NBA’e fazla izlemeyenler farkında olmayabilir ama Los Angeles Lakers için LeBron James neyse, Golden State Warriors için Stephen Curry neyse, Dallas Mavericks için Luka Doncic neyse, Houston Rockets için de Alperen Şengün o… Henüz 22 yaşındaki çocuk, play off’ları kovalayan bir takımın lideri…
“Sıfır” egosu onu harika bir takım oyuncusu yapıyor. Takımın başarısını önceliğine aldığı için, kaybedilen günlerde istatistik hanelerin doldurmuş olması onu mutlu etmiyor. Takımın neye ihtiyacı varsa, onu yapmaya çalışıyor. Mesela son Minnesota maçının ilk yarısında sadece 2 sayı atmasına karşın, yaptığı asistlerle kimse onun iyi gününde olmadığını düşünmedi. İkinci yarının başlarında üst üste 8 sayı atıp, Houston’u ateşledi… Son periyodda fazla skor üretememesine karşın hücumu yönlendirmesi ve bu sezon çok geliştirdiği savunması ile büyük katkı yaptı. En kritik hücumlarda arkadaşları topu ona verip açıldı ve onun kararını bekledi. İnsan onur duyuyor.
Düne kadar Alperen’in savunması, eleştiri konusu oluyordu. Belli ki yazın çok iyi çalışmış. NBA’de çembere atak edenler, savunmayı yarım daire içinde yakalayıp temas almayı ve faul çaldırmayı kovalar. Alperen yarım daire içinde yakalandığında silindirini o kadar net gösteriyor ki, hakemler faul çalamıyor. Minnesota maçının son periyodunda ve uzatmada switchlerden sonra kısaların karşısında kalabilmesi, belki de ondan bekleyeceğimiz son şeydi.
Houston tarihinin en fazla triple double yapan dördüncü oyuncusu bir Türk… Maç sonu basın toplantısında rakip antrenörlerin övgüsünü alıyor… En büyük başarısı ise, “Oyuncunun savunması sayesinde takımına kazandırdığı maç sıralamasında”, Oklahomalı Jalen Williams’ın ardından ikinci sırayı almış olması…
Devam çocuk…
