Önce 26 Haziran 2012’de TRT Haber’de yayımlanan haberi hatırlatıp konumuza geçelim…
Haber şöyle…
HİDO MİLLİ TAKIMDA YOK
2013 Avrupa Basketbol Şampiyonası Eleme Grubu maçları için açıklanan kadroda bulunmayan Türkoğlu, “Milli Takım’a veda etmedim, genç oyuncular tecrübe kazansın diye böyle bir karar verdim” dedi.
Hidayet Türkoğlu, Avrupa Şampiyonası elemelerinde, İtalya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve Beyaz Rusya ile mücadele edecek A Milli Takım’a inandığını belirterek şöyle konuştu:
“Ben hiçbir zaman Milli Takım’a veda etmedim. Böyle bir şey olduğu zaman hiç çekinmeden söylerim. Bu bir süreçtir. Bu yaz, gençlere biraz daha süre verilmesi açısından, tecrübe kazanmaları açısından böyle bir karar verdim. Milli Takım’ın kaptanı olarak genç arkadaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz, oynasak da oynamasak da. Onlar biraz daha tecrübelenip, çok daha güçlü bir ekip olup bize yakışan bir şekilde mücadele edeceklerdir. Onların iyi bir yaz geçireceğine şüphem yok.”
Türkoğlu, Milli Takım’ın bütün başarılarında liderlik yapmış bir yıldızdı. Tabii ki Milli Takım’da oynamaması güç kaybına uğramamıza neden olacaktı ama kimse onu linç etmedi. Mental olarak kendisini hazır hissetmemiş, yorgunluğu nedeniyle iyi performans gösteremeyeceğini düşünmüş olabilir.
Hidayet Türkoğlu 2006’da altıncı bitirdiğimiz Dünya Şampiyonası öncesinde de kampa geç katılmak istediği için kadroya alınmamıştı.
Demek ki zaman zaman oyuncular yaz aylarını kendilerine, ailelerine ayırmayı tercih edebiliyor. Ya da farklı sorunlarla af talebinde bulunabiliyor. Gerekçelerine her zaman katılmasak da…
Bununla birlikte başta devşirmesi olmak üzere Dünyanın elit oyuncuları arasında bulunan Kadın Voleybol Milli Takımımız ezberleri bozdu. Onlar yorgunluk, aile sorunları, ya da başka nedenler göstermeden yazın 5 ay milli takımda oynadı.
Burada akıllara gelen soru şu: Kadın voleybolcular bu kadar meşakkatli (4 ayda 31 milli maç yaptılar) programa itiraz etmezken, neden biz Erkek Basketbol Milli Takımı turnuvaları öncesinde bazılarının gelmeyeceğinden endişe ediyoruz. Kadınlar milli takımı seviyor, erkekler sevmiyor mu? Tabii ki değil…
Asıl konu oyunculara nasıl bir ortam hazırlandığı, federasyonun kötü günlerde ne kadar oyuncuların arkasında durduğu, oyuncuların koçla çalışmaktan ne kadar mutlu oldukları… Voleybol Milli Takımında harika bir aile havası, takımdaşlık ruhu, yönetime saygı, koça sevgi hissediyoruz. Basketbolda ise bunu göremiyoruz.
“Ben 20 Ağustos’tan sonra konuşacağım.” diyen Türkoğlu 18 Ekim’de düşüncelerini paylaştı, tabii ki dağ fare doğurdu, ayrıca çözüm odaklı projeler yerine Cedi’yi kamuoyunun önüne attı.
Geçmiş turnuvalarda en çok eleştirilenlerin başında gelen Cedi Osman mental yorgunluğu nedeniyle “BİR DEFALIK” izin istedi ama Türkoğlu “Milli Takımda oynamak istemiyor.” diyerek sanki bir daha hiç formayı giymek istemiyormuş izlenimini yaratmaya çalıştı.
Ben de Cedi Osman’ın şartlar ne olursa olsun oynamasını isterdim ama insanların ruh halini bilemeyiz. Bu konuyu yönetenler Cedi’ye olan gereksinimi yeterince kendisine aktardılar mı? Onu ikna etmeye çalıştılar mı? Bence hayır…
Aynısı Melih Mahmutoğlu için de geçerli… İzin istediğinde, “Hayır, sen bize lazımsın.” dendi de Melih kabul etmedi mi?
Federasyonu yönetenlerin, daha doğrusu yönetemeyenlerin aynaya, tabii ki boy aynasına bakıp neden oyuncuların Milli Takıma koşarak gelmediğinin nedenlerini anlamaları gerekir…
Öte yandan keşke Olimpiyat Elemelerinde oynamayan 2-3 oyuncu ile Türk basketbolu kurtulacak olsa… Oysa sorun o kadar derinleşti ki… TBF geldiğimiz noktayı birkaç oyuncunun sırtına yükleyerek kurtulamaya çalışıyor ama nafile…
Camia sizlerden proje bekliyor… Aksi halde Dünya Basketbolu ile makas daha da açılacak, geçmişte futbolun arkasından ikinci sırayı alan basketbol, voleyboldan sonra başka branşların da gerisine düşecektir. (Necip Kapanlı)
Türk basketbolunu düşük vizyon ,dar görüşlü ,taraflı insan topluluğu öldürdü .
Hiçbirşey bilmiyorsan dünyanin önde gelen basketbol ülkelerinden örnek alırsın
Türkiye’nin en iyi Guard nı üzdüler .şimdi Türk millı takimda kim oynamak ister devşirmelerden
Akıl ve lıyaket yoksa bir yerde , orada sürünmek var demektir
Başkan herkesi balık hafızalı sanıp, günümüz teknolojisinde herşeye artık ulaşılabilme imkanı olduğunu unutuyor. Gerçeklerin er geç ortaya çıkma olayını da. Ömer,Cedi, Larkin,Wilbekin vs başkan ve koç yüzünden gelmek istemiyor olabilir mi ne dersiniz? Onların kibirleri, itici ve hoş olmayan tavırları (Türk oyuncuları basın önünde haksız yere eleştirip ceza verilmesi, takımdan göndermesi)ortadan kayboldu(Larkin’e), artık bu konuda kimse yorum yapmasın(başkanın dünkü beyanatı) tarzı beyanatları bizleri rahatsız ediyor da oyuncuları etmez mi? Ayrıca voleybol ile basketbolun kıyaslanmasını da çok doğru bulmuyorum zira biri temaslı, ciddi sakatlık riskleri olan,her türlü baskının çok daha fazla olduğu, daha büyük bütçelerle takım kurulduğu bir spor diğeri de genelde devlet bankaları,
kurumlarının (vatandaş vergileriyle milyonlarca dolar,euroya rekabetçi takımlar kurulmasını tasvip etmiyorum) ve Fb ile Eczacıbaşı kulüplerinin yatırımlarıyla son yıllarda başarıların elde edildiği bir spor branşı.
Çok yerinde bir tespit olmuş…
Çok doğru çok yerinde tespitler Hido ağa 🏀 fedarasyonunu babasının çiftliğiymis gibi yonetmekistiyor,bu doğru bir yaklaşım degil
NBA de oynayan avrupalılar kendi ülkelerinin milli takımlarında oynuyorlar, onlar yorulmuyormu? Hiç kıvırmıyalım , bundan böyle cedi güle güle. Gerçekten milli forma ile terlemek isteyenler gelsin
Hidayet Türkoğlu eyyamcı bir kişilik,başarısız olmasının suçunu bazı oyuncuların üzerine atarak suyu bulandırmaya çalışıyor,bir an önce iyi bir federasyon başkanı bulmalıyız.
Hidayet TÜRKOĞLUNUN başarı bir basketbolcu olduğuna katılırım.
Geçmişinde dopingden ceza almış biri Türk basketbolunun geleceğine karar vermeli midir ?
Eğitim düzeyi federasyon başkanı olmaya yeterli midir ?
Muhteşem kariyerinden sonra üniversitede kendini geliştirmeye gerek duymuş mudur ?
Yönetim organizasyon konusundaki bilgisi ve tecrübesi nedir ?
Yapılan açıklamalardan ekibinin de iletişim konusunda problemli olduğu ortaya çıkıyor.
Herhangi biri çıkıp Türkoğlu döneminin bırakın verimli olmayı kayıp zaman olmadığını iddia edebilir mi ?
Benzer soruları Ömer ONAN için de sorabiliriz…
Olan basketbola oluyor olan ülkeye oluyor sadece Hidayet ve Ömer’e bişe olmuyor.
Evet Hido,önce aynada kendine bir bak ondan sonra başkalarına bak.Sen geldiğinden beri milli takım sürekli geri gidiyor .Senin kredin artık kalmadı.Yerini hak eden birilerine bırakma zamanı geldi.
Yüreğine, kalemine sağlık. Bir de yabancı oyucu sayısı azaltılmalı, yerli oyuncular daha çok süre ve sorumluluk almalı.
Milliyetçiliğin yasaklandığı bir ortamda, milli duygularla nasıl oynayabilirler? Hele ki Türk bile olmayan sporcular?