Selçuk Ernak, geçtiğimiz sezon Sakarya Büyükşehir Basketbol takımını Türkiye Basketbol 1.Liginde şampiyon yaparak, Türkiye Basketbol Süper Ligine çıkmasını sağlayan baş antrenör olarak tarihe geçti. Hemen ardından adeta şampiyonluk teri kurumadan Sakarya Büyükşehir Basketbol takımında transfer çalışmalarına hız verildi. Sezon öncesi yapılan nokta atışlarla yerli ve yabancı oyuncu transferleri kısa sürede tamamlandı. Böylece ligde kalıcı olma adına ne kadar ciddiyetle çalışıldığını da göstermiş oldular. Kısa sürede tamamlanan transferlerle birlikte takım olma sürecinin erkenden sağlandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu durumu hazırlık maçlarında ciddi rakiplere karşı alınan sonuçlardan da görebiliriz. Oynanan on bir hazırlık maçının yedisi kazanıldı. Bu galibiyetler arasında; Anadolu Efes, Muratbey Uşak Sportif, Virtus Bologna ve Aris gibi üst düzey takımlar da vardı.
Sakarya Büyükşehir Basketbol kulübü, Basketbol Süper Liginde Sakarya ilini temsil edecek ilk takım olma özelliğine sahip olacak. Bu tarihi başarının mimarı olan Sakarya Büyükşehir Basketbol takımı baş antrenörü Selçuk Ernak ile sizler için çok güzel bir söyleşi yaptık.
Saygıdeğer hocam, öncelikle sezonun başlamasına çok kısa bir süre kala yoğun çalışmalarınız arasında bu röportajı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Geçen sezon Sakarya Büyükşehir Basketbol takımı baş antrenörü olma süreciniz nasıl gerçekleşmişti anlatır mısınız?
Sakarya Büyükşehir Basketbol yöneticilerinden bana teklif geldiği zaman ilk konuştuğum konu; önümüzdeki yakın gelecekte ve önümüzdeki iki-üç sene için ne gibi planları olduğuyla ilgiliydi. Proje beklentilerini sordum ve aldığım cevaplar da beni tatmin etti. Böylece Sakarya Büyükşehir Basketbol takımı baş antrenörlüğü teklifini kabul ettim.
Şu an çok yeni bir kulübüz ve henüz kurumsal bir kulüp değiliz ama olabilmek adına ciddi kaynaklara sahibiz. Öyle anlaşılıyor ki Sakarya Büyükşehir Basketbol olarak, tahminlerimizden çok daha kısa sürede bu konu da önemli yol kat edeceğiz. Geçtiğimiz sezon kurumsallık için belirlediğimiz hedefleri gerçekleştirme adına çaba sarf ederken, sportif alanda büyük bir başarı elde ederek Türkiye Basketbol 1.Liginde şampiyon olduk. Avrupa’nın en kaliteli basketbol liglerinin başında olan Türkiye Basketbol Süper Liginde yer almanın ağırlığını da omuzlayarak, her anlamda yoğunluk yaşamaya başladık. Hem sportif alanda başarı hem de idari anlamda kurumsallaşmanın vermiş olduğu sorumlulukların neticesinde önümüzdeki birkaç senemizin çok yoğun geçeceğini biliyoruz. İdari organizasyonlar, A takım planlaması ve altyapı çalışmaları tavşan adımları ile hızlanarak gidiyor.
Bunun yanında çok ciddi birkaç firma ile kulüp işbirliği yapılması adına ciddi çalışmalar devam ediyor. Kulüp yönetimi yeri geldiğinde bunun açıklamasını detaylı olarak yapacaktır. Şu an kulüp, Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve 30 iş adamından kurulu üçlü bir saç ayağı var. Bu bizi kuvvetli kılıyor. Bu üç yapı da takımımızın Türkiye Basketbol Süper Liginde olmasından çok memnun ve kalıcı olmamız adına yavaş yavaş mesafe de kat ediyoruz.
Sakarya medyasının basketbola yaklaşımı nasıl?
Sakarya’daki değerli basın üyeleri ile ilişkilerimiz gayet sıcak ve tarafımızdan organize edilen toplantılar sayesinde bu ilişkiler sürekli hale getirilmeye çalışılıyor. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, bir iki arkadaş dışında yerel basının diğer üyeleri sadece maçtan maça geliyorlar. Bunun dışında Belediye medya departmanı ve kulüp medya departmanı sayesinde basına gerekli bilgilendirmeler yapılıyor. Biz yaptığımız işlerin saklanması değil, tam tersi herkes tarafından haberdar olunması taraftarıyız. Bu şekilde takımımız ve Sakarya halkı arasındaki bağı daha da kuvvetlendireceğimize inanıyoruz.
Yeni transferleri ve hazırlık dönemini kısaca değerlendirir misiniz?
Takım olarak ilk günden beri şunu söylüyorum; enerjik ve mücadeleci olmalıyız. Adeta bin bir farklı yerden gelen oyuncu arkadaşlar var (ABD, Sırbistan, Fransa gibi) ve bu takım, hazırlık maçlarındaki gayretiyle çok yüksek mücadele gücü ortaya koyabileceğini gösterdi. Aramıza bu yıl yeni katılan Nathan Boothe ve Moustapha Fall’u Banvit’i çalıştırırken de takip ediyordum. Hatta Moustapha Fall ile Banvit’i çalıştırdığım dönemde ön anlaşma dahi yapmıştık. O zaman kesin anlaşma gerçekleşmemişti ve kesin anlaşma yapmak da kısmet bugüneymiş. Diğer önemli yabancı oyuncumuz Nikola Jankovic’i ise altyapı milli takımlarından itibaren takip ediyordum. Rodney Pryor ise bu yıl NBA yaz liginde de oynadı ve Avrupa açısından çaylak senesi olmasına rağmen, takımımıza çok katkı vereceğinden eminim. Rodney Pryor’ın Antalyaspor ile oynadığımız hazırlık maçında dizinin üstündeki bant esnemiş ve küçük bir sakatlık yaşamıştı. Bu nedenle hazırlık dönemimizde 4-5 maçı kaçırdı. Bu da 10-11 gün kadar kamp çalışmasında geriye düşmesine sebep oldu. Son birkaç maçta tekrardan ritim tutturduğunu görmek bizim için sevindirici oldu. Zannedersem ligin ilk maçına kadar da hazır olacak.
Moustapha Fall takımla oynamaya alışıyor. Hazırlık maçlarımızda gördük ki en az iki oyuncu Moustapha Fall’ı savunmak için uğraşıyor. Ciddi bir potansiyele sahip olduğunu geçen sezon Fransa Ligi MVP’si olması ve ayrıca Avrupa Basketbol Şampiyonası aday kadrosunda Fransa Milli Takımına çağrılmış olmasından da rahatlıkla anlayabiliriz. Küçük bir sakatlığı vardı ve bu durum takıma uyumunu da biraz geciktirdi. Şu an hazır olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Yabancı oyuncularımız çok genç ve istekliler. Eğer sezon performanslarından memnun kalırsak, sezon ortasında da kendilerine kontrat önerebiliriz. Yabancılarımız genç oldukları için, iyi performans sergiledikleri taktirde kendi basketbollarını bir üst seviyeye çıkarma ihtimalleri yüksek. Performansları bizleri memnun ettiği taktirde takımın kadro istikrarı adına sözleşmeleri sezon ortasında tekrardan yenilenebilir. Tabii bu kuşkusuz onların sezon içinde gösterecekleri performansa bağlı olacaktır.
James Metecan Birsen yeteneği tartışılmaz bir oyuncu. Ona çok emek harcandı. Metecan’a özel bir program hazırladık ve bu sezon basketbolunda patlama yapmasını bekliyoruz. Metecan’ın şunu bilmesini istedik; kendisi yüksek mücadele ortaya koydukça Türkiye Liginde en üst seviyeye çıkacaktır. Korkmadan oynamasını, mümkün olduğu kadar aktif olmasını, sorumluluk almasını ve üst seviye mücadele etmesini bekliyoruz. Hazırlık maçlarında zaman zaman kopuk kopuk oynadı ama onun bizim takımımızda çok büyük sorumluluk görevi var. Bizim takımımızda Metecan rol oyuncusu değil, istatistik kâğıdının her alanını olumlu yönde dolduracak bir lider oyuncu olmasını bekliyoruz. Bu beklentimizi de bu sezon gerçekleştireceğine inanıyorum. Sadece Sakarya Büyükşehir Basketbol takımımıza değil, A Milli Basketbol Takımımıza da çok faydalı olacağını düşünüyorum.
2017-2018 Tahincioğlu Basketbol Süper Liginde Sakarya Büyükşehir Basketbol takımımızdan nasıl bir başarı beklemeliyiz. Ligde ilk sezonumuzda hedefimiz ne?
Sakarya Büyükşehir Basketbol takımı olarak bu sezon ilk önce hedefimiz ligde kalmak ve ilerleyen yıllar adına kalıcı olmaktır. İlk sene play-off adayı gösterilmemiz doğru olmaz. Çünkü play-off’a kalmak, henüz ilk sezonunu oynayacak olan bir takım için çok güç. Süper ligde play-off’a sürekli kalan güçlü kadrolara sahip 6-7 takım var. Biz ilk sezonumuzda bunların dışında kalan birkaç noktada belirlediğimiz hedefleri gerçekleştirmek için yoğun çaba sarf edeceğiz. Ligde kalmak ve önümüzdeki sezon bir önceki yıldan daha iyisini yapmak bizim öncelikli hedeflerimiz. Bu sayede istikrarlı bir şekilde kendi basketbolumuzu oturtmaya çalışacağız.
Takımda hangi özelliğe sahip bir oyuncu daha olmasını isterdiniz?
Takımımızda her pozisyonda alternatifli oyuncular var. Bu açıdan çok dengeli bir takımız. Ama topla yaratıcı oyuncunun sayısının artmasını isterdim.
Türkiye Basketbol Federasyonunun geçen sezon uyguladığı, “Genç oyuncularla ilgili teşvik” yönergesinden Sakarya Büyükşehir Basketbol takımının yararlanma durumu nedir?
TBF’nin genç oyuncularla ilgili teşvik sistemi bu yıl da devam edecek. Bu teşvik, 24 yaş altı ve Türk Milli Takımında oynayabilme şartlarına sahip oyuncular için geçerli olacak. Bizim oyuncularımızdan James Metecan Birsen ve Doğukan Şanlı bu şartlara uyan oyuncular. Ayrıca başka genç oyuncuları da takımımıza kazandırma adına girişimlerimiz oldu. Gerek kulüpleriyle devam eden kontratları ve gerekse başka sebeplerle anlaşma durumumuz olamadı. İlerleyen dönemlerde genç takım oyuncularımızı da değerlendirmeye çalışacağız. Genç takımımızdan Mehmet Meriç ve Agah Abdussamed Kızılkaya’yı hazırlık döneminde A takım kampına götürdük. Genç oyuncularımızı A takıma kazandırmaya çalışacağız.
Deplasmanlı Gençler Ligi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Geçmiş yıllarda Türkiye Basketbol Federasyonu yetkililerine, yıldız ve genç takım kategorilerinde deplasmanlı liglerin yapılması ile ilgili teknik detayları kapsayan çok kapsamlı bir proje sunmuştum. Maalesef o dönemki federasyon yetkililerinden sunduğum bu proje ile ilgili cevap dahi alamamıştım. Yeni federasyonun hayata geçirdiği “Deplasmanlı Gençler Ligi” için tebrik ediyor ve başlangıç olarak bu projenin fark yaratacağına inanıyorum. Deplasmanlı Gençler Liginde kazanıp kazanmamak önemli değil. Asıl önemli olan Türk basketbolunda bu meselelere kafa yorulmasıdır. Gelecek yıl ümit ve yıldızlar seviyesinde de benzer organizasyonların yapılması durumunda, genç Türk oyuncu kazanımında ciddi artışlar olacağını düşünüyorum. Böylece neden o oynuyor, o oynamıyor sorusu da ortadan kalkacaktır. Kimsenin Sinan Güler’in oynayıp oynamadığıyla ilgili konuştuğu yok. Her antrenör çekinmeden Sinan Güler’e formayı emanet ediyor. Asıl mesele bizler kaç tane daha Sinan Güler çıkartabiliriz, mühim olan o.
Yabancı oyuncu sayısı ve Türk oyuncuların süre alamaması konusuna bakışınız nedir?
BSL’de Türk oyuncuların süre alamaması konusuna bakış açım, tamamen kulüplerin kendi politikaları ve coachların inanmaları ile ilgili bir mesele olduğunu düşünüyorum. Sakarya Büyükşehir Basketbol olarak bu konuda bizim politikamız, inandığımız Türk oyunculara dengeli süre vermektir. Bizim takımımızda Türk oyuncular takımda figüran değiller ve takımın sahibi onlar. Türkiye Basketbol 1.Liginde şampiyon olduktan sonra biz bu kararı verdik ve TBSL’yi çekip çevireceğine inandığımız Türk oyuncuları kadroya koyduk.
Seneler önce 3-4 yabancı oyuncu ile oynarken de şikâyet ediliyordu. Öncelik olan sizin kulüp olarak projeniz ne sorusuna karşılık verilecek cevaptır. Şikâyet eden takımlara baktığımızda bu takımların çoğunun ciddi altyapı çalışmalarının dahi olmadığını görüyoruz. Altyapısı çok kuvvetli olan kulüplerde ise başka öncelik projeleri var. Yabancı oyuncu meselesi sadece sahada çözülecek bir mesele değil. Spor okulundan itibaren proje haline getirmek ve henüz çocuk topu eline almaya başladıktan itibaren çözümlemek gerekir. Doğru düzgün turnike atmayı dahi beceremeyen Türk basketbolcuların olduğunu da görüyoruz.
Sayın hocam, siz problemin öncelikle kulüp politikası ve oyuncu yetiştirme eksikliğimize bağlı olduğunu söylediniz. Yine de ısrar ederek sorsam, siz kaç yabancıya müsaade ederdiniz?
Ben 5 yabancıya müsaade ederdim. Çünkü beş yabancı oyuncunun hepsi 40 dakika oynayamayacağı için geriye kalan sürede Türk oyuncuların mücadele edeceği bir süre kalıyor. Tekrar vurgulamak isterim ki, yabancı oyuncu sayısı Türk oyuncuların oynaması için engel değildir.
Pilot takım uygulamasına nasıl bakıyorsunuz?
Pilot takım uygulaması basketbolda öncelikle İstanbulspor ve Yeşilyurt kulüplerinde hayata geçirildi. Bu kulüplerde oynayan genç oyuncular 2.Lig tecrübesi elde ediyorlardı. Banvit’in hayata geçirdiği Bandırma Kırmızı pilot takım uygulaması ise Balıkesir’de kaliteli maç yapma imkânı olmamasından kaynaklıydı. Bu pilot takım uygulaması neticesinde iki-üç yıl içinde Banvit adına önemli faydalar sağlandı. Tabii pilot takım uygulaması genç yaş oyuncuları için geçerli olmalıdır.
Genç basketbolcular için önem sıralaması neler olmalıdır?
Genç basketbolculara tavsiye niteliğinde kısaca şöyle bir önem sıralaması yapmalarını öneririm;
1- Oynama dakikası
2- Takım içinde alınacak sorumluluk
3- Maddi gelir
İlk ikisi sağlanıyorsa zaten maddi gelir er geç elde edilir. Yeterli oyun dakikası ve takım içinde belli bir sorumluluk alınmazsa, basketbolları adına bir temelsizlik oluşur. Sonunda da basketbol yaşamları bu genç basketbolcular için büyük bir hayal kırıklılığı ile neticelenir.
Bu sezon 20 yaş altı (ümit milli) erkek basketbol takımımızı çalıştırmış bir baş antrenör olarak, alt yapı milli takımlarımızla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Ümit milli takımını altyapı milli takımlarından ayrı tutuyorum. Çünkü ümit milli takımdaki oyuncuların, artık A takım yaşında olduklarını ve altyapı oyuncusu olmadıklarını düşünüyorum. Altyapı milli takımlarımız için, mutlaka sezona yayılabilecek şekilde yoğun araştırmaların ve analizlerin yapılması gerekir. Altyapı milli takım antrenörlerinin, milli takımlarda sabit antrenörlük yapmasından ziyade, bunun yerine araştırmacı bir ekibin olması gerekir. Yıldız, genç ve ümit milli seviyesindeki oyuncuların sezon boyunca neler yaptıklarını, antrenörleri ile irtibatlı olarak gelişimlerini takip eden bir staffın olması daha uygun olacaktır. Ayrıca bu genç oyuncuların bazı aralıklarla kampa alınıp, kendi gelişimlerini sağlayacak özel çalışmalar yaptırılmasının sağlanması da çok faydalı olacaktır.
TBF takımı kurulması hakkında düşünceleriniz nelerdir?
TBF takımı kurulmasının çok faydalı bir proje olacağından eminim. Ama kulüpler ve oyuncularla anlaşılması konusunun, bu projenin hayata geçirilmesi adına asıl engel olarak karşımıza çıkacağını düşünüyorum. Sırplar, Hırvatlar, Slovenler, Fransızlar, Yunanlılar vs. genç basketbolcularının gelişimleri söz konusu olduğunda, rahatlıkla bu genç oyuncularını ülke dışına dahi olsa gönderebiliyorlar. Bizde ise maalesef bu pek mümkün olmuyor. Şayet TBF takımı projesi hayata geçerse, bu sayede kıymetli jenerasyonlardan birçok sorumluluk alan oyuncular ortaya çıkacaktır.
Sezon içerisinde genç takımdan A takıma geçişler olabilecek mi? Genç takımdan takip ettiğiniz ve ileriye dönük düşündüğünüz oyuncular var mı?
Bütün staffımız aynı zamanda genç takım oyuncularımızı da takip ediyorlar. Sadece kendi genç takımımız değil, başka genç oyuncuları da dikkatle izliyoruz. Hemen her zaman 2. ligden ve 3. ligden genç oyuncuları da takip ediyorlar. Altyapımızdan A takımımıza alacağımız oyuncular da ilerleyen zamanlarda muhakkak olacaktır.
Son olarak Sakarya’daki basketbolseverlere söylemek istedikleriniz nelerdir?
Geçen sezon şampiyon olduysak, bunda Sakarya seyircimizin büyük payı vardı. Bu sezon geçen sezona nispeten çok daha büyük bir salon olan 5000 kişilik Sakarya Serdivan Spor Salonunda maçlarımızı oynayacağız. Bu sezon TBSL gibi zorlu bir ligde mücadele edecek olmamızdan dolayı, geçen sezona göre çok daha fazla seyirci desteğine ihtiyacımız var. Bütün maçlarımızda salonun dolacak seviyeye gelmesi gerekir ki takımımız güç alsın. Enerjik ve takımına katkı veren seyircimiz var. Hiçbir maçımızda onlardan mahrum oynamamalıyız. Özellikle hedef maçlarımızda taraftarımızın desteğine çok daha fazla ihtiyacımız olacaktır. Ben taraftarımızın bizleri yalnız bırakmayacağına inanıyorum. Basketbol Süper Ligine yeni bir renk getireceklerine de kuşkum yok.
Saygıdeğer hocam, değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim. Bütün takımlara yeni sezonda başarılar dilerim.
(İlker Yıldız, 05-10-2017)