A Milli Kadın Voleybol Takımımız, İstanbul’un ev sahipliğinde düzenlenen 2025 FIVB Voleybol Milletler Ligi ikinci haftasındaki dördüncü ve son maçında Brezilya’ya 3-1 (18-25, 25-23, 23-25, 15-25) mağlup oldu ve ilk yenilgisini aldı. Karşılaşmayı 17,034 seyirci izledi.
Yaprak Erkek 15, Ebrar Karakurt 17, Melisa Vargas 13 sayıyla oynadı.
Milletler Kupası’nda takımımız İtalya ve Brezilya’nın ardından üçüncü sırada bulunuyor.
Filenin Sultanları, VNL’in 3.haftasında 9-13 Temmuz 2025 tarihlerinde Hollanda’nın Apeldoorn şehrinde Hollanda, Çekya, İtalya ve Sırbistan ile mücadele edecek.
Üçüncü haftadaki maç programımız şu şekilde:
9 Temmuz 2025
21.30 Hollanda-Türkiye
11 Temmuz 2025
21.30 Çekya-Türkiye
12 Temmuz 2025
20.00 Türkiye-İtalya
13 Temmuz 2025
21.00 Sırbistan-Türkiye
Korkulan oldu. 2 yıldır 7 vatandaşı ile görevde olan İtalyan staffın başındaki kişi, milli düzeyde görevli olduğu ülkenin ligini geçen yıl itiraf ettiği gibi izlemediği ve olimpiyat maceramızda fiyasko yaşattığı halde halâ görevde ve üç hazırlık maçına ilaveten uluslar liginin sekizinci maçında bile oyuncularını tanıyamamış, ideal altının oluşması biryana sürekli maç içi değişikliklerle doğruyu bulmaya çalışıyor, o bulana kadar rakip maçı buluyor ve götürüyor. İki yıl önce göreve geldiğinde onun bulmadığı ama hazır ve formda bir altılı ve kenar takviyesi vardı, o kurmamıştı, yönetmiş ve başarılı olmuştu. O sezon (2022-23) şampiyonlar liginin birincisi ikincisi ve üçüncüsü Türk kulüpleriydi, o başarıyı getiren form durumu oydu. Bu yıl kulüpler düzeyinde sapır sapır döküldüğümüz koşullarda kendisinin izlemediği-bilmediği ülkenin takımını kurması olanaksız. Basketbolun tortusundan çıkma çamurdan kazmanın türlü türlü rumuzlarla yağlar döktüğü bu başantrenörün tek şansı – şansımız eldekilerin formlarının en az bir kademe yükselmesi. Dilerim olur.
Rakibin deneyimli hocası Ze Roberto, oyuncularının avuçlarının içindeki ikinci seti bize kaptırmaları üzerine feveran etmedi, oyuncularını teskin etti ve güven aşıladı. Sonucunu da ikincisine benzer bir üçüncü seti kaparak, ve dördüncü sette bizi dağıtarak aldı. Örneğin Fenerbahçe o gittikten sonra bırak bir daha şampiyonlar ligi kazanmayı getirdiği Sırp, İtalyan, Belçikalı vb antrenörlerle final bile göremedi.
Bir diğer nokta da şu: Hep “dışardan en iyi oyuncular gelsin, ligimizin kalitesi artsın” deniyor. (“Artan” (!) kaliteye karşın Avrupa maçlarında çok bir işe yaramıyorlar, o da ayrı)Ama bize gelenler bizde pişip deneyimlenip kendi ülkelerinin milli formalarıyla bizi tepeliyorlar. Tıpkı erkeklerde geçen hafta Sırbistan ve Hollanda’nın Türkiye’de oynamış ve oynayan oyuncularının (Luburiç ve Tuinstra) bize karşı maçların durdurulamaz yıldızları oluşu gibi, bu maçta da THY’de Avrupa CEV cup’ta dökülen Julia Bergman bu kez kelimenin tam anlamıyla döktürdü, onu THY’de böyle gören olmamıştı. Fenerbahçe’de istikrarsız sezon geçiren Ana Kristina De Suza da büyük katkı verdi. Oyuncularımızın zaaflarını çok iyi öğrenmiş olan bu bizim parlattıklarımızla, rakiplerimiz icabımıza bakıyorlar. Bize ne kazandırdılar bizim takımlarda ? Bu tek maçta kendi ülkelerine kazandırdıklarının yarısı bile değil, o da kazandırdılarsa gerçekten.