“İşte Bu Türk Basketbolu”
Türkiye Basketbol Federasyonu twitter hesabının başlığında bu yazıyor.
Ben de aynı başlığı kullanmak istedim.
TBF icracı yetkililerinin anlayabilmeleri umudu ile.
Çünkü bu yazıyı anlamaları gerekiyor.
Kadın Basketbolunda Altyapı Milli Takımlarında kötü gidişi durdurmaları için.
Yaklaşık bir ay önce U20 Kız Milli Takımı Avrupa’da B klasmanına düşmüştü.
Ardından bana göre çok ağır bir yazı kaleme aldım.
Anlayana, anlaması gerekene net bir tablo ortaya koyan, neden – sonuç bağlantısı gösteren bir yazıydı.
Yazı yayınlandıktan sonra yazının yankıları, TBF nezdinde nasıl karşılandığını takip ettim.
Gördüm ki;
U 20 Kız Milli Takımının küme düşmesi gibi bir başarısızlığa rağmen, TBF’nin icracı profesyonel tepe yönetimi, Kadın Altyapı Milli Takımı ile ilgili düzenden memnuniyetlerini ifade etmeye devam ediyor.
O nedenle bu yazı bir miktar daha uzun ve somut örnekler içeriyor.
Belki şimdi daha net anlaşılır.
KİMSE BİZİ VE KENDİNİ KANDIRMAYA ÇALIŞMASIN
Dün hep birlikte izledik.
Bu kez U18 Kız Milli Takımı Avrupa’da B klasmanına düştü.
Sakın ama sakın,
Kulüpler çalışmıyor masalı anlatmasın.
Altyapıya önem veren kulüpler çalışıyor.
Sayıları azalsa da çalışmalar yeterli. Ortaya çıkan elit oyuncu havuzu rahatlıkla Avrupa’da rekabet edebilecek konumda.
Hele hele;
Hiç kimse TBF’yi ve bizleri hatta kendi kendilerini “İnci Güçlü sakatlanmasaydı düşmezdik” mazereti ile kandırmaya kalkmasın.
2.07 Metre boyuna ulaşan İnci Güçlü kardeşimiz de sahada olsa sonuç yine değişmeyecekti.
Kendisine de U20 Milli Takımında sakatlanma pahasına gösterdiği gayret için teşekkür ediyor acil şifalar diliyoruz.
POST MORTEM U18: COACH TAKIMI TANIMIYOR
Sonuç değişmeyecekti çünkü U18 Milli Takımına atanan yıllardır altyapının günlük akışından uzakta olan coach Hakan Acer oyuncuları tanımıyor.
O kadar tanımıyor ki bu şampiyonada;
U14 Yaşından bu yana 3 sayı isabet yüzdesi turnike isabet yüzdesinden daha yüksek olmuş oyuncu kardeşimize kritik maçın kırılma anlarında tepeden üst üste “isolation” 1×1 oynattı.
O kadar tanımıyor ki;
İlk 25 dakika yıpratıcı savunmacı guard olarak oynatması gereken, kariyerinin yalnız son senesinde oyun kurucu oynamış, streste hata olasılığı en fazla oyuncu kardeşimizi başka bir kritik maçın son çeyreğinde tek oyun kurucu olarak sahada bıraktı.
Sonuç elden kaptırılan top ve alınan yakın skorlu bir yenilgi olurken, küme düşmeye neden eşleşmeler ortaya çıktı.
O kadar tanımıyor ki;
Hazırlık turnuvalarında ve Şampiyonadaki ilk maçlarda ön planda olan skorer guard kardeşimizin aslında çok yavaş ayakları olduğu görmedi.
Bu oyuncu kardeşimiz kendi kulüp takımındaki dominant pivot oyuncunun yarattığı boşluklarda skor başarısı sergilediğinin analiz edemedi.
Sonuç bu isim, aslında iyi bir orta mesafe şutörü olduğu halde, özgüveni yerle bir seviyede, en kritik maçta “atıl kapasite” olarak sıfır dakika ile kenarda oturdu.
O kadar tanımıyor ki;
Basketbola başladığı günden bu yana show-up, pick’e yaklaşma/çıkış açısı eğitimlerini almadan gelen yetenekli ama eğitim/deneyim seviyesi yetersiz oyuncu kardeşimizi kadroya aldığı gibi kritik maçlarda savunma görevi ile sahaya sürebildi.
İNANILMAZ HATA
İnci Güçlü’nün olmadığı yerde İlayda Güner’in yanına ayakları çabuk rakipler ile eşleşecek bir power forvet eklenmemesi ise inanılır gibi değildi.
Evet kadın basketbolunu bilen herkes Eylül Minez’i işaret ettiğimi anladı.
Bizde KBBL’nin ilk turları seviyesine denk gelen NJCAA’de 18 maçta ortalama 7 dakika süre alan, 1.5 sayı ortalaması sergileyen ve Şubat ayından bu yana maç yapmayan pivot oyuncu kardeşimizi kadroya alıp hedef turnuvada kenarda oturtmak ne kadar zarar verdiyse, Eylül Minez’in olmaması iki kat zarar verdi.
O kadar tanımıyor ki;
Kenardan kısa forvet pozisyonunda gelen oyuncu kardeşimizin topu kariyeri boyunca 4 defa üst üste yere vurmadığı muhtemelen bilmiyordu.
Bu liste böyle uzar gider.
Kader maçı konumundaki Letonya sınavında oyunculara verilen sürelere bakın.
Oyuncuları tanımamaktan kaynaklanan hataların itirafı orada yer alıyor.
Takımın neredeyse %40’ı oturdu en kritik maçta.
Böyle bir ortamda, küme düşme baskısının sürekli dillendirildiği bir atmosferde, 17-18 yaşındaki oyucuların özgüvenlerini nasıl yükseltebilirdiniz ki?
ORTADAKİ GERÇEK
Ortadaki gerçek bu.
Takımın hücum/savunma organizasyonunun yetersizliğini, pas ve pick açıları kalitesinin düşüklüğünü gündeme getirmeye bile gerek yok.
Onlar zaten “herkes” tarafından görülen, Coach kardeşimiz Hakan Acer’in kariyerinde iz bırakacak acı realiteler.
Şimdi gelelim U20’den sonra U18 Kız Milli Takımını da düşmeye sürükleyen temel nedenlere.
BELDEN AŞAĞI VURMAYA DA İZİN YOK
Bu yazı doğrudan muhataplarına yazılan bir yazıdır.
Bir ilk ve son olarak bu yazıyı okuyucu yorumlarına kapatıyorum.
Böyle kritik zamanlarda anonim olmanın kolaylığında ismini ortaya koymadan yapılan sübjektif değerlendirmeler yazının amacından saptırmasını arzu etmiyorum.
Bu noktada hiç kimse sakın ama sakın;
Kadın Altyapı Milli Takımları Koordinatörü, A Milli Takım Yardımcı Coachu, Beşiktaş Kadın Basketbol Takımı Head-Coachu, Doğa Okulları Kız Basketbol Takımları Koordinatörü görevlerini hep birlikte yürüten Aziz Akkaya’ya belden aşağı vurmaya kalkmasın.
Sakın hiç kimse, hayali menejer ilişkilerini öne sürerek kadroların kurulduğunu, “al gülüm ver gülüm” ilişkilerinin yaşandığı gibi fiktif senaryolar ile kendi kişisel çıkarlarını düşünerek Akkaya’yı yıpratma densizliğine tenezzül etmesin.
KBL’de en kritik maçta rotasyonu daraltıp, gerekirse 3 oyuncudan sayı katkısı alıp kazanarak, hem kendi hem Beşiktaş’ın adını nasıl güçlü şekilde koruduğunu unutmamızı beklemesin.
U18de ya da U16’da “torpil yaptı” gibi ağır bir itham ile teknik yönetimin takdir hakkı arasındaki çizgiyi kaçırıp, haddini aşan, sporcu kardeşlerimizi de yaralayacak çirkin ithamlarda bulunmasın.
Çalışmaların nasıl verimli ve adil şekilde yürütülmesini istiyorsak, yapılacak eleştiri ve değerlendirmeler de aynı şekilde objektif ve adil olmalı.
Buna dikkat ederek tek tek ve tane tane anlatalım ki TBF’deki “icracı profesyonel” arkadaşlarımız da anlayabilsin.
SORUN NEREDE?
Şimdi;
U20 ve U18 Kız Milli Takımlarının aynı yıl küme düşmesinde baş sorumlu kimdir dediğimizde elbette öncelikle en yetkili kişi sıfatı ile Aziz Akkaya ismi öne çıkıyor.
Bunda bir soru işareti yok.
Başarı halinde kimi tebrik edeceksek başarısızlık halinde de O’nu işaret edeceğiz.
Ama dürüstçe ve somut durumları ortaya koyarak;
Açıkça belirtmek gerekir ise;
Bugün Aziz Akkaya, TBF nezdinde, içinden yetiştiği, A Takım Coachu olarak görev yaptığı, kongre üyesi olduğu Beşiktaş Kadın Basketbol Takımındaki pozisyonuna göre çok daha fazla yetki kullanıyor.
Yani Türkçesi Beşiktaş kendi organizasyonunda bir “tek adam” sistemine izin vermezken biz TBF Kadın altyapısında bir “tek adam” sistemi görüyoruz.
Beşiktaş Kulübü diğer spor branşlarında olduğu gibi, evrensel yönetim ilkeleri kapsamında, Aziz Akkaya’nın önüne, arkasına sağına soluna İngilizce tabiri ile “checks & balance” dediğimiz kontrol ve denge mekanizmalarını yapılandırmış konumda.
Beşiktaş’ta altyapıda coachların atanmasından A takım ile ilgili idari süreçlere, günlük işleyişe kadar değişik icra, yetki ve onay mekanizmaları var.
Oysa TBF Yönetimine kadın basketbolunu anlatan, yönlendiren milli takımların potansiyeli ile alakalı bilgi veren “tek adam” Aziz Akkaya.
Milli Takım Coach adaylarını kendi süzgecinden geçirip Haluk Yıldırım’ın önüne getiren (ya da getirmeyen) yine Aziz Akkaya.
Özellikle U20 ve U18’de Avrupa’yı ve oyuncuları çok sınırlı tanıyan yardımcı coachlar ile ilgili neredeyse tek belirleyici Aziz Akkaya.
U20-18-16 Coachlarına verilen 24’er kişilik listeleri yapılandıran ve onaylayan da nihayetinde Aziz Akkaya.
TEK ADAM SİSTEMİ
İşte sorun bu noktada başlıyor.
Altyapı Milli Takım sistemini Mayıs – Ağustos aylarına sıkıştıran yaklaşım, tam zamanlı olmayan, part time Milli Takım Coachları değişik şehirlerdeki maçları oyuncuları izlemiyor.
Yıllar ile birlikte bir birikim oluşmuyor.
Oyuncuların geçmişini, “ teknik ve mental en” noktalarını, ilk bakışta hemen görülemeyecek kişilik ve teknik özelliklerini, Avrupa’daki oyuncu seviyeleri bilmeden görev yapıyor.
Şimdi hangi coach ABD‘deki U18 Milli oyuncumuzun maçlarını canlı olarak izledi. Oynadığı takımın seviyesini ve rakipleri gördü?
Hadi uzağa gitmeyelim..
TED Ankara Kolejlilerde TKBL oynayan 2000 Jenerasyonunun ön plandaki isimlerinden Zeynep Koral’ın Ladin Özel’in varlığından, potansiyelinden kapasitesinden kaç kişi yeteri kadar bilgi sahibi?
İşin biraz daha can sıkıcı boyutu ise;
Oyuncu kardeşlerimizde ve antrenör arkadaşlarımızda giderek aşağıdaki algının “geri dönüşsüz” olarak ortaya çıkmaya başlaması;
“Eğer kişisel olarak Aziz Akkaya ile aran iyi değil ise Milli Takımlarda görev alamazsın”.
Açıkçası yeni açıklanan coach görevlendirmelere bakınca böyle bir algı oluşmasını artık çok yadırgamadığı da ifade etmem gerekiyor.
Bu algı gerçek ise, (gerçekliğini araştırmak herhalde TBF’nin sorumluğudur) Bu Aziz Akkaya’ya Beşiktaş kulübündeki atamalarda bile tanınmayan bir yetki anlamına geliyor.
Oyuncular açısından ise, Aziz Akkaya ile kişisel ilişkiler “Aziz Abi O’na taktı” noktasına gelmemek için giderek yönetilmesi gereken bir konuma geliyor.
Sporcu kardeşlerimizin bu algısında da gerçek payı olabileceğini düşünüyorum.
Çünkü, bazı oyuncuların U16 ya da U18 Milli Takımlarında “setleri karıştırıyor” yada “mücadele etmiyor” gibi mazeretler ile ilk 12’ye seçilmemesinin başka bir açıklamasını bulamıyorum.
Hem de belki de ilk beş’te başlayacak kapasite ve potansiyele sahip oldukları halde.
“ÇÖZÜM NEREDE ÇÖZÜM” DİYENLERE
Sonuç olarak 33 yıldan bu yana önce içinden şimdi ise en yakınından izleyecek şekilde bir parçası olduğum kadın basketbolunda kendime belirlediğim görev güçlü performansların ön plana çıkarılması ve hataların (genele zarar verecek boyuta gelmesi halinde) ortaya konması.
Çözüm bulmak, uygulamak, takip etmek, yönetmek basketbolun içindeki yetki ve sorumluluk sahibi insanlarımızın görevi.
Ne zaman gerekli ise, sordukları takdirde, kendilerine bilgi verdim yine veririm.
Ama çözüm isteniyor ise size eğitimci kimliğim ile bir ipucu vermek isterim;
Bir Üniversitenin Mütevelli Heyeti ya da Rektörüsünüz.
Öğrencilerin performansı bazı derslerde genel seviyenin altına düşmüş durumda?
Ne yaparsınız?
Önce nedenleri analiz edersiniz.
Öğrenci seçimlerini gözden geçirirsiniz.
Sonra eğitim kadrosunu yeniden yapılandırırsınız.
Daha sonra seviyeyi yükseltecek elit gruplar oluşturur ve bu grupları yoğun çalışmaya tabi tutarsınız.
Deneme sınavlarının sayısını arttırır ölçme ve değerlendirme takvimini sıkılaştırırsınız.
İnanın basketbolda yukarıdakinden fazla farklı değil.
ÜZÜM VE BAĞCI
Geçen yazıyı anlamayan arkadaşlarımın, kardeşlerimin bu defa anlayabilecekleri bir yazı olduğunu umut ediyorum.
Yukarıda yer alan bazı konuları kendilerinin de sorgulaması , menfaatleri icabıdır diye düşünüyorum.
Unutmayın bizim işimiz üzüm yemek bağcıyı dövmek değil.
Gerçi ortada artık bağ filan kalmadı.
Twitter: @hayripekergin
(14-08-2017)