Cuma, Mart 21, 2025
spot_img

Karşıyaka… (Necip Kapanlı)

- Reklam-

Karşıyaka son 6-7 maç ya yabancısız, ya da 1-2 yabancıyla oynadı. Bu süreçte hiç kazanamadı ama Türk oyuncular kazandı. 8 galibiyeti bulunan Karşıyaka bundan sonra hiç galip gelemese de ligde kalabilir ama tabii birkaç maç kazanacak olsa kendileri için daha garantili olur. Halen tek yabancısı bulunan Karşıyaka yeni yabancı eklemesi yapacak mı, göreceğiz ama bu kadarıyla da 7 yabancılı takımlara karşı kazanma şansları var. Çünkü Karşıyaka formasının, giyeni öyle büyüten, öyle motive eden bir gücü var ki, içindekinin özgüveni ve gücü tavan yapıyor. Giyen Karşıyakalı oluyor… Ayrılsa da Kenan Sipahi, Errick McCollum, James Webb gibi hüngür hüngür ağlayarak gidiyor.

Bu takım 7 yabancılı şablonla kuruldu ve doğal olarak kadroya 5-6 (ki bazıları genç) yerli oyuncu alındı. Karşıyaka şimdi ayrılan yabancıların yerine kadroyu oyuncuları ile tamamlamak zorunda kaldı. Tabii deneyim ve güç yetersizliği sonucu bütün yük diğer 5-6 oyuncunun sırtına bindi. Eğer birkaç deneyimli oyuncusu daha olsa Mersin’de 21 farktan kaybetmez, Kupada ise belki de ‘ı elemiş olurdu. Dar rotasyonla oynamanın bşr riski de sakatlık… Mert Celep gibi…

Ne olursa olsun, yerli oyuncu performansını kovalayanlar için Karşıyaka şu günlerde birinci tercih. İnsan bu çocukları izlerken, “Keşke onlara yol gösterenler daha iyi bir kariyer planlaması yapabilmiş olsalardı.” diye düşünmekten kendilerini alamıyor… Efe Ergi Tırpancı, Fenerbahçe’de BGL yaşı dolar dolmaz, o tarihte takımı olan ‘a gitti, sonra yine yine BSL’de Yalovaspor, Afyon Belediyesi ve son olarak Karşıyaka… BSL, 21-22 yaşındaki NCAA mezunlarına dahi ağır gelirken, genç takımdan çıkmış bir oyuncu olarak ancak antrenmandaki sayıyı tamamladı. İlk 12’ye giremediği maçlar oldu… Son maçlarda 23-24 dakika süre alan Efe’yi yeniden izlemek keyifli… BGL’de bıraktığımız gibi savaşçı, savunmacı, sert… Şutu eskisinden iyi… Şimdi 25 yaşında ve üzerine koyabileceği yıllar var…

Ozan Yılmaz farklı bir örnek… Karşıyaka’dan 15 yaşında Anadolu Efes’e gitti. BGL sonra ve TBL takımlarında oynadı. Bu sezon yabancılar ayrılana kadar onu sahada pek göremedik… 22 yaşındaki Ozan son 5 maçta ise 33 asist (ortalama 5.5), 44 sayı (ortalama 8.8) ile oynadı… Saha görüşü, oyunu okuması çok iyi… Şut mekaniği kötü değil ama üzerinde durması gerekiyor… Belli ki sabah saat 8’lerde salona gelen Errick McCollum’a eşlik etmesi ona yaramış… Çok net iddiam: Şutunu geliştirdiğinde A Milli Takımın oyun kurucusu olur…

Muhsin Yaşar bu ezon zaten iyi oynuyordu ancak sorumluluğu artınca zirve yaptı. Ayaklarını iyi kullanmak ve gözyaşı damlası bırakmak isteyen genç pivotlar, Muhsin’i izlesin…

Elbette sadece bu iki isim değil… Az ya da çok oynayanların tamamı yüzde 100’lerini verip, 7 yabancılı rakiplere karşı zorluyor. Çünkü bu savaşçılık Karşıyaka’nın genlerinde var…

Sinan Aksoylar yıllarca Ufuk Sarıca’nın asistanı olarak görev yapmıştı… Elbette Sarıca gibi bir koçla çalışmak bir şans… Şimdi takımın başında… Bütün zorluklara karşın her zamanki sakinliği ve donanımı ile takımı mükemmel yönetiyor… Oyuncularla birlikte, bir de koç kazandık…

Bütün bu yaşadığı ekonomik sorunlardan sonra Karşıyaka keşke yıllar önce olduğu gibi altyapıya daha fazla eğilse… Zaten sürpriz bir büyük sponsor çıkmazsa, başka şansı da yok…

Karşıyaka’yı sadece basketbolseverlerin değil, bütün oyuncuların da izlemesini öneririm… Motivasyonun performansa katkısını görmeleri için… Öyle yandan, yerlileri sahada görmek için kulüplerin felaketlere uğramalarını beklememeliyiz. Yeter ki yöneticiler sadece Cumartesi maçını değil, kulübün geleceğini düşünsün…

- Reklam-

6 YORUMLAR

  1. Yazının altına imzamı atarım. Ek olarak kulüplerin sadece böyle ‘feda’ durumlarında yerli ve genç oyunculara yönelmesi çözmemiz gereken sorunların başında geliyor. Yerli veya genç oyunculara gerekli süre, sorumluluk ve destek verildiğinde dışarından ithal ettiğimiz onlardan kat ve kat daha pahalı yabancılara karşı nasıl başa baş rekabetçi ve çoğu zaman onlardan iyi olduklarını bundan önce çoğu zaman gördük.( Banvit, Beşiktaş, Giresun, Eskişehir Basket vb.) Ama sorun belli ve çözülmek istenmiyorsa burada tabii ki bir bilinçli seçim olduğunu da görmek zor değil. Menajer, koç, oyuncu ve kulüp yönetici aralarındaki al gülüm var gülüm ilişki yapısına bir de para menfaat ilişkisi eklenince burada sağlıklı bir yapı kurmak zorlaşıyor. Herkes bu sistemden nemalandığı müddetçe burada ne kadar dil dökülse boş oluyor maalesef

  2. Parra yoksa simsarlar yok, yabancılar yok!… Peki ne var o zaman? İşte o zaman vatan evlatları hatırlanır, değerleri yüceltilir. Ve böyle methiyeler düzülür, değerleri yerlere göklere sığdırılamaz…. Acınacak durumda olmasaydık kahkahalarla gülerdim ama içim acıyor bu durumların tekrar tekrar yaşanmasına! Velhasıl örneği çoktur bu durumların. Banvit olayını bile hazmedebilmiş hatta geğirip ardından helanın yolunu tutmuş bir camiayız vesselam! Parralar gelince aynı görgüsüzlük, aynı kompleksler ve omurgasızlıkla yine ve yeniden ve tekrarla yelken açarız enginlere ne bulacaksak artık oralarda! Bizim “paragöz-havlucu” çocuklar mı? Onların kaderi güverte altındaki ambarlar… Paralar gelince onlar üst güvertelere yasaklı. Gemiler de tekneler de sözde “bizim” ya!… Hay gemileriniz batasıcalar…

  3. Sayın Necip Kapanlı Tespitlerinizin Hepsine Katılıyorum Ben’de Karşıyaka’nın Alt Yapısın’dan Yetişmiş Oyuncu Olarak (Sene 1978) Sayın Ufuk Sarıca Alt yapı Oyuncularına Daha Fazla Şans Vermiş Olsaydı Bu Seneki Mali Krizden ARMA’NIN GÜCÜNÜ VEREN ÖZ EVLATLARIYLA BASKETBOL CAMİASININ TAKDİRİNİ ALACAKTI Saygılarımla ERGUN ÖZCAN

  4. Yıllar önce, yine bu sitede, Fenerbahçe’de Tarık Biberoviç’e verilen şansın neden Efe Ergi Tırpancı’ya verilmediğinden şikayet edip (Obradoviç’in kulakları çınlasın) bazı menajer bozmalarıyla/yardakçılarıyla tartışmaya girmiştim. Bugün, bu yazının yayınlanması çok anlamlı oldu… Bu arada, Tarık Biberoviç kardeşimizin ulaştığı seviyeden bir basketbolsever olarak çok mutlu olduğumu ve hiçbir şikayetimin olmadığını da belirtmek isterim…

  5. Ben bu takımı Alperenli beşiktaş’a benzetiyorum, o takımda yerlilerle bir yola girmişti taaki Ahmet Kandemir hoca gelene kadar, basketbolumuzun sorunu kompleksi yerli hocalar.
    Sanki her takım 7-8 yabancı almalıymış gibi ne kadar zerzevat varsa takıma topluyorlar, 3-5 de yıllanmış yerli oyuncuyla, alsana düşmemeye oynayacak takım.
    Madem düşmemeye oynayacaksın, bari genç yerlilerle oyna da düşersen bahanen olsun.
    Ben bir takım kursam öncelikle yerlilerden bir takım kurarım.
    Eğer takım şampiyonluğa oynayacaksa çok iyi 5 numara ( Condrad Mcrae ) ve 1 numara ( Carlos Arroyo ) alırım birde 3 veya 4 numara geri kalan yerli olsa yeter, çünkü bu yabancılar zaten yerlileri bir üst seviyeye çeker.

  6. Karşıyaka yıllardır olmayan paraları yemeye devam etti. Sürekli rekabetçi takım kurup başarıyı sadece beklediler. Ufuk Sarıca önemli bir karakter tabi ki ama elde olmayan bütçeleri yanlış yatırımlara yöneltip beklenilen sonun başlagıcında gemiden ilk kaptan inmez. Böyle bir karakter olmaz.

    Karşıyaka sadece başlangıç. Devamı gelecek. Ligde ki tüm takımlar maaş ve bütçe sorunu yaşıyor. Sponsor yok. Ligin marka değeri yerlerde. Yayın gelirleri belki de son 20 yılın en kötü seviyesinde. Yabancı kuralı yüzünden takımlar yarışmacı olmak için sürekli yurt dışından yabancı oyuncu getirmeye çalışıyor. Bütçesiz takımlarda sezonu kurtaralım derdinde. Borçlar artarken gelirler düşmeye devam ediyor. Yapılanma isteniyorsa yabancı sayısını 3e çekip alt yapıdan genç oyunculara yatırım yapmak gerekiyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
37,753TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi