Türk basketbolunda babalar ve oğulları desek Kemal Erdenay – Harun Erdenay , Haluk Tunçeri-Kemal, Kerem Tunçeri, Necati Güler –Muratcan, Sinan Güler gibi daha pek çok isim sayabiliriz. Hepsi basketbol sahalarında iz bırakan ve bırakmaya devam eden basketbol adamları. İşte bu kervanın yeni baba-oğul ikililerinden Faruk Beşok ve Efe Beşok ile kısacık bir söyleşi gerçekleştirdik. Üstelik baba-oğul birlikte Mamak Belediyesi‘nin başarısı için birlikte çalışacak.
*Baba-oğul aynı sahada olmak nasıl bir duygu?
Faruk Beşok: Aynı sahada olan baba-oğul basketbolculara Kemal Erdenay-Harun Erdenay , Necati Güler – Muratcan Güler gibi örnekler var. Tabii ki baba-oğul sahada olmak güzel bir duygu. Dünyaya getirdiğiniz, beraber aynı evi paylaştığınız evladınızla aynı takımda olmak ilk başlarda insanlara enteresan geliyor. Ama profesyonel bir düşüncede olduğunuz zaman bu duruma farklı bakmak zorundasınız. Efe ile biz bunu rahatça çözebileceğimizi zaten biliyorduk. Şu ana kadar da bir sıkıntı çıkmadı. Sonuçta sahada babalık bitiyor antrenörlük başlıyor. Bu iki olayı birbirine karıştırmamaya çalışıyoruz ki şu ana kadar da karıştırmadık. Ben diğer oyuncularıma nasıl davranıyorsam Efe’ye de aynı şekilde davranıyorum. Efe’de bunun bilincinde ve ona göre davranıyor. Sahada yaşadığımız hiçbir olayı da eve yansıtmıyorum. Orada tamamen baba – oğul oluyoruz.
Efe Beşok: Benim için çok farklı bir tecrübe oluyor. İlk başlarda zorluk çekebileceğimi düşünüyordum ama sahanın içine girince babam olarak değil antrenörüm olarak gördüğüm zaman bir sıkıntı yaşamadım. Bu duruma çabuk alıştım diyebilirim.
*Aile içinde şu an aynı takımda olmanız nasıl karşılandı?
Efe Beşok: Aile içinde biraz şakalar ve takılmalar oldu tabii . Antrenörün ile çok uğraşma , çok kızmasın gibi…
*Faruk Beşok’un antrenörlükle , Efe Beşok’un oyunculukla ilgili hedefleri nelerdir?
Faruk Beşok: 25 yıllık bir basketbol kariyerim var. Beşiktaş‘da kariyerli antrenörlerin yanında üç senelik bir yardımcı antrenörlük dönemi geçirdikten sonra Düzce’de başlayan head coach süreci şimdi isi olduğunu Mamak Belediyesi ile devam ediyor. Şu an için hedefim Türkiye Basketbol Süper Ligi’nde coach olabilmek. Bunun içinde hataların biraz daha kontrol edilebildiği TBL’de 3 senedir çalışıyorum. Bu sene takımımız çok daha genç . Bu genç yetenekleri Türk basketboluna kazandırmak istiyoruz. Bu da bizim için bir tecrübe oluyor. Biz basketboldan geldik. Basketbol bizim işimiz ve işimizi de layıkıyla yaptığımızı düşünüyorum.
Efe Beşok: Öncelikli hedefim Türkiye Basketbol Süper Ligi’nde oynamak. Orada da kalıcı olup Euroleague seviyesinde oynamak.
*Mamak Belediyesi Spor Kulübüne gelişiniz nasıl oldu?
Faruk Beşok: Aslında bu Türk Telekom‘un 97 doğumlu sporcularımızı basketbolumuza kazandırmak için yaptığı bir proje . Tabii yalnızca Efe için değil Ercan için hatta başka genç oyuncularımız içinde geçerli olabilecek bir proje ile başlangıç oldu. Mamak Belediyesi ile de ortak bir şekilde devam ettirme kararı son iki aydır da gündem de. Mamak Belediyesi TBL’deki en iyi fiziksel imkanlara sahip kulüplerden biri. Kendi salonu var . Organizasyonu iyi… Bunun sonucunda bana da çalışma konusunda bir teklif geldi ve böylece çalışmalara başladık.
*Babanın antrenörün olması avantaj mı dezavantaj mı ?
Efe Beşok: Bu benim için yeni bir tecrübe. Şu anda güzel görünüyor. Çok dezavantaj olduğunu söyleyemeyeceğim. Babamın bana güvendiğini biliyorum. Bana güvenmesi de benim için çok önemli.
*Kızınız da voleybol oyuncusu. Efe ile olan basketbol ortak paydası tatlı bir kıskançlığa neden oluyor mu?
Faruk Beşok: Kardeşim , ablam ve eniştem eski milli basketbolcular. Diğer eniştem eski profesyonel bir kaleci. Ailede herkes sporun içinden geliyor. Sporla yaşadığımız için çocuklarımızda bizim gibi spora yöneliyorlar. Alara ile Efe’nin değişik karakterleri var. Efe biraz daha sessiz ve sakindir. Alara tam tersi daha konuşkandır. O ailede bu durumla en çok eğlenen insan. Eve geldiğimizde “Baba bugün Efe’yi fırçaladın mı?” gibi şakalaşmaları çok seviyor.
Efe Beşok: Alara benimle biraz uğraşmayı seviyor. Şakalar yapıyor. Kıskançlık olduğunu sanmıyorum. Hatta tersine onun için eğlenceli oluyor.
(Ebru Erdoğan, 28-09-2018)