Altyapılarla ile ilgili olarak sayfalarımızda yer alan yorumlarımızın ardından bir veliden telefon aldık…
Çocuğunun zarar görmemesi için ismini vermeden sözlerini aktarıyoruz…
* İyi antrenörlerin altyapılarda çalışması mümkün değil, asgari ücret alıp hele hele büyük kentlerde yaşamanın imkanı var mı? Antrenörler de kısa yoldan isim yapmak için basketbolu doğru öğretmek yerine maç kazanmayı hedefliyor. Belki de koşullarının zorluğunun etkisi ile sinirleri de bozuk olduğu için çocuklara kötü davranıyor.
* 11 yaşındaki çocuk eve geldiğinde antrenörün kendisine ettiği küfrü annesine-babasına sorup ne anlama geldiğini öğrenmeye çalışıyor. Elbette bunu bütün antrenörlerin bu şekilde davrandığını söyleyemeyiz ama genel olarak altyapı antrenörlerinin mutlu olmadığı muhakkak. Mutsuz insanlar da kendilerini kontrolde zorluklar yaşıyor.
* Salon sorunu nedeniyle antrenmanların çoğu sabahın köründe, ya da bir gün sonra okula gidecek çocukların yatakta olması gereken saatlerde. Tabii velileri olarak bizler götürüp getiriyor ve zorlanıyoruz. Sadece ulaşım ve velilerin antrenmanlar sırasında kaybettikleri zaman bile maddi bir değer ifade ediyor. Eskiden basketbol herkesin oynayabildiği bir spordu, şimdi zenginlerin sporu oldu. Zaten kulübe de gitseniz sizi önce paranızı almak için basketbol okuluna yönlendirecekler. Birçok antrenörün velilerden çocuğunu takıma almak için taleplerini hepimiz biliyoruz…
* Çocuklarımız ileride milli oyuncu olmayabilir ama biz onları kötü alışkanlıklardan uzak tutacak etkinliklere yönlendiriyoruz. Spor da bunlardan biri ancak maalesef etik olmayan o kadar çok olayla karşılaşıyoruz ki…
* Kadınlar yeni bir kuaföre gittiğinde ona şunu sorarlar… “Abla, kim yaptı saçını? Mahvetmiş…” Basketbol da öyle oldu… Antrenörler, çocuğu kendisinden önce çalıştıran diğer antrenörlere sallayıp duruyor…
* Sonuç olarak… Hem biz veliler, hem çocuklarımız çamur içinde debelenip duruyor… Parası olanlar Amerika‘ya götürüp kurtuluyor, olmayanlar mobinge dayanıklı olmaya çalışıyor…
Özellikle büyük şehirlerde çocukların antreman-okul-maç üçgenindeki ulaşım çilesi bir yetişkinin bile katlanamayacağı boyutta. Maaşlı bir işte çalışan, ortalama gelir düzeyindeki bir velinin özel aracıyla çocuğuna her gün servis çekmesi elbette mümkün değil.
Sadece altyapı mı, en üst seviyede bir koçun oyuncusuna tokat atmasını veya küfür etmesini kınadığımızda, o kulüplerin fanatikleri bize demediğini bırakmıyor, taraftarın sahaya girip oyuncu kovalamasını bile savunanları gördü bu gözler, altyapı da üst seviyede ne görüyorsa onu taklit ediyor demek ki.
Alt yapı antrenör geliştirme, izleme ve periyodik olarak denetleme mekanizması bence yok. Boynuna düdüğü asan Head Coach egosuyla sahada esip gürlüyor. Spor okulunda dripling yapmayı doğru düzgün öğretmeden ceza line drill i koşturan coach lar var. Memlekette bu kadar emekli basketbolcu var, il temsilcileri gibi denetleme görevleri verilse hem mesleğe olan borcunu çder hem de en doğru yöntemlerle gençlerimizin ve basketbolun önü açılır.
eskiden tüm basketbolcular üniversite li ve okumuş olarak bilinirdi ki özel üniversiteler yoktu şu anda çocuklar basketbolcu olma adına yukardaki haberde bahsedildiği gibi okul u ikinci plana alıp genç takım yaşı bittikten sonra ortada kalıyorlar altyapı takımlarının hali içler acısı şampiyonalar büyük mali külfet federasyon son derece iilgisiz altyapılarda yazılanlar malum zaten federasyonun yönlendirici eğitici ve geliştirici olacağı yerde hiç ortada yok
Ülkemiz 23 yılda her konuda iyice kötüye gidiyor spor ve basketbol da bundan nasibini bolca aldı bu kafayla daha da alacak gibi görünüyor maalesef.
Basketbolumuzun altı üstü, içi dışı aynı… Yok bir fark😡