Darüşşafaka Lassa’nın kaptanı Can Korkmaz, beIN Sports’a açıklamalarda bulundu. Korkmaz, sezonu Daçka‘da bitirmek istediğini söylerken Yakup Sekizkök‘ün ayrılığının kendileri için sürpriz olduğunu da belirtti.
Can Korkmaz’ın sözleri şu şekilde:
“Bana bir ilgi oldu, gelen teklifler oldu. Darüşşafaka Lassa’nın durumundan dolayı oyunculara gelen teklifler vardı ve ben de o tekliflerden birini alan isimlerden biriydim. Ben açıkçası sonuna kadar kalmak istediğimi belirttim. Durumun ciddiyetini farkına varsam da ilk ayrılanın ben olamayacağımı ve bir şekilde çözümün parçası olmak istediğimi dile getirdim ve süreç o şekilde gelişti. Bir ara gidecek gibi de oldum. Süreç çok çalkantılıydı ama benim düşüncem, sonuç ne olursa olsun sezonu Darüşşafaka’da bitirmekti.
Yakup Sekizkök’ün ayrılığı bizim için çok şaşırtıcı oldu. Çünkü artık sular durulmuş ve üst üste galibiyetler alınmıştı. Yeni umutlar yeşermişken bizim kontrolümüz dışında Galatasaray‘ın yaşadığı zorlu süreçte belki de başlarına gelebilecek en iyi isim olabileceklerini düşündükleri için Yakup Sekizkök’e teklif götürüyorlar ve Yakup ağabey de buraya bağlılığını bilmemize rağmen kendi kariyeri için belki de en doğru kararı vererek Galatasaray Ekmas’ın koçu oluyor. Çok şaşırtıcı oldu çünkü yine düzen değişiyordu. Yakup Sekizkök basketbol sahası dışında da iyi bir liderdi, çoğu şeyi kontrol ediyordu. Onun gidişiyle tekrar bir yenilik, tekrar başka bir kulvara girerek bir mücadele vermemiz gerekiyordu. Bu mücadele hem kendimiz için hem kulüp için hem de Rüçhan Tamsöz için olacaktı. Biz de buna başladık. Hala istediğimiz şekilde hareket edemedik. Galatasaray ve Bahçeşehir yenilgileri gibi ancak dediğim gibi sonuna kadar en iyi şekilde bu durumdan kuvvetli bir şekilde çıkmaya çalışacağız”
Kendi performansı ve takımdaki diğer yerli oyuncuların gösterdiği performanslara da değinen Can Korkmaz şu açıklamaları yaptı:
“Rotasyonun daralmasının da Yakup Sekizkök’ün bana verdiği rolün de performansımda büyük etkisi var. Kaptanlığı belki normal bir oyuncudan daha fazla sahiplenerek bir şeyler yapmaya çalışmamın da etkisi olabilir. Açıkçası farklı farklı hedeflerde, farklı rotalarda gidebileceğimiz bir dönemde bir anda buraya gelmek ve o sırada kişisel performans olarak bunu vermek beklenmedikti. Bazı maçları kazandık, bazılarını kaybettik, bazılarında gücümüz yetmedi. Ben şunu düşünüyorum belli başlı oyunculara, belli başlı rolleri verdiğinizde gerçekten bir şeyleri kanıtlayabildiğini gösterdiğimizi düşünüyorum. Türk oyuncular özelinde bakıyorum biraz daha. Berk Demir bizim takımımızın birinci 4 numarası ve her maç çok iyi performans gösteriyor. Nitekim ben de bir dönem 30-35 dakika oynuyordum ve takımı iyi yönettiğimi, belli bazı şeyleri insanların düşünmediği şekilde gösterdiğimi düşünüyorum. Muhsin Yaşar’ın potansiyelini tamamen gösterdiği, takımı sahiplenme duygusu olduğunda neler yapabileceğini gösterdiği dönemler oldu. Bu sene bize denk geldi. Aliağa’da Yunus Emre Sonsırma, Karşıyaka’da Kenan Sipahi, Fenerbahçe‘de Melih Mahmutoğlu, Galatasaray’da Buğrahan Tuncer gibi örnekler de var. Ne kadar süre ve güven verdikçe daha güzel performans verdiklerini görüyoruz. Bizim için de böyle bir sene oldu. Kendi adıma da iyi sezon oldu. İnişler, çıkışlar oldu. Ancak bizim için özellikle takımın ana oyuncularından biri olup başarabildiğimizi gösterebilmek hem bizim adımıza hem de Türk oyuncular için güzel bir gösterge oldu” (Eurohoops)
Daçka gereksiz yere para saçıp yabancı peşinde paraları ezeceğine Türk gençleri için bir tercih olabilir… Mesela Şehmus keşke seneye Daçka’ya kiralansa bir plan program yapılsa Federasyon’da işe katılıp ama nerdeee herkes prestij peşinde…Berk iyi yolda inşallah kendini daha çok geliştirir…Çoooook çok geç kalsa da…
Sen bu akılları gençleri tokatlayan,Türk oyuncuları kadro dışı bırakıp basın önünde eleştiren,Türk oyuncuların yetişme ve gelişmesine katkısı olmamış,yabancı parlatma hastası,ancak yabancı oyuncularla başarılı olabilmiş ağababan gerginis atamanidise ver mertis babayannis !!!
Bir çok sorun düzelme yolundayken sezon ortasında teklif gelince Daçka gibi bir kulübü bırakıp gitmemeliydi, durum kötüye giderken veya kötüyken bile ilk defa sana baş koçluk fırsatı vermiş bir kulübü bu şekilde bırakıp gitmek olmaz…
Yakup Bey bunu ikinci sefere yapıyor. Önceki sefer de Daçka BGL takımını yarı yolda bırakmıştı. Biraz ayran gönüllü gibi hocam. Bunu tartışmalıyız, bunun hakkında yazı yazılmalı.
Samimi ama yanlış özneyi işaret eden bir açıklama olmuş. Darüşşafaka geçen yıl Lassa sponsorluğunu aldı. Yaz döneminde altyapı, tesis gibi atılımlar yaptı ve hem BSL’de, hem BCL’de iddialı olabilecek bir kadro kurup başına da Yakup Sekizkök’ü getirdi. 7 haftada ne oldu, ne yaşandı, ne ıskalandı, nasıl bir yönetim zaafiyeti yaşandı da tüm bu hesaplar, planlar alt üst olup kulüp bu üzücü hale düşürüldü? Sezona Allman-Abdurrahkhman-Withers-Timma-McCormack çekirdeği ve Yakup Sekizkök ile başlayan bir kulüp ne yaşadı, neyi ıskaladı da 7 hafta sonra tüm bu isimleri kaybetti? Kimse bunu konuşmuyor. Daçka da kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapamadı konuyla ilgili. Yakup’un yerinde kim olsa bu koşullarda ait olduğu yerden, Galatasaray’dan gelen bu kıymetli teklife evet derdi. Ne yapsaydı? Yaz döneminde uçacağız kaçacağız deyip kendisine takım kurdurduktan 7 hafta sonra ”Kadroyu dağıtıyoruz” diyen bir yapıyla mı devam etseydi Galatasaray varken? İnsanlar doğru cevabı arıyorlar ama yanlış yerde arıyorlar.
Daçka Türk basketbolunda eurolegue düzeyinde ciddi yer edinebilecek, altyapı ve basketbol kültürüyle bu düzeye uygun günümüzdeki (tarihte değil) dört kulüp (dördüncüsü Tofaş) arasında Fener ve Efes’ten sonra üçüncü sıradadır. Yakın yıllarda bir kaç kez euroleague’de de yer almıştı zaten. Bu antrenör yanlış bir seçimdi, sezon ortası attan inip eşeğe binmesiyle bu kulübün düzeyine yeterli olmadığı apaçık bir şekilde ortaya çıktı. Erdem Can’ın Efes için kıymetini şiddetle reddedenlerin bugün o kulübün yardımcının yardımcısının eline kalmış olması karşısındaki suskunluğu gibi Daçka olayında suskunluğun bir adım ötesine geçerek Daçka’ya kendi pozisyonundan daha altta bir yer tutturması yolunda akıl öğretmeye kalkışmaları kendi akıllara ziyan durumlarını ele vermekten başka bir anlam taşımaz, ciddi olarak tartışması bile olmaz öyle bir saçmalığın. GS, BJK, Bursaspor, KSK gibi futbol kulüpleri bu ilk dört kulübü örnek alarak önce – hatta isterlerse ikincide üçüncüde dördüncüde hiç olmayan birincisinin ise bütçesini tümüyle ayırıp dokundurmadığı futbol gelirinin de bir kısmını sermaye olarak kullanıp – altyapılarını doğrudürüst oluşturarak, doğru yola girmelidirler. İlk dörtte yer alamayan bu futbol esaslılar için pilot takım pozisyonu da bunlar için uygun olur. Bu yollardan geçerek salon sporu kültürünü de yavaş yavaş edinebilirler. Futbol apaçilerini salonlara doldurup holiganlık yaparak basketbol aleminde saygınlık edinmeleri mümkün değildir, önce bunu öğrenmeleri gerek.