Cumartesi, Temmuz 27, 2024
spot_img

İki Yanlış, Asla Bir Doğru Yapmaz (Naci Özonay)

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici arkadaşlarım,

Basketbol Sporunun Çocuklarımıza Kazandırdıkları yazımda;

“ÇOCUKLARIMIZ BASKETBOL SAHALARINDA KOÇLARINI ROL MODEL OLARAK GÖRÜR. KOÇLAR, BAŞTA AHLAKİ OLMAK ÜZERE ÇOCUKLARIMIZA YAŞAMLARINDA İLHAM KAYNAĞI OLUR. ÇOCUKLARIMIZ GELECEK YAŞAMLARINDA İHTİYAÇ DUYACAKLARI LİDERLİK KONUSUNDA KOÇLARINDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENİR.”
diye bir ifadede bulunmuştum. Ancak Alimpijevic’in yapmış olduğu çirkin hareket ve bu hareketten ötürü özür dilememesinden dolayı ortaya ironik bir durum çıktı.

Alimpijevic’ten özür açıklaması gelmediği gibi, basketbol şube sorumlusunun “salonun tüm kameralarını inceledikten sonra olayın tek taraflı olmadığı ve ancak günün sonunda hocamızın arkasındayım” ifadesi ve bazı ilgililerin rakip takım tahrik etti söylemi ‘iki yanlıştan bir doğru çıkarma’ gayretini ortaya koymaktadır.

Beşiktaş Spor Kulübünden gelen basın açıklaması ise deyim yerindeyse ‘özrü kabahatinden büyük’ bir durumu sergilemiştir.

Basketbol Federasyonu Disiplin Kurulu’nun Alimpijevic’in yapmış olduğu çirkin harekete ‘pişmanlık ihtiva eden yazılı savunması’ nedeniyle para cezası ve indirime! giderek müsabakadan sadece bir maç men cezası verip, Metin Türen’le ilgili hiçbir yaptırım uygulamaması her açıdan düşündürücüdür. (Daha önce Pascal Nouma’nın benzer hareketinden dolayı gerek Süleyman Seba gerekse de Futbol Federasyonu disiplin kurulunun nasıl yaptırımlar uyguladığını sevgili Fatih Söylemezoğlu ayrıntılı yazdığından ben oraya girmiyorum)

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,

Merkezefendi-Beşiktaş basketbol takımları arasında oynanan müsabaka sonrası oyuncu ve kenar yönetimin Alimpijevic maskesi takması ise sanırım sözün bittiği yerdir.

Necip Kapanlı ağabeyin bu olay sonrası yazmış olduğu “Ahmet Durdu, Seba Gitti” yazısı ders alınması gereken ibretlik bir yazıdır. Hepimizin efsane kulüp başkanı rahmetli Süleyman Seba’nın davranışlarını örnek olarak almamız gerekmektedir.

Bizlerin unutmaması gereken çok, çok önemli bir durum söz konusu oda şudur;

Beşiktaş Spor Kulübü ve Türkiye’deki genç basketbolcular bu olanları izlemektedir. Ve gençlerin bir kısmı maalesef bu yapılanları gerçek kabul edip verilen tepkileri beyinlerinde doğru olarak kodlamaktadırlar.

Şöyle bir durum hayal edelim;

Beşiktaş yıldız- genç basketbol takımında oynayan çocuklarımız, yarın bir müsabaka sonrası Alimpijevic maskesini takıp o çirkin hareketi tekrarlasa bizlerin çocuklara diyecek bir şeyi olamaz. Genç sporculara bir şey demeye kalkacak olursak sanırım bizlere şu cevabı verirler:

“Bizler sizlerden gördüğümüzü tekrarladık. Biz gençler sizlerden ne duyuyor ve ne görüyorsak onları hızla öğrenip tekrar ediyoruz!”

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,

Bir diğer düşündürücü durum ise Alimpijeviç’in yapmış olduğu sportmenlik dışı davranışların bir tek bu olayla sınırlı olmadığıdır. Türkiye’ye geldiğinden beri ülkemizin yetiştirmiş olduğu antrenörlere, sporcularımıza ve hakemlerimize yönelik şık olmayan sözleri, tehditkâr tavırları ve asla kabul edilmeyecek davranışları bulunmaktadır.

Asıl sormamız gereken en önemli soru, Alimpijevic’in sportmenlik dışı davranışları yaparken bu gücü nereden aldığı sorusudur.

Sevgili Erdem Can’ın daha Türkiye’ye dönmeden nezaketsiz bir şekilde kulüple ilişkisinin kesildiği açıklamasının yapılması diğer taraftan Alimpijevic’in bir koça yakışmayacak davranışları bu kadar rahat bir şekilde yapabilmesini düşündüğümüzde karşımıza yine lider, yönetici sorunu çıkıyor.

“Biri Çıksa, Dese Ki…” yazımda Türk yöneticilerin yabancı hocalar karşısındaki sonsuz sabrı ve kendi evlatlarımıza karşı olan sabırsızlığını yazmıştım. Ve sorunlardan en önemlisinin ‘iyi yetişmiş basketbol yönetici, lider eksikliği’ olduğunun altını çizmeye çalışmıştım.

Bugün aynı dönemde yaşanan iki olaya, olayların yönetilme biçimine ve akışına baktığımızda sanırım haksız sayılmam.

Bu yüzyılın en önemli ilk üç sorununu Warren Bennis ‘Bir Lider Olabilmek’ kitabında şöyle ifade ediyor (S3-4);

“Michigan Üniversitesi’nden bir araştırmacı yıllar önce toplumumuzun yüz yüze olduğu on temel tehlikenin listesini yapmıştı. Bunlardan birinci ve en önemli olanı, insan ırkının kökünü kurutabilecek olan bir nükleer savaş veya kaza ihtimalidir. İkinci tehlike, dünya çapında salgın hastalık, açlık veya depresyon ihtimalidir. Toplumumuzun sonunu getirebilecek faktörlerin üçüncü sırasında, KURUMLARIMIZDA Kİ YÖNETİM VE LİDERLİĞİN KALİTESİ GELMEKTEDİR. Hayat kalitemiz liderlerimizin, yöneticilerimizin kalitesine bağlıdır.

Saygılarımla

17 YORUMLAR

  1. Necip bey BJK’nin Basketbol şube sorumlusu Umut Tahir GÜNEŞ protokol trübününde elektronik sigara içen bir kişi,kime hangi gence örnek olacaklar.Bu yönetici ve saz arkadaşlarının vukaatları hiç bitmez.Geçtiğimiz sezon düşmemek için evlerinde ve deplasmanda oynadıkları maçlarda kavga çıkarmadıkları kaç maç var acaba….

  2. Michigan lı araştırmacıya bunu ilk sıraya yazmasını söyleyelim müthiş ve net …..

    İster en mükemmel yönetim sistemini ,ister ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmiş olsun ,bir medeniyetin sevgi ve nefs terbiyesi dumura uğramış !! manevi enerjisi tükenmişse o medeniyeti ne birleşmiş milletler tüzüğü,ne Helsinki beyannamesi, ne ahim mevzuatı,nede üstün silahlar kurtarabilir!!!!!

    ALEV ALATLI ….. nurlar içinde yatsın Türkiye aşığı müthiş insan

  3. Yıllardır her konuda yönetici kalitesizliği yüzünden baştan aşağı her yerde her işte sorun yaşıyoruz,halimiz ortada ama hiç akıllanmıyoruz,ders almıyoruz maalesef. Basketbolda ister kulüpler ister federasyon yönetimlerine bakıyorsun nereyi tutsan elinde kalıyor,futbol keza öyle,ülke yönetimi hepten felaket,ne liyakat var ne saygı ne ahlak ne hak ne hukuk ne adalet, hesap soran,veren de yok,sonra niye her konuda iyice kötüye gidiyoruz diyoruz,bu kafayla nasıl iyiye gidebiliriz ki?

  4. Olayı niye anlamak istemiyorsunuz, Metin Türen için özür bekleyen baskı kuran var mı yok, Metin Türen için koç yada oyuncu derneklerinden açıklama yapıldı mı yapılmadı. Geçmişte Ergin Ataman ın Erdem Can ın Obra nın küfürleri yada fiziksel hareketleri için bunlar söylendi mi hayır, eee o zaman bunca samimiyetsizliğe karşı alemin tek enayisi Beşiktaş mı da Beşiktaş tan koçunu göndermesini bekliyorsunuz, siz böyle yaptıkça adil ve samimi olmadıkça hatalı da olsa koçu daha çok savunacağız bunu kafanıza sokun derdi üzüm yemek olmayan bağcı dövmek olan taraflı algıcılar

    • Örnek verdiklerinin hangisi gönüllü avukatlığını yaptığın terbiyesiz,saygısız gibi hareket yaptı ? Gergin, Obradovic kaç kere eleştirildi de sen futbol amigosu olduğun için basketbol sitelerini takip etmiyordun o yüzden de bilemezsin. Bjk o şahsı göndermiyorsa
      göndermesin kendilerine yakışan öyle koç der geçilir ,her yerde de hem kulüp hem o şahıs ona göre tepki görür bunun zararını da kulüp görür de 20 sene önce Nouma niye gönderildi,
      onu da korusaydınız ya o zaman? Antrenör derneği adi üstünde antrenörlerle ilgili bir dernek, oyuncu eleştirisi yapar mı, yapmalı mı,ayrı, oyuncu derneği de kimdir,necidir,kaç kişi,kimler üyedir bilen de yok. Velev ki Metin’i eleştirdiler o zaman ne olacak Bjk şahsı yollayacak mı? Bjk’nin yapması gerekeni yapması için dernek şu bu açıklama mı yapması gerek? Bjk mevcut yönetimi ve bazı kendini bilmezler kendilerine yakışanı yapmış saygısız şahsı korumuştur ,maske rezilliği de tuz,biber olmuştur. Bjk yönetimi ve senin gibilerin de ne basketbol ne de sporla gerçekten alakası yok sen de bunu kafana sok…

    • Ahmet Bey merhaba. Benim yazımda Alimpijevic gitsin diye bir şey yok. Sadece çıkıp samimi bir şekilde özür dilemesini bekledim. Ayrıca bu tip davranışları kim yaparsa yapsın gerekli cezayı almalı. Metin Türen kesinlikle gerekli cezayı almalı. Evet çok haklısınız, en önemli şey ADALET. Saygılarımla.

  5. Beşiktaş alt ya da orta sıralarda vasat bir durumda olsaydı emin olun bugün maske taktıran yöneticiler bjk nın ne kadar saygın bir kulüp olduğunu böyle olaylara asla taviz vermeyeceklerini ballandıra ballandıra anlatarak alimpiyeviçin görevine son vermişlerdi.ülkenin her birimine iki yüzlülük sirayet etmiş.

  6. Sn Özonay insan yetiştirirken değerler eğitimi en önde yer almalıdır. İster öğretmen/öğrenci, ister koç/sporcu, isterse usta/çırak olsun hiç fark etmez. Bu konuda çok haklısınız. Yöneticilerin yabancı koçlara olan sabrı ve Türk koçlara olan sabırsızlığı konusunda size tam olarak katılmıyorum. Birincisi Türk koçlar da aynı şekilde yabancı oyuncularına gösterdikleri sabrın kırıntısını bile Türk oyuncularından esirgiyorlar! Rekabetin yüksek seviyelerde olduğu ortamlarda sabır faktörünün bir öncelik olarak göz önünde tutulabilmesi çok zordur. Özellikle de Anadoluefes ve Fenerbahçe kulüplerinde…..

  7. “Türk yöneticilerin yabancı hocalar karşısındaki sonsuz sabrı ve kendi evlatlarımıza karşı olan sabırsızlığı” – Bu tür genellemeler yapılıyor ama yaşanan olaylar bunu destekliyor mu, mesela Efes’in sezon bitmeden görevine son verdiği yabancı koçlar yok mu, Perasovic var, David Blatt var. Mesela Fenerbahçe BSL şampiyonluğuna rağmen Djordjevic’le yollarını ayırdı, tamam Euroleague’te hedefe ulaşılamamıştı, ama lig şampiyonluğu başarısından sonra Djordjevic’e bir sezon daha şans verilemez miydi? Sabır gösterilmemiş yabancı koçlara daha birçok örnek verilebilir. Kulüplerimiz yerli veya yabancı fark etmeksizin sabır göstermiyorlar, çünkü proje odaklı değiller, temel sorun budur.

    • Mert Bey, ben zaten en önemli, temel sorunun yerli yabancı ayırmadan yönetici-lider konusu olduğunun altını çizmiştim. Ülkemizin yetiştirdiği antrenör ve oyunculara da sabırlarının olmaması ayrı bir başlık konusu.

  8. Sayin Ozonay.
    Iki Yanlis = Bir Dogru Yapmaz Demisiniz.
    Saygilarimla.

    1+1 = 2 de olsa
    1+1 = 3 sayarsak
    1+1 = 1 de olsa da
    1+1 = 2 neden olsa
    1+1 = 3 olmasi icin
    1+1 = 1 yaparsak
    1+1 = 2 nin yaninda
    1+1 = 1 arti koyarsak
    1+1 = 3 olmasi icin
    1+1 = 1 artinin
    1+1 = 2 sonucun yanina
    1+1 = 2 daha katarsak
    1+1 = 3 un olasilik derecesi
    1+1 = 2 den fazla
    1+1 = 1 arti olmasi lagizim

    Taaaaaaaa uzaklardan affiniza siginarak.
    Saygilarimla.
    Hollandadan Hasan Ulu

  9. Sayın Naci Özonay, cesur yazınız için bir Beşiktaş taraftarı olarak sizi tebrik ediyorum. Yukarda daki kardeşlerimizle anlaşamadığınız konu aslında , günlük hayatta yaşadığımız konulardan bir farkı yok aslında. Ğünümüzün insan tipi adalet ve etik değerlerini kaybetmiş durumda. Her zaman kendi çikarina yakin duran ,kendini eleştirmeyi sakıncalı gören, fakat başkanlarını sonuna kadar eleştiren ,kazanmak odaklı düşünen, çalişmadan ve mücadele etmeden yukarlara çikmak isteyen , başkalarinin başarisini kiskanan (bundan ders almak gerekir aslında ), bir insan topluluğu oluştu.Bu yüzden insanlar birbirleriyle iletişim kurmakta çok zorlaniyor.Kisacasi toplumun etik ve adalet değerleri olumsuz yönde değişmiş durumda.Biz Harbiyede Spor Sergi sarayinda GS -Fenerbahçe ve Beşiktaş basket derbilerinde maçlari hep birlikte maç seyrederdik.Hiç bir olayda olmazdı.Herkesin etik ve adalet değerleri vardı bü yüzden kavga olmazdı.Futboldakı çirkinlikler Basketbolada siçradı.
    Beşiktaş Basketbol sübe sorumlusu Umut Tahir Güneş in elini Koç Dusan in omuzuna attığı Resim
    aslında herşeyi anlatıyor, .SAYGILARIMLA

    • Bu ifade ettiğiniz Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarının birlikte, sportmence maç seyretmeleri yine mümkün. Önemli olan bizleriz. Kimsenin bize uygun olmayan bir şeyleri yaptırmasına, dayatmasına izin vermemeliyiz. Güzel örnekleri paylaştığınız için teşekkür ederim, saygılarımla.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

15,872TakipçilerTakip Et
36,695TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

REKLAMLAR

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi