Belediyelerin, farklı tüzel kişiliğe sahip olsa da aslında kendi çatıları altındaki spor kulüplerine verdikleri destek her zaman tartışma konusu olmuştur. Bazıları belediyelerin kulüp kurmak yerine, bölgelerindeki bütün kulüpleri desteklemelerinin, farklı organizasyonlarla vatandaşlara spor yaptırmalarının daha doğru olacağını savunmuştur. Yanlış da değildir…
Buna karşılık bir başka gerçek de özellikle ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar nedeniyle, bir özel sektör kuruluşunun takım sporlarını tek başına ayakta tutmasının neredeyse imkansız olduğu günlerden geçtiğimizdir. Bu dönemde belediyelerin bir açığı kapattığı inkar edilemez. Erkek liglerinden belediye destekli 33 takımı çıkarırsanız, basketbolumuz daha da küçülecektir.
Son zamanlarda CHP’ye ait belediyelere yargı vasıtasıyla yapılan kuşatma, Büyükçekmece Belediyesi ile sporu da gündeme getirdi. Büyükçekmece Belediye Başkanına yapılan suçlamalar arasında, spor kulübüne zorla sponsor bulma gibi suçlamalar da var.
Oysa hepimiz biliyoruz ki bütün belediye kulüplerine kaynak sağlanması için bölgedeki kuruluşların desteği önemlidir. Elbette bu desteğe karşılık da o kuruluşlara belediye vasıtasıyla haksız avantajlar sağlanmamalıdır. Eğer belediye kulüplerine kaynak konusu, Büyükçekmece’deki kadar detaylandırılacak olursa bütün belediyeler zan altına girer. Başakşehir’in futbolcu transferi sırasında Halk Ekmek’ten sponsorluk aldığını bilmeyen var mı? Sadece CHP değil, AKP ve diğer partilerin spor kulüpleri ayakta kalsın diye belediyeler güç kullanmıyor olabilir mi? Hangi sponsor koşa koşa, belediye bağlantılı kulüplere destek verir?
Gelinen noktada artık CHP belediyelerinin, belediye kulüplerine kaynak bulmaktan korkacakları bir gerçek. Ayrıca AKP belediyeleri de “İktidar değişirse bizim de başımız belaya girebilir” düşüncesiyle belediye bağlantılı kulüpler için “Bizden bu kadar” deyip, kepenk indirebilir… Bundan da basketbol başta olmak üzere takım sporları etkilenir… (Basketfaul)
Spor Siyaset hepsi bir arada olmuyor olmuyor çünki, arka bahçe gibi görülüyor ve olmuyor yaşanmış birçok örnekler var geçmişte olduğu gibi
Necip Ağabey gelinen durum ancak bu kadar güzel ifade edilebilir.
Sporun siyasetten mümkün olduğunca uzak tutulması gerekmektedir.
Kaleminize sağlık. Saygılarımla.
Basketbolumuzun tarihine baktığımızda liglerde kamu kurumlarının kulüpleri yoğun olarak yer almıştır, 30-40 yıl öncesine gidersek ligde Muhafızgücü adıyla ordumuzun bile basketbol kulübü vardı, askerlik görevini yapan profesyonel basketbolcular burada oynar ve kayda değer başarılar da kazanırdı. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren kamu kurumlarının bir çoğu profesyonel basketboldan çekildi (Ormanspor gibi birkaç istisna dışında), geriye belediye kulüpleri kaldı. Belediye kulüpleriyle özel kulüpleri profesyonel liglerde yarıştırmanın sağlıklı bir durum olmadığı aşikar, yazıda da belirtiği üzere çok sayıda belediye destekli takım bir anda çekilirse büyük bir boşluk doğacaktır, bana göre çözüm Mamak Belediyesi ile Ankaragücü’nün yaptığı anlaşma gibi bir geçiş süreci sonunda bu kulüplerin devredilmesidir.
Üniversite ligi nasıl kurulur
Ülke olarak ne kazaniriz
Bununla ilgili bir gündem oluşturup,
Cumhurbaşkanlığı spor ajansi adı altında
Bir universite ligi kurulup
Bu organizasyona
Dışarıdan bı yonetim bu işe talip olup
(Çok daireli siteler nasıl yönetiliyorsa oyle…)
Cumhurbaşkanligi
bakanlıklar
üniversiteler
Federasyonlar
Belediyeler
Sponsorlar
il Özel idareleri
Fatih terim
Aydın örs
Ali Koç
Acun Ilıcali….
Ve benzeri kişilerle
Buyuk bir spor çalıştayı yapilip
Bu işe ön ayak olun lütfen
Yazmayla olmaz
İcraat lazım
Sn Antrenör öneriniz güzel de verdiğiniz isimler içinde Aydın Örs dışındaki diğer üç isim ne alâka? O isimler zaten spor ekosistemimizi zehirleyen isimler!….
Kamu kuruluşları illa ki herhangi bir spor dalında faaliyette bulunacaklarsa bunlar alt yaş grupları ve yerel ligler olmalıdır diye düşünüyorum. Neden kamu kaynakları yüksek maliyetli yabancılara ve yerli transferlere harcanıyor? Hadi yazımıyayım, zülfikâra dokunup kalp kırmayalım. Ama o kaynakların her kuruşu o bölgedeki yerli gençlere ve yerli antrenörlere daha iyi ve istikrarlı imkânlar içi harcanması gerekir diye inanmaktayım. Doğru ve adil olan budur. Belki yabancılara gereksiz yere harcanan kaynaklarla daha çok gencimize/antrenörümüze ulaşılır ve daha fazla spor dalında faaliyette bulunulabilinir! Ama çarka çomak sokmayalım değil mi? Ne de olsa milletin parası çok arada nemalananların rızkına dokunup tıkır tıkır işleyen düzeni bozmak olmaz😡
Belediyeler ve Spor Üzerine Bir Değerlendirme
Necip Kapanlı abimizin “Belediyeler ve Spor” başlıklı yazısında değindiği gibi, spora dair meseleleri değerlendirirken sporun siyasetin içinde ne kadar olması gerektiği sorusundan ziyade, belediyelerin neden sporun içinde yer alması gerektiği sorusunu sormak ve bu bakış açısıyla konuya yaklaşmak çok daha doğru olacaktır.
Avrupa toplumlarına baktığımızda, eğitime ve sporun her alanına eşit mesafede durduklarını ve bu konularda bütüncül politikalar geliştirdiklerini biliyor ve takip ediyoruz. Bugün basketbolun paydaşları ve gelir kaynakları ele alındığında, “kendi yağında kavrulmak” deyimi maalesef geçerliliğini yitirmiş durumdadır. Artık bu mümkün olmaktan çıkmıştır.
Basketbol tarihine baktığımızda, özellikle müessese kulüplerinin önemli bir yeri olduğunu görüyoruz. Ben de Ormanspor oyuncusu olduğum yıllarda, kıt kanaat imkanlarla turnuvalara gider, genel müdürlüğe ait tesislerde konaklar ve buna rağmen önemli başarılara imza atardık. Daha sonra koçluğunu yaptığım müessese kulübünde de aynı yokluk ve zorluklarla mücadele ettik.
Günümüzde ise basketbol artık büyük bütçelerin, büyük organizasyonların bir parçası haline geldi. Amatörlük ise adeta sadece sözlükte kalan bir kelime olmaktan öteye geçemiyor. İşitme Engelliler Milli Takımı’nda baş antrenörlük ve basketbol sorumluluğu yaptığım yıllarda da benzer sıkıntıları yaşadım. Kaynak yaratmak, sponsor bulmak o kadar zordu ki, görevimi bırakmak zorunda kaldım.
Durum bu şekildeyken, bütçe yaratabilecek tüm birliktelikler artık kaçınılmaz bir gerçeklikle karşımızda durmaktadır. Özellikle basketbol liglerinde — TBL, TB2L, EBBL ve Kadın Ligleri gibi — belediyelerin sağladığı katkı hayati bir rol oynamaktadır. Bugün birçok ilin ve hatta ilçenin belediyeleri, bu organizasyonların finansal sürdürülebilirliğinde aktif rol almaktadır.
Eğer bu yapının yerine bir alternatif üretilemezse, yalnızca basketbol değil, birçok spor branşı da ciddi sancılar yaşamaya başlayacaktır. Dolayısıyla bu yapı düzenlenmeli ve sürdürülebilir şekilde desteklenmelidir.
Eğer sporun içinde siyaset olacaksa, bu siyasetin amacı sporun ihtiyaçlarına cevap verecek politikalar üretmek olmalıdır. Sporun birleştirici gücünden faydalanarak, toplumun her kesimine hitap edecek stratejiler geliştirmek, belediyelerin ve karar alıcıların temel hedefi haline gelmelidir.
Saygılarımla Cengiz KURU