Beşiktaş, bir Avrupa Kupası maçı için Litvanya‘dadır..
Kaldıkları otelin girişinde Auguste Rodin’in ünlü “Düşünen Adam” heykelinin alçıdan bir kopyası bulunmaktadır.. Üzerine de bir örtü serilidir..
Oyuncular heykelin önünden geçerken örtüyü kaldırıp onun gibi ellerini çenelerine koyarlar, başını okşarlar..
Derken bir fikir doğar..
Heykel başka bir yere saklanacak, yerine bir oyuncu oturtulacak ve düşünen adam heykeli görüntüsü içinde üzerinde örtü, eli çenesinde bekleyecek, Fatih Solak geçerken de canlanan heykel ayağa fırlayıp korkutacaktır.
Heykel rolü Tufan Ersöz’e teklif edilir..
Tufan kabul etmek istemez..
“Oğlum yapmayın, bu adam şaşırır, vurur”
Arkadaşları ise Fatih Solak’ın vurmak yerine kaçmayı tercih edeceği konusunda Tufan’ı ikna ederler..
Sonuçta heykel başka bir yere taşınır..
Yerine Tufan oturtulur..
Tufan, loş ışıklı koridorda “Düşünen Adam” şeklini alır..
Fatih Solak yanından geçerken de, anlaştıkları gibi öksürük sesini duyduğunda bağırarak ayağa fırlar..
Düşünebiliyor musunuz? Heykel canlanmış, üzerinize yürüyor..
Bu ürkünç şakanın sonucu mu?
Fatih Solak refleks olarak canlanan heykeli döver.. Arkadaşları yetişip Tufan’ı zor kurtarırlar.. Tufan, sitem eder: “Ben demedim mi, bu adam vurur diye!”