tablo oluştu. Ancak bu dakikalarda Jasikevicius takımını iyi yönetti, Calathes ve Nigel Hayes desteği ile yeniden toparlanma sürecine giren Fenerbahçe Wilbekin in skor katkısıyla farkı tekrar 10 sayı civarına getirdi.
Fenerbahçe maç sonunda galibiyeti sayı averajı ile beraber alarak ilk dört içinde kalmaya biraz daha yaklaştı.
Bu arada Grimau’nun guardlara verdiği sürelere baktığımızda Satoransky nın 26, Laprovittola’nın 19, Rubio nun 21 ve maçı ateşleyen Brizuela’nın 14 dakika aldığını görüyoruz ve Fenerbahçe adına kendisine teşekkür ediyoruz. Rubio’nun süresini alıp Brizuela’ya verseydi başımıza iş açar mıydı bilemeyiz. Ama iyi ki öyle yapmadı.
Sonuçta takımını iyi yöneten Jasikevicius’u ve Fenerbahçe’yi tebrik ediyor ve Final Four da görmek istiyoruz.