1- Abdi İpekçi Spor Salonu
1989’da, çok uzak, nasıl gidilir oraya? falan derken faaliyete girivermişti Abdi İpekçi Spor Salonu. 1992’de keyifle izlediğim Final Four’a ev sahipliği yapmıştı. Daha sonra ise hatıralardan silinmeyecek 2001 FIBA Avrupa ve 2010 FIBA Dünya Şampiyonalarına. Dile kolay gencecik yaşına rağmen neler görmüş geçirmişti. Hatta 2009 yılında Avrupa Kısa Kulvar Yüzme yarışları bile yapılmıştı. Elbette ki konum olarak bir Spor Sergi değildi ama uzun bir süredir de alışkanlık yarattığı aşikardı. Şimdilerde ise Marmaray, Metro ve Avrasya Tüneliyle tam da elimizin altında derken yıkılıyor haberi geldi.
1973 yılında inşa edilen, 2011 yılında renove edilen, atmosferinin bütün basketbol severleri etkilediği ve 2016 yılında ismi efsane oyuncu ve Koç onuruna değiştirilen Hall Aleksandar Nikolic, Kızılyıldız‘a ve hizmete girdiği 1985 yılından buyana dikkatleri üzerine çeken, 2002 yılında renove edilen çok amaçlı Barış ve Dostluk Spor Salonu da Olympiakos‘a ev sahipliği yapıyor. Barselona ise maçlarını 1971 de açılan ardından 1994 ve 2016’da renove edilen 7600 kapasiteli Palau Braugrana’da oynuyor. Bu bağlamda benim gönlüm çok yakın geçmişin bütün başarılarına şahitlik etmiş Abdi İpekçi Spor Salonunun yıkılmasından değil renove edilmesinden yana. Ancak bu mümkün görünmüyor. Elbette yerine yapılacak proje ülke basketbolunu ileri taşıyacak vizyonda, ancak Abdi İpekçi Spor Salonu alanı yerine başka bir arazi tahsis edilseydi yeni bir tesis daha kazanabilirdik. Çünkü Abdi İpekçi Spor Salonunun tıpkı zamanında iki dirhem bir çekirdek bayan ve bayların tribünde yerlerini aldığı Spor Sergi gibi artık sadece bir Instagram ve Twitter hesabından başka bir şey olmayacak olması beni üzüyor.
2- Georgetown ve Patrick Ewing
Georgetown Üniversitesi basketbol takımı dev bir çınar. Amerikan üniversite basketbol tarihinin bir parçası. Ancak bugünlerde ise görevine son verilen koç John Thompson III’ün yerine kimin koç olacağıyla gündemde. Ve sonunda NBA asistan koçluğu dışında daha önce hiç baş antrenörlük yapmamış ve üniversite takımlarında hiçbir deneyimi olmayan hatta sosyal medyada “uzun oyuncudan koç olmaz”a kadar varan eleştirilere rağmen Georgetown, eski mezunu Patrick Ewing’le el sıkıştı.
Patrick Ewing hem Georgetown, hem de NBA için gerçek bir efsane. Georgetown Hoyas ile NCAA şampiyonluğu kazanmış, 1985 NBA Draftına ilk sıradan seçilmiş, New York Knicks tarafından 33 numaralı forması emekliye ayrılmış ve NBA tarihinin en iyi 50 oyuncusu arasına girmiş parlak bir yıldız. Ama yeni baş antrenörü olduğu Georgetown’da en az kendisi kadar önemli bir kilometre taşı. 1906 yılından buyana basketbol takımları mevcut ve bu 109 sezonda sadece 17 antrenörle çalışmışlar. Rekor tam 26 buçuk sezon çalışan ve Patrcik Ewing’in de antrenörü John Thompson Jr. Koç Thompson oyuncusu Patrick Ewing ile 3 Final Four yaşamış ve 1984 sezonu da NCAA şampiyonluk yüzüğü kazanmış. Ve yine Koç Thompson 13 sezonun ardından geçtiğimiz günlerde de görevine son verilen koç John Thompson III’ün de babası. Oğul Koç John Thopmson III ise geçen 13 sezonda sadece 2007 de NCAA Final Four’una kalabilmiş. Yani Georgetown Hoyas’ın Patrick Ewing’den beklentisi oldukça yüksek. O’nun ise şu an elinde sadece, nasıl dolduracağını göreceğimiz bembeyaz ve boş bir kariyer sayfası var.
(06-04-2017)