Birçok genç oyuncu şu günlerde araştırma ve karar aşamasında… “Amerika‘ya gidebilir miyim? Gidersem doğru bir karar vermiş olur muyum?”
Konuğumuz lise son sınıfta Amerika’ya giden ve bu sene Albany Üniversitesi ile NCAA‘de oynayan Kumsal Aslan… Aslında sadece “oynayan” dersek hata yapmış oluruz çünkü Kumsal Aslan için eğitim, basketbolu da önünde…
İşte Kumsal ile yaptığımız söyleşi…
Neden neden lisedeyken Amerika’ya gittin?
Beni izlemeleri için… Lisedeki performansım sonucunda birkaç üniversiteden teklif aldım ve hem eğitim, hem basketbol açısından daha iyi olacağını düşündüğüm için Albany’yi seçtim.
2 yıldır Amerika’dasın. “İyi ki gitmişim” diyor musun?
Kesinlikle evet. Eğitim, basketbol ve yaşam koşulları açısından doğru karar verdiğimi düşünüyorum. İşletme ve yönetim okuyorum ve açıkçası eğitim konusunda basketbol kadar istekliyim.
Amerika’ya gittiğinde İngilizce seviyen nasıldı?
İyiydi, şimdi ise Türkçem kadar iyi…
Basketbol açısından bakacak olursak, Türkiye’yle aradaki farklar neler?
Antrenmanların çok daha kapsamlı olduğunu söyleyebilirim. Dört farklı antrenman periyodu var.
ANTRENMANLAR ÇOK DAHA KAPSAMLI
Farklı olarak neler var?
Antrenmanlar çok farklı ve kapsamlı. Dört farklı antrenman periyodu var. Yaz idmanları koordinasyon, kondisyon ve fundamental ağırlıklı. Hızlı ve güçlü olmanın temeli bu antrenmanlarda oluşuyor. Sezon öncesi antrenmanları genelde saha içinde kondisyon ağırlıklı drillerle geçiyor. Maçların başlamasına 2 ay kala sezon öncesi antrenmanlarda takım halinde çalışmalara geçiliyor. Sezon içinde haftada 20 saatten fazla antrenman yasak ve en fazla beş gün antrenman yapılabiliyor. Bu dönemde daha çok rakibe yönelik çalışma yapılıyor, antrenmanlar edit çalışmalarıyla destekleniyor. Okuldaki erkek oyunculardan kurulu takım o hafta oynayacağımız rakibin setlerini öğrenip karşımıza çıkıyor ve maç çalışması yapılıyor. Sezon sonunda, yani maçlar bittikten sonra iki hafta kural gereği elin topa değmiyor, sonra ağırlık, kondisyon çalışmaları ve bireysel antrenmanlar başlıyor.
Bütün antrenmanların ortak yönü drillerde sürekli koşman gerekiyor. Yani antrenman süresi boyunca hiç durmak yok. Ayrıca maç ısınmalarında da Türkiye’de bir maç oynamış kadar efor harcanıyor.
Kendinde ne gibi değişiklikler görüyorsun?
Aşırı derecede güç ve hız değişikliğini hissediyorum. Şutun olmazsa guardların hiç şansı yok. Çok çalışarak şutumu da geliştirdim.
Maçların havası nasıl?
Atmosfer harika. Her maçta binlerce seyirci oluyor ve NCAA takımları kentin takımı kabul ediliyor.
Kaç koçla çalışıyorsunuz?
İki uzun, iki kısa oyuncu koçumuz var. Ayrıca kondisyoner, sağlık ekibi, geçen sezon mezun olan ve asistan olarak görev yapan eski bir oyuncu da staffta. İdari bölümdekilerle birlikte takımdan daha kalabalık bir kenar kadrosu var.
ÇENTİĞİ YERSEN CEZA VAR
Antremanlarda zorlanıyor musun?
Türkiye’de çok iyi iki savunma antrenörü ile çalışmak ve rahmetli Burcu Taşbaş abla ile antrenmanda karşılıklı oynamak benim için bir şanstı.
Antrenman sırasında özel istatistikçiler var. 1 defa boks out yapmazsan, 2 şut kaçırırsan, 1 kez adamı ortadan geçirirsen, üç kez üçlük kaçırırsan istatistikçiden çentiği yiyorsun ve bu çentikler sana antrenman sonunda ceza olarak dönüyor. Antrenman sırasında neyi kötü yapmışsan o hareketlerin doğrusunu yapmaya çalışıyorsun.
En büyük zorluk ne?
Zamanı çok iyi kullanman gerekiyor. Eğitim kesinlikle sporun önünde geliyor. Okul seni önce öğrenci olarak görüyor. Kütüphanede haftada en az 10 saat geçirmek ve ders çalışmak zorundasın.
Bir günün programını yapar mısın?
8:30 uyanış, 9.00 kahvaltı, 10:30 antrenmana hazırlık, 11:00 ağırlık antrenmanı, 12:00-14:00 Basketbol antrenmanı, 14:30 Kütüphane ve yemek, 16:15-22.30 ders. Daha sonra ders çalışma ve 23:00’te uyku.
Basketbol felsefende değişiklik oldu mu?
Guard olarak daha çok konuşmam gerektiğini ve daha hızlı oynamam gerektiğini gördüm. Ayrıca bir guard olarak paslarının çok iyi olması gerekiyor. Pas fundamentaline dönük drillerle bu açığımı da gidermeye çalıştım.
Koçlar davranışları nasıl?
Azarlama olabiliyor ama aşağılama yok.
EĞİTİMİ ÖN PLANA ALANLAR AMERİKA’YA GİTSİN
Amerika’ya gitmeye düşünenlere ne önerirsin?
Gerçekten eğitimi ön planda tutanlar Amerika’ya gitsinler. Ancak orada kendilerini mental zorlukların beklediğini de bilmeleri lazım. Eğitim ve basketbol bütün zamanını aldığı için sosyal hayata ayıracak fazla zaman yok. Amerika’yı düşünenler bu zorluğu kabullenmek mecburiyetinde. Ayrıca Amerika’da basketbolla uğraşan çok üniversite var ama hem basketbol, hem eğitim olarak fazla şey veremeyecek okullar da var. Yani Amerika’ya gitmek kadar, hangi okula gittikleri de önemli. Ayrıca mutlaka İngilizce alt yapıları olması gerekiyor.
Seyirciler nasıl?
Takımı çok seviyorlar ve inanılmaz destekliyorlar. Pankart hazırlıyorlar, maçtan sonra bizi dışarıda karşılıyorlar. Dışarıda karşılaştığınızda özel ilgi gösteriyorlar, imza alıyorlar, fotoğraf çektiriyorlar. Kendinizi profesyonel gibi hissetmeye başlıyorsunuz.
Bu sezon fazla süre alamadın…
Çaylak sezonumda fazla süre alamadım ama en iyi oyuncular benim pozisyonumdakilerdi ve şimdi mezun oldular. Bir yıl boyunca onlarla birlikte antrenman yapmak benim için büyük şanstı. Önümüzdeki sezon 20 dakika civarında oynayabileceğimi tahmin ediyorum.
Neleri özledin?
Annemin yemeklerini…
Yol haritanı belirledi mi?
Çok üst düzey eğitim alıyorum ama basketbolu da çok seviyorum ve basketboldan para kazanabileceğimi düşünüyorum. Avrupa’da ve özellikle İspanya‘da oynamayı hayal ediyorum.
MİLLİ TAKIMDA OYUNCULARA EŞİT DAVRANILMIYOR
Bir ara Yıldız Milli Takımımızın aday kadrosuna davet edilmiştin. Milli Takım için yorumların var mı?
Orada kümeleşme olduğunu düşünüyorum. Antrenörler tanıdıkları oyunculara daha yakınlar ve bu nedenle herkes eşit davranılmadığını düşünüyorum. Oyuncular açısından bireysellik ön planda, takım olgusu daha zayıf.
Basketfaul olarak Kumsal Aslan’a gerek eğitim, gerek basketbol hayatının başarılarla dolu geçmesini diliyoruz.
(Ümran KAPANLI, 28-05-2017