Cumartesi, Temmuz 27, 2024
spot_img

Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ve sonrası (Hayri Solmaz)

Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ve sonrası (Hayri Solmaz)

2017 Euroleague Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ile sona erdi. Basketfaul.com yazarı olarak bu yaşında Euroleague final serisini ilk defa canlı izleyen biri olarak itiraf etmeliyim ki tüylerim diken diken oldu, tarifsiz duygular hissettim. Sonu da iyi bitti…

Birkaç açıdan sürece göz atalım. İlki organizasyon.

Euroleague bir reaksiyon oluşumu. FIBA ile çatışarak ortaya çıkan, kısa sürede ipleri eline alan ve kıtadaki en üst organizasyonu layıkıyla hayata geçiren yapı. Haklarını da vermek lazım; bu denli çok ve çetrefilli bileşeni olan bir organizasyon gayet başarılı. Marifet iltifata tabiidir, iltifatı hak ediyorlar.

2017 Euroleague organizasyonunun iki temel alt bileşeni vardı: Biri, Adidas sponsorluğunda yapılan, geleceğin üst düzey basketbolunda yer alacak gençlerini vitrine çıkaran “Next Generation” turnuvası, diğeri de Acıbadem tarafından düzenlenen “Basketbol Bilimi Uluslararası Sempozyumu” idi.

Adidas Next Generation turnuvasına, ülkemizden Fenerbahçe, Litvanya’dan Zalgiris Kaunas, Rusya’dan CSKA, Sırbistan’dan Kızılyıldız ve Mega Bemax, Fransa’dan CFBB Paris, İspanya’dan da Barcelona ve Real Madrid katıldılar. Final’de Mega Bemax’ı yenen CFBB Paris şampiyon oldu. 18 yaş altındaki yarının yıldızlarını izlemek, ülke basketbollarının yaklaşım farklarını gözlemlemek ve özellikle altyapı antrenörleri için farkındalıklarını artırmak anlamında değerli bir deneyim oldu kanısındayım.

Acıbadem’in düzenlediği Sempozyum’un çeşitli konu başlıkları vardı. Basketbolda sponsorluk, basketbolun pazarlanması, teknolojinin spor uygulamaları, genç oyuncu problemleri, sezon öncesi ve esnasındaki sakatlıklar ve çözümleri, akıllı basketbol sahaları, oyuncu performans yönetimi, fonksiyonel rehabilitasyonda inovasyon ve benzeri konularda oturumlarda sunumlar yapıldı. Uzman katılımcıların genel izlenimi Sempozyum’un başarılı olduğu yönündeydi.

Gelelim ikinci bölüme; performans…

İki gündür yazılı ve görsel medyada Fenerbahçe’nin performansını taçlandıran onlarca değerlendirme var. İç açıcı yorumlar, sevgi mesajları, mutluluk paylaşımları, övgüler… Yukarıdaki sözü bir daha kullanalım: Marifet iltifata tabiidir, Fenerbahçe basketbol takımı da A’sından Z’sine bunu sonuna kadar hak ediyor. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kaynaklarını seferber ederek planladığı, başlattığı ve 21 Mayıs 2017’de Euroleague şampiyonluğu ile taçlandırdığı süreç tarihi bir başarı. Kıtanın en değerli basketbol organizasyonunun tepesine kurulmak, hem de bu yolun uzun süredir yolcusu olan dörtlü final müdavimleri Olympiacos, CSKA, Real Madrid ve altlarda kalan Barcelona, Anadolu Efes, Darüşşafaka Doğuş gibi diğer mensuplarının arasından sıyrılarak kurulmak “tadından yenmez” bir lezzet: Bir Spor Kulübümüzün basketbol tarihimizde ulaştığı en üst rütbe; bu performansın altını da kalın kalemle çizelim.

Üçüncü bölümde göz atacağımız konu, sebep – sonuç ilişkisi.

Spor kulübü ekseninde Fenerbahçe’nin ulaştığı bu başarı “Türk Basketbolu”na nasıl bir ivme kazandıracak? İlk etapta ülke çapında basketbol okullarına ciddi bir talep olacak, çembere top atan çocuk sayısı artacak. Bunlar iyi. Ya sonrasında? Orasından pek emin değilim. Var olan süreç içinde potansiyel oyuncu sayısının artması çok önemli bir kıstas, ancak, “çabuk başarı”, “üretmeden tüketmek”, “yetiştirerek en iyi takımı kurmak” yerine, “parayı basarak en iyi takımı kurmak” anlayışı değişmeden pek fazla bir şey değişecek mi?

Obradovic (ki önünde ceket iliklenir), şampiyonluk sonrasında sıranın altyapıya geldiğini, pasaportun önemli olmadığını söyledi. Bu ne anlama geliyor? Avrupa şampiyonu olmuş bir yapının zaten güçlü olan altyapısı daha da güçlenecek, yerli – yabancı fark etmez, potansiyeli olan oyuncuları bulup yetiştireceğiz… Yani üst yapımızda minimum yerli unsur varken altyapımızı da yabancı unsurlarla dolduracağız, öyle mi? Fenerbahçe’nin geleceği için bu söylem ve tavır değer taşıyabilir, ya Türk Basketbolu için? Kendi bahçende kendi domatesini yetiştiremiyorsan yediğin domates sana nereye kadar tat verebilir?

Son sözümü şampiyonluk sonrasında değerli bir arkadaşımın ifadesini bire bir aktararak söyleyeyim: “Fenerbahçe’nin kulüp başarısı her yönü ile su götürmez. Keşke Olympiacos eşdeğeri Türk oyuncularımız da olabilseydi…”

Fenerbahçe’yi can-ı gönülden kutluyorum.
23-05-2017)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

15,872TakipçilerTakip Et
36,695TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

REKLAMLAR

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi