Bobby Dixon spor medyasında çokça yazılıp çizilen oyunculardan. Euroleague kupası kaldırma hayaliyle bugünlere gelmiş neredeyse otuz beşinde bir basketbol gurbetçisi. Öyküsünü bildiğimiz hatta içselleştirdiğimiz bizden biri. NBA dünyasına giremeyip 2006-07 sezonuyla kendini Avrupa’da bulmuş bir gezgin. Bir sezonluk dizi film oyuncusu gibi oradan oraya dolaşmış. İki sezon üst üste bir takımda oynamadan Türkiye’ye gelmiş.
İşte bu ana kadarki bölüm, filmin başlamasıyla bir fon müziği ve farklı formalarda geçirdiği yıllar, şehirler ve takım adlarından oluşan bir kurguyla hızlıca ekranda akar, Bobby Karşıyaka‘ya imza için İzmir’e gelir veeeeee “Kestik”!
Filmin bundan sonrası aslında hepimizin yakından bilip yaşadığı Bobby’nin büyük dönüşümünü, yani 2012-15 Karşıyaka dönemini ve 2015’ten bugüne Fenerbahçe günlerini anlatıyor. “E nesi farklı bunun?” diyebilirsiniz. Ama bu senaryo bir nevi anonim ve Ekşi Sözlük ilhamlı. İşin aslı Ekşi Sözlük yazarlarından alıntılarla Karşıyaka günlerinden günümüze gelindiğinde Bobby’nin kronolojik yükselişi, herkesçe nasıl kabul görmesi, sevilmesi ve sahiplenilmesi. Hazıııırr “Sahne”
Batsın Bu Dünya
Gelin 2014’te Karşıyaka soyunma odasında Batsın Bu Dünyayı söyleyip herkesi gülüp neşelendiren oyun kurucunun 2012’de İzmir’e ilk adımları nasıl karşılanmış Ekşi’de:
- … ve şahsi kanaatimce şu ana kadar muazzam kurulan kadronun içine atılmış saatli bomba. … Kendisi aslında yeni kurulan kadrodaki çoğu eksik noktayı kapatacak niteliklere sahip olmasına rağmen bu özelliklerini kullanmayacağına neredeyse emin olduğum en sevmediğim bir basketbolcu stiline sahip. Topu aldığında o an hiçbir şeyi umursamadan potaya sallayan bir oyuncu (Bu yorum 2015 de edit edilmiş. Bunu yazının sonuna doğru tekrar paylaşacağım)
Gelişi belki Ekşi Sözlüğe çok yansımadı ama sezonun başlamasıyla hemen yeni girişler (entry) başladı;
- Bu kadar iyi oynamaya devam ederse bence sene sonunda Karşıyaka’nın elinde tutması çok zor olacak kendisini. Şu ana kadar oynadığı performansla adeta ikinci bir Bobby Brown gözümde.
- 2013-2014 sezonunda tekrar Karşıyaka forması giyecek olan başarılı oyun kurucu.
- Türk takımlarının gördüğü göreceği en iyi gardlardan biri. Hak ettiğinin çok altında bir ünü var.
Peki, 2012-13 sezonu nasıl gönülleri fethetmişti?
Sezonu 30u lig, 5i yarıfinal ve 17si EuroChallenge mücadelesi olmak üzere toplam 52 maç forma giydi ve ligi 15,6 sayı, 4,4 asist ve 4,3 ribaunt ile EuroChallenge’da ise 18,2 sayı, 5,4 asist ve 3,5 ribaunt ile tamamladı.
Bu istatistiklerle, O’nun sahada geri adım atmayan ve rekabete girmekten çekinmeyen tavırları birleşince Karşıyaka taraftarı ruhunu sahaya aksettiren oyuncuyu bulmuş oldu.
1000 Sayı Barajı ve Ötesi
Karşıyaka seyircisi geçen sezonun ardından 2013-14 sezonu için beklentilerini yükseltmiş ve Bobby de Ekşi’de çok daha yer almaya, hayatı ve röportajları paylaşılmaya başlanmıştı;
- Sezon başında birçok takımdan teklif almasına rağmen ona aşık taraftarını üzmeyerek tekrar Karşıyaka forması giyen karakterli sporcu.
- TBL‘deki en iyi gardlardan biri.
- Çok büyük topçu, çok.
- 25-26 yaşında Karşıyaka’ya gelmiş olsaydı eğer Avrupa’nın en önde gelen takımlarının almak için uğraşacağı bir oyun kurucu olurdu. Fiziği küçük ancak yüreği büyük oyuncu.
Henüz ikinci sezonunda Türkiye Basketbol Liginde 1000 sayı barajını aşan, Türkiye Kupasını kazanan ve turnuvanın en değerli oyuncusu seçilen Bobby Türkiye’deki ilk kariyer rekoruna Aralık 2013de oynanan Fenerbahçe maçında 26 sayı atarak ulaştı. Aynı sezon 16 Eurocup maçında 18,2 sayı, 5,5 asist ve 3,8 ribaunt ortalama yakaladı. Karşıyakalı Ekşi yazarları da birçok yeni giriş ile Bobby’e övgüler yağdırdı;
- Kendisi hakkında artık fazla söze gerek yok. Önümüzdeki sezon da Karşıyaka forması giyerek şampiyonluklar kovalayacak her daim takımın yıldızı, delikanlı kardeşimiz.
- Bir başarı hikâyesi: Bobby Dixon
Bir de yazıda kullanmadığım ancak çok güldüğüm argo ve küfürle harmanlanmış birçok övgü dolu girişte yapılmış.
Bir Takımda Üç Sezon Ve Şampiyonluk (Pınar Karşıyaka bu adamın heykelini dixon.)
Ve geldik hafızalardan silinmeyen 2014-15 sezonuna. Karşıyaka bir sezon önce kazandığı Türkiye Kupasının ardından Ekim ayında Fenerbahçe ile oynadığı Cumhurbaşkanlığı Kupasını 77-75 kazanarak sezona kupayla başladı. Bobby bu maçta 19 sayı ve 11 asistle sezonu nasıl geçireceğin sinyallerini veriyordu. Ekşi’de de namı büyüyordu;
- Maddi manevi laylaylaylaylaaaaay oooooo Türkiyecilerden daha delikanlı bir kardeşimiz, daha iyi bir basketbolcudur.
- Bacak kadar boyu var türlü türlü huyu var. Maçı Karşıyaka’ya getiren fırlama.
- Türkiye basketbol ligi playoff final serisinin Lebron James’i.
Bobby playofflar öncesi İBB karşılaşmasında 30 sayı atarak 1500 sayı barajını geçti. Karşıyaka playoff ilk turda Banvit’i, yarıfinalde Fenerbahçe’yi eleyerek finale yükseldi. Bobby 3-1lik Fenerbahçe serisinde 19,2 sayı, 4,5 asist ve 4,2 ribaunt ortalamayı buldu. Finalde ise Karşıyaka kupaya Anadolu Efes’i 4-1 ile eleyerek ulaşırken Bobby 21 sayı, 4 asist ve 3,8 ribaunt ortalamayla final serisinin en değerli oyuncusu seçildi. Şampiyon Karşıyakalı Ekşi yazarları da bunu sayfalarına taşıdı;
- Sabah bu adamın heykelinin yapılması ihtiyacıyla uyandım. Ufuk Sarıca’yla birlikte bu seneki şampiyonluğumuz sonrası bu koca yürekli adamın semtin her yerinden görünür bir heykeli yapılmalı.
- Final serisinin 2. maçını alan üçlük ve top çalmanın kahramanı
- Pınar Karşıyaka bu adamın heykelini dixon.
- Şampiyon takımın karakterli oyuncusudur.
- Kendisindeki konsantrasyon ÖSS şampiyonlarında yoktur. O son topu sokup hiç sevinmeden top çalmaya uğraşan çok az basketbolcu çıkar. Maçı kopardı geldi adam. * Kendisinin Avengers’taki karşılığı Iron Man’dir.
- 1.78 boyu ile harikalar yaratan Karaoğlan.
Bobby üç yıl önce İzmir’e gelirken akıllara düşen şüpheleri çoktan silmişti. Buna güzel bir örnek yine Ekşi’den; “ve şahsi kanaatimce şu ana kadar muazzam kurulan kadronun içine atılmış saatli bomba. … Kendisi aslında yeni kurulan kadrodaki çoğu eksik noktayı kapatacak niteliklere sahip olmasına rağmen bu özelliklerini kullanmayacağına neredeyse emin olduğum en sevmediğim bir basketbolcu stiline sahip. Topu aldığında o an hiçbir şeyi umursamadan potaya sallayan bir oyuncu” diye süren 2012 yazısına 2015 de bu nüktedan eklemeyi yapıyor.
edit: adam reyiz çıktı, ne olumsuz yorum yaptıysam benim cahilliğim
edit: bu entry’i silmiyorum, ibreti alem olsun
İzmir’de şampiyonluk keyfi ve heyecanı daha soğumadan Ekşi’ye Bobby’nin Fenerbahçe yolunda olduğuna dair yazılar düşmeye başlamıştı;
- Fenerbahçe Ülker’in ilgilendiği iddia edilen Pınar Karşıyaka oyun kurucusu.
- Fenerbahçe ile anlaştığı haberleri ajansa düşen basketbolcu.
- Önümüzdeki 2 yıl boyunca Fenerbahçe forması giyecek basketbolcu
Ve İstanbul: 34,5
Fransa, Polonya ve İtalya’da iki sezon üst üste aynı takımda oynamayı başaramamış Bobby üç sezonluk Karşıyaka kariyerinde yaşadığı Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası ve Türkiye Şampiyonluğu apoletleriyle 32 yaşında 2 yıllığına 21 Temmuz 2015 de Fenerbahçe’ye transfer oldu. Hedef ise Final Four şampiyonluğuydu. Ancak bu transfer Eurolegue şampiyonluğu kovalayan takımın aradığı oyun kurucu olup olmadığı konusunda medyada olduğu kadar Ekşi’de de tartışma yarattı. Paylaşılanlardan bazıları şöyle;
- Obradoviç hiç bir çare üretemediği bu oyuncuyu almak zorunda kaldı demek ki.
- Gelecek sezon taş yerinde ağırdır sözünü hatırlatacak oyuncu. Karşıyaka’daki aldığı süre ve rolüyle fenerde alacağı süre ve rol tamamen farklı olacak bunu kaldırabilecek mi? Görücez.. Ayrıca 33 yaşında Euroleague gibi çok sert bir ligde çaylak olacağını da unutmamak gerekiyor, tek avantajı ligde yerli statüsünde oynayacak olması ki kendisinin oynadığı maçlarda bu sefer de Emir oynamayacak.. Açıkçası genel olarak ne kadar bu sezon fırtına gibi esse de içime hiç sinmeyen transfer olmuştur ama biz ölümlülerin düşünemediği bir şeyi muhakkak Obra reyis görmüş olmalı. Neyse adettendir hayırlı olsun Fenerbahçe’ye.. edit: tam bir yıl sonra editlediğim bu entry’yi bana yedirttiği için çok teşekkürler.
- Ben Fener’e alınacağına hala inanmıyorum. Futbolda Aziz’in yaptığı “Fener’e takan tırt topçuyu ertesi sene transfer etme” geleneğinin devamı gibi bi transfer olarak görünüyor. Obradoviç olmasa küfür edecem. Vardır bir bildiği.
- İyi oyuncudur ama Fenerbahçe kendisine gereğinden fazla paralar ödemiş gibi geldi bana. Fenerbahçe’nin oyun sistemine ne kadar adapte olur tartışılır ama Obradovic’in mutlaka bir bildiği vardır diyorum.
Sayfalarca süren girişler taraftarın bu transferi doğru bulmadığı yönündeydi. Ve yine görülüyor ki taraftar takımın hedefi doğrultusunda Bobby’den ümitli değildi. Ama buradaki en önemli vurgu yorumların sonunda hep Obradovic’e olan güven tekrarlanıyordu. Yani bir bildiği vardıra geliyordu konu. Belki de bu sayede Bobby daha zorlu geçmesi beklenen uyum sürecini çok daha çabuk atlattı ve seyirciyle kaynaştı.
Zaman her şeyin ilacı derler ya 2015-16 sezon sonuna gelindiğinde Bobby taraftarın gözdesi olmayı başarmıştı. Fenerbahçeli Bobby Türkiye’de 30 maçlık normal sezonu 12,7 sayı, 4,2 asist ve 3 ribaunt ile final grubunda ise 12,92 sayı, 2,25 asist ve 2,25 ribaunt ile oynayarak yeni takımıyla şampiyonluğa ulaşmıştı. Madalyonun diğer kısmı ise çok daha hüzünlüydü. Final Four finalinde CSKA karşısında 21 sayı geri düşüp 1.9 saniye kala iki sayı ile önde ve kupa bir box-out mesafesi uzaktayken yenilen sayı sonrası uzatmaya giden maçı kaybederek İstanbul’a dönmeleriydi. Ekşi’de her ne kadar Final Four sonrası çok farklı girişler yapılsa da genel hava şöyleydi;
- Görsem bağrıma basacağım 12 Fenerbahçeli koca yürekli adamdan şirin ve kısa olanı. Hayat hikayesi beni çok etkilemişti. Bugün de attığı 3lükten sonra Teodosic’e kalbini göstermesi beni aldı götürdü. Maçı çevirirken öyle bir özgüvenle şut attı ki dedim büyüksün Bobby. Boyun küçük sen büyüksün. Geçen sene Karşıyaka’da oynayan adamdan bahsediyoruz. Bir sene öncesine kadar Avrupa’nın yarısının tanımadığı bu adam az daha Obradovic sayesinde MVP oluyordu ki bence daha çok hak etti. Kısacası yıllar boyunca unutmayacağım Fenerbahçeli point gardımız!!!
- 30 yıldır basketbol izliyorum. Fenerbahçe-CSKA finalinin sonunda iki dakikadan kısa bir sürede tek başına kaydettiği 8 sayılık seriyi ömrümün sonuna kadar unutmayacağım. Hele yılın savunmacısı Kyle Hines’ı bakkala gönderdiği o son crossover üçlük belki de bana hayatta en heyecan veren basket olarak kalacak. Bu minik dev adamda öyle bir yürek var ki, NBA finaline koysan gözünü kırpmadan oynar.
Günümüz
İşte 3 Mart 2016da Türkiye liglerinde 150. maçına çıkan, 28 Mart 2016da 500. ribaundunu alan ve 6 Mart 2017de 2500 sayı barajını aşan Booby’in Ekşi Sözlük girişleri üzerinden günümüze kadar gelen sekansı böyle.
Lig devam ediyor, Euroleague devam ediyor ve en önemlisi hayat devam ediyor. Tabi Bobby’de bu uzun basketbol yolculuğuna bir Final Four şampiyonluğu eklemeyi hak ediyor.
O zaman filmi yine Ekşi’den bir alıntıya bitirelim “Yaşını zerre takmadığım koca yürekli bücür. Maç sonlarında verdiği güven yeter…” yazısı gözükür gözükmez ekran flulaşır, çılgın bir tezahürat ve dökülen konfetiler arasında kabarık ve kıvırcık saçlarında beyaz bandana olan birinin kupayı kaldırdığı belli belirsiz görülürken ekran kararır.
THE END
Not: * Ekşi Sözlükten alınan yazılar üzerinde imla düzeltmeleri yapılmadı. Sadece kısaltmalar ve bazı küçük harfler büyük harfle değiştirildi.
** Devşirilmesi ve Milli takımda oynaması üzerine yapılan tartışmalar ve yazılar konunun dışında olduğu için burada herhangi bir yer verilmedi.
*** Bu yazıda derlediğim ve okurken keyif aldığım esprili ve naif yazılar yazan Ekşi Sözlü yazarlarına çok teşekkürler.
(20-03-2017)