Geçtiğimiz hafta coronavirüs salgını sebebiyle liglerin ertelenince oyuncuların hem basketbolsuz hem de karantinada neler yaptığına eğlenceli bir şekilde göstermeye çalıştık. Bu hafta ise staffa yönelerek onların bu süreçte neler yaptığına baktık. Ortaya en az geçen haftaki kadar eğlenceli iş çıktı diye düşünüyorum. Bir kez daha katılan antrenör, menajer ve ailelerine çok teşekkür ederim. Biz ise geçtiğimiz haftaya kıyasla tüm branşların ertelenmiş olmasına ve izlenecek bir şey olmamasına yavaş yavaş alışmaya başladık. Ve La Casa De Papel’in yeni sezonunun gelmesi sanırım haftanın en güzel gelişmesi oldu (Spoiler gelmesin daha izlemedim.) Evet tüm storylerde LCDP görmeye hazırım ve derin bir nefes alarak açmaya başlayacağım hepsini.
Şimdi ise sizleri keyifli haberimizle artık baş başa bırakıyorum…
İnanç Koç (Karşıyaka Belediyespor Başantrenörü): “Dünya ve ülkemiz çapında karşı karşıya olduğumuz olağanüstü durumun en kısa zamanda, en az hasarla atlatma umudu ile başlıyoruz hiç alışmadığımız,bilmediğimiz günlük hayata.
Başlarda tatil gibi gelse de 3-4 gün sonra, Selma sistem ve düzen konusunda ufak kurallarla bizleri yönlendirdi. İlk uyananın çayı demlemesi, benim kahvaltı hazırlığına Selina ve Ali’nin sofra toplanmasına ve temizliğe yardım etmesi gibi… Dersler ve günlük işler bittiğinde birlikte yaptığımız ev içi aktiviteler (Ali ve Selina nın mutfak masasında masa tenisi oynamaları, kutu oyunlarında artık anlatılacak kelimeleri ezberlememiz, çocukların kısa video çekimlerinde kameramanlığa terfi etmem gibi normal zamanda fırsat olmayan aktivitele ile biraz olsun bu zor dönemi fiziksel ve psikolojik olarak atlatmaya çalışıyoruz.
Mümkün olduğunca evde kalarak, bu zor dönemde insanüstü bir çaba gösteren sağlık çalışanlarına elimizden geldiğince destek olarak bu sürecin sonunda ülkemiz ve milletimiz için güzel günler görmeyi diliyoruz. Tabii ki parkeye geri dönmek topu elimize almak için sabırsızlanarak…”
Selma Koç (İnanç Koç’un Eşi): “Merhabalar tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan bu virüs ve süreçten en kısa zamanda en az kayıp ve hasarla çıkabilme umudu ve inancı içinde olduğumu bilmenizi isterim.
Biz çok yoğun günlük rutine sahip bir aile olarak sürece adapte olma konusunda oldukça zorlanıyoruz. İnanç uzun yıllardır oyunculuk üstü antrenörlük kariyeri, çocuklar okul, idman maç ve özel dersler… Evde çoğu zaman birbirleriyle karşılaşmadan gün sonlanırdı.Güzel bir işbirliği ile öncelikli görevlerimizi yerine getirip kalan zamanımızı da eğlenceli paylaşımı yüksek aktivitelerle geçirmeye özen gösteriyoruz.Hepimiz ayrı ve yeni birşeyler deneyimliyoruz.Bu taraftan bakınca da çıkartacak iyi sonuçlar bulunuyor.
Şimdi heyecanla hastane çalışanlarımıza yapacağımız gece nöbeti atıştırmalıkları için hazırlık içerisindeyiz onlara bu zorlu görevde yanlarında olduğumuzu duyduğumuz şükran ve minneti burdan sizler aracılığı ile bir kez daha iletmek istiyorum.”
Sedat Özyer (TOFAŞ A Takım Yard. Antrenörü): “15 Mart’ta ,Fenerbahçe Beko lig maçını oynayıp, Bursa’ya evime döndüğümde yeni görevimin başladığının farkında değildim. Bir taraftan televizyondan coronavirüs ile ilgili haberleri takip ederken bir taraftan da kızım Cemre’ye mamasını yedirirken buldum kendimi… Yeni görevim duruma uygun şekilde yavaş yavaş oluşmaya başlamıştı. Bir anda Orhun Ene’nin asistanlığından eşimin asistanlığına başladığımı fark ettim. Bu yeni görevime pek alışık olmadığımdan için başlarda bayağı zorluklar çektim.Hayatımı basketbola göre düzenlerken artık hayatıma Cemre yön vermeye başladı. Yatış-kalkış saatinden, yemek saatine, banyodan, televizyon seyretmeye kadar her şey Cemre’ye göre ayarlanmaya başlandı. Bu tamamen benim hazırlıksız yakalandığım bir döneme gelmesi beni biraz zorladı haliyle! Ama eşim,Gülşen sayesinde bu duruma adaptasyonum kısa sürdü. Gün içinde aile büyükleri ile Cemre’nin görüntülü konuşmaları yeni bir görev olarak hayatımıza yerleşti. Bu sayede aile büyüklerimizi uzaktan da olsa sağlıklı bir şekilde görebilmek, onların iyi olduklarını bilmek biraz olsun, bu ortamda yüreğimize su serpiyor.
Bu vesileyle tedavi görmekte olan tüm hasta vatandaşlarımıza, en kısa sürede sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum.Ayrıca tüm sağlık çalışanlarımızın ne kadar ulvi bir görev üstlendiklerini bu talihsiz olay bir kez daha ispatladı. Hepsine Allah kuvvet ve sağlık versin.
İnşallah, onların da sağlıklarına zarar gelmeden bu beladan hep beraber kurtuluruz ve eski BASKETBOL dolu günlerimize geri döneriz.”
Gülşen Özyer (Sedat Özyer’in Eşi): “Dünyayı etkisi altına alan virüs nedeniyle yaşadığımız izole hayata, aslında biz 9 ay önce hayatımıza giren kızımızla çok önceden kısmi de olsa giriş yapmıştık.
Sosyal hayatımızda kısıtlamalar oldu, temizliğe daha çok önem verir hale geldik. Kısacası bu duruma antrenmanlıydık. Şimdi daha da izole bir hayata geçiş yaparken, hijyen ve kaygılar arttı.
Diğer bir değişiklik ise; eşim, yoğun iş temposu nedeniyle kızımızın büyüme sürecini kaçırıyordu. Şimdi krizi fırsata çevirdi diyebilirim. 7/24 kızımızla vakit geçiriyor.Bu durumda çocuk bakımı onda diğer işler ben de.Çok adil değil bence…
Kızımızı uyuttuktan sonra kahve eşliğinde kızımızın fotoğraflarına bakarak arada da televizyon seyrederek yorgunluğumuzu atıyoruz.”
Sertan Demircan (Balıkesir BŞB Takım Menajeri): “Bizim için çok değişik geçen bir sezon gerçekten sakatlıklar koşturmaca derken ülkemizi sarsan coronavirüs vakasıyla birlikte liglerin ertelenerek karantina dönemine girdik.
Bu sektöre girdiğimden beri hiç böyle boşluğa düşmedim herhalde. Su anda yaptığım şeyler benim açımdan sahneye çıkarsın hiç sevmediğin bir şarkıyı 3-4 kez çalmak zorunda kalırsın aynı onun gibi…
Şu anda temizlik konusunda master yapacak duruma geldiğimizi düşünüyorum 🙂 İşsiz kalırsak yeni bir meslek edindik. Evde her yere dezenfektan sıkıyorum. Bilgisayarımdan gitarıma kadar biraz da paranoya oldu. Zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmıyorum, çıktığım zaman da maske eldiven kullanmanın yanında arabanın direksiyonundan tuttuğum her yere dezenfektan sıkıyorum.
Annemle eskiden sadece akşam yemeklerinde vakit geçiyorduk. Şimdi tüm gün evde beraberiz. Değişik aktivitelere o da tanık oluyor bazen challange dönemleri annemin şaşkınlıklarıyla geçiyor. Ama onun tek bir derdi var, o da temizlik bol çamaşır suyu bilgisayar masama kadar… Karşılıklı atışıyoruz ozanlar gibi onun elinde cif benim elimde gitar. Umarım bu günleri geride bırakırız ve anı olarak hatırlar gülebiliriz.”
Meliha Altıntaş (Sertan Demircan’ın annesi): “Sertan’ın bu günlerde evde olmasından şikayetçi değilim. Evladımı çok sevdiğim için onun evde durması bana hem güven veriyor hem de mutlu oluyorum.
Temizlik konusunda ben biraz titiz davranıyorum. O da bana bazı ev işlerinde yardımcı oluyor. Uzanamadığım yerleri ona sildiriyorum. Perdeleri ona taktırıyorum. Oğlumun evde durması benim için güzel bir şey.”
Oğulcan Çağlar (OGM Ormanspor A Takım Yard. Antrenörü): “Öncelikle bu küresel salgının en kısa sürede bitmesini diliyorum. İnsan bu dönemde sahip olduklarının ve yaşamın kıymetini daha çok anlayıp elindekilere daha sıkı sarılması gerektiğinin farkına varıyor.
Evde olmak benim için çok keyifli. Kitap okumayı, film seyretmeyi çok sevdiğimden dolayı bunlar için vakit bulduğuma seviniyorum ruhumun gizli kapıları arkasında. Market alışverişleri dışında evden çıkmıyorum. Yemekleri babam yapmaya başladı.
Virüsten önce bende yıllardan beri süregelen bir limon kolonyası aşkı vardı. Şu sıralarda herkesin limon kolonyasına olan yaklaşımının değiştiğini görmek beni sevindirdi. Herkese sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.”
Ayşe Çağlar (Oğulcan Çağlar’ın annesi): “Eşim ve benim için sokağa çıkma yasağı olduğundan dolayı Oğulcan’ı gönderiyoruz her yere.
Evin bir bölümünde kolonya ve çamaşır suyunun ahenkle dans ettiğini söyleyebilirim.
Umarım bu salgından en kısa zamanda kurtuluruz. Tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Allah hepsine güç ve kuvvet versin.
Sertaç Hepşen (Petkimspor Takım Menajeri): “Sezon başlarken eşimden aldığım hamilelik haberiyle çok güzel ve heyecanlı bir sezonun bizi beklediğini biliyordum. Tek isteğim de kızım ve eşimle sezon sonunda Petkimspor formasıyla şampiyonluk kupasıyla fotoğraf çekilmekti.
Sezonun bitmesine 6 hafta kala salgın sebebiyle liglerin tatil edilmesiyle herkes gibi biz de evimizin yolunu tuttuk. Normalde de off günlerde eşime ev işlerinde yardımcı olan bir eş olmaya çalışırım ama bu sefer yardımlarımın arasına kızım Bade de dahil oldu. Evde tam bir iş bölümü hakim. Bade’yi uyutmak ve gazını çıkarmak benim işim. Pek de iş bölümü olmamış aslında. Ev işleri kulüp işlerinden daha zormuş.
En kısa zamanda şu virüsün ülkemizi terk etmesi ve tekrar parkelerde buluşmak dileğiyle.”
Fulya Hepşen (Sertaç Hepşen’in Eşi): “Ben zaten Ocak sonu itibariyle doğum iznime ayrılarak kızım Bade’yi evde beklemeye başlamıştım. 17 Şubat’ta Bade dünyaya geldi ve lohusalık serüvenim başladı. Lohusalık sürecimin bitip Bade ile gezeceğim günleri iple çekerken salgın sebebiyle tamamen eve kapandık. Bu süreçte Bade’nin bakımı ve ev işleri çok yorucu oluyordu.
Liglerin tatil olmasına tek sevinen sanırım benim. Çünkü Sertaç bana yardım edebilecekti. Bu olumsuz ve üzücü günleri kızımız Bade ile vakit geçirerek, mutfakta yeni denemeler yaparak, kahve eşliğinde film izleyerek geçiriyoruz. Tabii Bade hanımı uyutabilirsek
Lütfen herkesi sıkılsak da evde kalmaya ve bu süreçte salgının etkisini azaltmak için yardımcı olmaya davet ediyorum.”
Bade Hepşen: Ingaaaaaa…
Ali Ruhi Balkanlı (Darüşşafaka Tekfen A Takım Yard. Antrenörü): “Öncelikle bizim evlerimizde kaldığımız süreçte canlarını dişlerine takarak bu salgının en büyük kahramanları olan sağlık çalışanlarına, evden sadece market alışverişi için çıktığımız dönemlerde gittiğimiz marketlerde rafların boş kalmamasını sağlayarak bizim rahat etmemizi sağlayan tüm market çalışanlarına, her sabah kalktığımızda sokaklarımızın tertemiz olmasını sağlayan belediye personellerine ve biz uyarılara uyarak evde kalabilirken işi gereği evde kalamayan bütün çalışanlara sonsuz minnetlerimizi ve teşekkürlerimizi iletmek isteriz.
22 Şubat’ta evlilikle taçlandırdığımız ilişkimizde daha önce hep farklı şehirlerde oluyorduk. Kulüp sezonunun bitmesi ve Milli Takımımızın başlaması, Milli Takım görevinin bitmesi sonrasında yeniden başlayan kulüp sezonu derken birbirimize pek de vakit ayıramamıştık.
Coronavirüs salgını sebebiyle ligler ertelenince hemen yola çıkıp Denizli’ye eşimin yanına geldim. Geldiğim günden beri bu kadar çok spor yaptığım bir dönem olduğunu hatırlamıyorum. Eşim de fitness eğitmeni olduğu için her sabah uyandığımızda ve her akşam yemekten önce spor yapıyoruz. Diğer taraftan çocukken olan yeteneklerimi (perde takmak gibi) kaybetmediğimi farkettim. Sanırım bu konuda çok yetenekliyim.
Eşimle belli bir iş bölümü yapmadık. Yemekten bir saat önceye kadar yemeği hangimizin yapacağı belli olmuyor. Genellikle bol bol kitap okuyarak, film izleyerek ve internet üzerinden ailelerimiz ve arkadaşlarımızla yaptığımız sohbetlerle geçirdiğimiz bu dönemin en keyifli tarafı gelecekte yapmak istediğimiz şeyleri konuşmak ve planlamak oluyor.
Son olarak başta yazdığım gibi biz evdeyken çalışması gereken tüm çalışanlara teşekkürlerimi sunmak isterim ve onların çabaları ile en yakın zamanda bu dönemin bitmesini dilerim.”
Dilara Turan Balkanlı (Ali Ruhi Balkanlı’nın Eşi): “Öncelikle ülkemizi ve tüm dünyayı saran bu virüs salgınının daha fazla kişi zarar görmeden sonlanmasını temenni ediyorum ve bu süreçte çalışmak zorunda olan herkese de kolaylıklar diliyorum.
Evlendiğimizden beri işlerimizin yoğunluğu ve farklı şehirlerde yaşadığımız için aylarca bir araya gelemediğimiz zamanlar oldu. Şimdi bu karantina sürecindeyse ilişkimiz boyunca en uzun süre yan yana olduğumuz zamanları yaşıyoruz. Bizim için küçük çaplı bir balayı oldu diyebilirim… Ali de ben de işler dolayısıyla evde çok vakit geçiremiyorduk. Evde ve birlikte olmaya hasret kaldığımız için bu süreci evde geçirmek, kendimize vakit ayırmak bizi zorlamıyor. Market ihtiyacı dışında hiç dışarı çıkmıyoruz ve bunun eksikliğini de çekmiyoruz en azından şimdilik.
Ali çok uzun süredir ailesinden ayrı ve yalnız yaşadığı için ev işlerine uzak değil. Bu da benim için bir avantaj tabii. Aklınıza gelebilecek her konuda yardımcı oluyor. Yemek, temizlik, spor dahil her şeyi birlikte yapabiliyoruz. Bunları yapmaktan da hiç şikayetçi olmaması beni mutlu ediyor.
Ne kadar ikimizde sporla uğraşan insanlar olsak da işler dolayısıyla kendimize bu konuda çok vakit ayıramıyorduk. Şimdi ise bu durumu fırsat bilip her gün hatta bazen günde iki kere spor yapıyoruz. Evimizde küçük bir pilates studio olması ekstra avantaj sağlıyor. Özellikle pilates, yoga ve esneklik üzerine çalışıyoruz.
Rutin olarak her günü film veya dizi izleyerek sonlandırıyoruz. Ayrı olduğumuz dönemlerde bazı filmleri birlikte izlemek için sözleşirdik ve bir araya gelmeden o filmleri izlemezdik. Şimdi ise izlemeyi planladığımız filmleri izliyoruz.
Ne kadar şu an için bu durumun bize iyi gelen taraflarından bahsetsem de böyle bir salgının hiç yaşanmamış olmasını dilerdim. Dünya zor bir zamandan geçiyor umudumuzu yitirmeden güçlü kalmalı ve kendimize düşen görevleri titizlikle yerine getirmeliyiz. Salgının bir an önce bitmesini ve tekrardan bu zamanda çalışan, çalışmak zorunda olan emekçilerimiz için sağlık ve kolaylıklar diliyorum.”
(Ece Ergez, 04-04-2020)