(Necip Kapanlı)
İnan Şefkatli’nin velilerle ilgili yazısı beni yıllar öncesine götürdü… Sivas’ta Küçük Kızlar Türkiye Şampiyonası… Ben de hakemlerle çalışmak için oradayım…
İlk gün, ilk maç… Veliler, rakip takım oyuncuları, yani 13-14 yaşındaki kız çocuklarını serbest atış sırasında şaşırtmak için çılgınca bağırıyor, potanın arkasına geçenler ellerini sallayarak çocuğun konsantrasyonunu bozmaya çalışıyor…
Dakikalar ilerledikçe hakemler de velilerden nasiplerini almaya başladı. Tribünde en fazla 100 kişi olduğu için her söylenen, herkes tarafından işitiliyor… Ve bütün bunlar velinin çocuğunun maçı kazanması için…
Çok geçmeden çıldırdım ve velilerin arasına daldım, “Utanmaz mısınız?” diye bağırdım. İçlerinden beni tanıyanlar, “Ama hocam…” diye başlayıp hakemleri eleştirmeye başlayınca kendilerine bir öneride bulundum.
“Sizlere çok zor olmayan kurallarla ilgili sorular hazırlayacağım. 100 üzerinden 50 alan ne istiyorsa yapsın, altında alanlar ise turnuva bitene kadar kimseye bağırmayacak…”
Bu önerimi kabul eden çeşitli takımlardan 29 erkekli-kadınlı veliyi ertesi gün Sivas Salonu’nun fuayesinde sınav düzeninde hazırladığım masalara yerleştirdim. Sınav başlamadan önce, rakip takımın çocuklarının da evlatları olduğunu, onları da kucaklamalarını isteyip sınavı başlattım… Gece hazırlayıp teksir ettirdiğim 20 soru…
Sadece bir veli 50’ya yakın bir not aldı, diğerleri döküldü. Kağıtları kısa sürede değerlendirdikten sonra velileri yeniden topladım ve iyi olanı gösterip, “Bu beyefendi herşeyi yapmakta özgür ama diğerleri turnuva bitene kadar ağzını açmayacak.” dedi…. Sözlerinde durdular, dahası birbirleriyle arkadaş oldular…
Necip bey, velilerin bu mentalitesi basketbolcu adayı gençlerin önündeki en büyük engeldir ve Türk oyuncuların bir yerden sonra gelişememesinin öncelikli sebebidir bence. Diğer sebepler tali etkidedir. Basketbol kural bilgileri zayıf olduğu gibi basketbol oyun bilgileri de sınırlı, altyapıda ne yapılmalı haberleri yok. Sonuç odaklı oldukları için çocuklar da öyle zannediyor, belki antrenörleri de o tarafa itiyorlar. Yetenekli ve atletik olup aradan sıyrılan basketbolcu adayları da biraz para kazanınca onlara yetiyor. Euroleage seviyesine çıkıp oralarda uzun süre kalmak gibi bir amaçları yok, lafta olsa da gereklerini yerine getirmiyorlar. Federasyon ve delegeler de zaten bu velilerden beter. Bu konuda en çarpıcı örnek Tarık Biberoviç. Euroleage için yıllarca kenarda bekledi ama muhtemelen çok çalışmayla sonunda başardı. O yüzden bırakalım antrenörleri, kuralları falan suçlamayı da sorumluluğu doğrudan oyuncunun kendisine ve çevresine (menajeri dahil) verelim. Üst düzey Türk oyuncu olmamasını ve Milli Takım’ın başarısızlığını antrenörlere veya Federasyona bağlamak biraz kolaycılık sanki.
Şimdi teklif etseniz aynı şeyi paçanızı aşağı alıtlar , malesef veliler de değişti olumsuz yönde .