Bahar geldi bile. Birkaç güne Facebook sayfalarımız çiçek açmış meyve ağaçlarıyla dolup taşacak, sonra bir bakmışız karpuz kabuğu denize düşmüş, akabinde plaj fotoları derken, mutsuz emojilerle tatil bitti mesajları. Yani günler çabuk geçiyor. Ama baharın tadını çıkarmalı.
Bahar gelmesine geldi de bazı şeyler hala belirsizliğini koruyor basketbol adına. BSL’den kim düşecek TBL’den kim çıkacak, kim şampiyon olacak ve tabi ki hangi dört takım Euroleague Final Four’u için İstanbul’da buluşacak? Bütün bunların netleşmesi için bir süre daha bekleyeceğiz. Gelin o zaman Avrupa’nın 9. ekonomisine sahip TBLe bir göz atalım. Böylece hem BSL’den düşecekleri ilgilendirsin hem TB2L’den çıkacakları hem de şu an TBL’de mücadele eden ilk sekiz hatta on takımın başarılı operasyonlarını içersin.
2014-15 sezonu Tofaş 8, Eskişehir Basket 9 galibiyetle TBL’ye düşerken Yeşil Giresunspor ve Büyükçekmece BSL’ye yükselmişti. 2015-16 sezonu ise Konya 6 ve çeyrek asırdır ligin gediklisi Türk Telekom 7 galibiyetle TBL’ye inerken, TOFAŞ yeniden ve Best Balıkesir ilk kez TBL’de oynama hakkı elde etmişlerdi. Bu sezon ise BSL’den düşecekler değil de TBL’den kimin çıkacağı basketbolseverlere daha heyecanlı geliyor. Çünkü henüz dili alışmayanların hala 2. Lig dediği bir mecra değil TBL ve adından da anlaşılacağı üzere Birinci Lig. Ve bu ligde iki yabancı oynayabiliyor. Yani yerli oyuncular değerli ve sonucu doğrudan etkiliyor. Bu da ligi içselleştirmemize ve sevip takip etmemize sebep oluyor.
Geçmiş yıllardaki gibi yüksek bir bütçeyle toplama bir takım yaparak hemen soluğu BSL’de almak çok zor. Emek ve organizasyon istiyor. Transfer kabiliyetinin, paranın yanında kurduğun ekiple direkt ilişkili olduğunu bilmek gerekiyor. Yani oyuncu sadece para için gelmiyor. Hangi şartlarda kimle çalışacağına ve takımın diğer parçalarına bakıyor. Yine, BSL’den tanıdığımız ya da benzer kariyerdeki yabancı oyuncuları organizasyona dahil etmek, yerli oyuncu transferi için farklı ligleri izlemek, takım kimyası için kurmay – asker sayısını dengelemek ve omuz omuza verebileceğiniz bir kaptan bulmak da bu operasyonun önemli çarkları arasında. Ayrıca, camiada ve kamuoyunda projeni anlatmak, kendini basında ve sosyal medyada ifade etmek ve sosyal sorumluluk projelerinde yer almak da artık bu işin doğal bir parçası.
Ve bütün bunları gerçekleştirmek BSL’ye çıkmak anlamına da gelmiyor! Çünkü yukarıdaki bu “to do list” ligde sadece üst seviyede oynamanı ve çıkma adayları arasında olmanı sağlayabiliyor. Sözün özü, sezon başı kadrolara bakarak şu takım banko çıkar diyebileceğiniz bir lig olmadığı Acıbadem’in geçen sezon yaşadığı acı tecrübe ile de tescilli. Demek ki bu lig seyri ve takibi fazlasıyla hak ediyor.
Kerem Gönlüm, Cenk Akyol, Can Altıntığ ve Evren Büker şeklinde uzayıp giden yerli oyuncular listesine Bracey Wright, Tyshawn Taylor ve Jason Maxiell gibi NBA patentli yabancı oyuncular ekleyebiliriz. Ama oyuncular kadar, belki de daha önemlisi ligin seyrini, takımın gidişatını etkileyen faktör koçlar desek çok da abartmış olmayız. Burak Gören, Ahmet Kandemir, Selçuk Ernak, Hakan Yavuz, Gencer Baytimur, Ayhan Kalyoncu ve görevlerinden ayrılan Burak Bıyıktay ve Haydar Ateş’i de sayarsak yeni ve yakın geçmişte BSL’de başarıyla takımlarını yönetmiş birçok koçun görev yaptığını görüyoruz.
Şu an ilk on takımın sıralaması iyi oynadıkları basketbolu ne kadar istikrarla haftalara yaydıklarıyla ilgili. Ancak bütçe/performans olarak kuşkusuz sezon başı Bursa’da oynanan turnuvada dikkatleri üzerine çeken Şemsettin Baş’ın Bursaspor Durmazlar’ı ve Burak Gören’in sürekli gelişen ve evi Aliağa’da karşılaşmak istemeyeceğiniz PETKİM’i. Yarışı ilk iki sırada götüren Eskişehir Basket ve Sakarya BŞB istikrarı lige yayan en iyi takımlar olmalarına rağmen birinin 4 diğerinin de 5 mağlubiyeti var. Yani ikisi de yenilmez armada değil. 5. sırada bulunan liderler listesinin asist hariç sayı ve ribaunt ilk onu arasında hiçbir oyuncusu bulunmayan Afyon Belediye bütün bu ihtiyaçlarını birkaç oyuncusuna değil takıma yaymış güçlü bir takım. 6. sıradaki 9 mağlubiyetle geriden gelen Acıbadem Üniversitesi’nin NBA ve BSL kupajlı takımının da üzerindeki ölü toprağını atması durumunda final grubunun seyrine doyum olmayacaktır.
Önümüzdeki sezon için global olmayan ancak büyük sponsorlara ve üyelik gerektirmeyen ulusal yayıncı kuruluşlara yeni ve kazançlı bir mecra bence TBL.
Bahar sadece doğaya ve ruhumuza değil TBL’ye de geldi. Şehrinizde TBL takımı varsa salondaki yerinizi keyifle alın. Eğer yoksa TBFTV ve yerel kanallar üzerinden bu bahar çılgınlığına tanık olun.
(07-03-2017)