SAVCILAR KULAKLARININ ÜZERİNE YATMIŞ
Antrenör Murat Polat, velilerden menfaat sağlayarak çocukları takıma alan veya süresini artıran meslektaşları ile ilgili bir kampanya başlattı. Belgeleri toplamaya çalışıyor ve velilerden destek bekliyor. Herkesi zan altına almayalım ama bu kirli işin yayılmakta olduğunu hepimiz farkedebiliyoruz.
Sonuçta bir şey çıkar mı? Yani takımlar ve federasyon kendi antrenörleri ile ilgili soruşturma başlatır mı? Yaşadıklarımız bize çok ümit vermiyor… Bu ülkede yıllardır sahadakilerin, onları yönetenlerin bulaştığı ve hepimizin bildiği bahis pislikler hakkında bir şey yapıldı mı? Hayır… Savcılar da kulaklarının üzerine yatmış…
Biz de Murat Polat’ın yayındayız ancak sorunun üzerine gidilmesi, toplumun ortak duyarlılığı ile mümkün olabilir. O duyarlılığı görebiliyor muyuz? Maalesef asla…
***
TED SALONUNDA DESİBEL REKOR DENEMESİ
Ben Ankara Maarif Koleji (TED Ankara Kolejliler) mezunuyum. Gençlik yıllarımda amigoluğunu bile yaptığım takımın maçlarına her yıl en fazla bir veya iki kez gider, her defasında da pişman olup dönerim… Son Ankaragücü maçından önce sevgili kardeşim Haydar Kemal Ateş’e “Birlikte gidelim.” dedim… “Kulağıma tıpa taksam bile faydası olmuyor.” diye reddetti… Maç sonrası Doktor Cem Gökçe ile konuşurken, “O gürültüye dayanamıyorum.” diye söylendi.
İnsanlar basketbol maçına önce oyun için gider… Elbette devre arasında, molalar sırasında tribündekileri oyalayacak aktiviteler yapılabilir ve yapılmalıdır da… Ama bu etkinlikler, salona gelenleri huzursuz, mutsuz etmemelidir… TED Ankara Koleji adına maçlarda müzik ve marş çalan arkadaş, Ankara’daki en yüksek desibeli çıkaracak hoparlörlerin kendisine ait olduğunu ispatlama çabasında… Belki böbrek taşı olanlara iyi gelebilir ve maç sonunda taşlarını düşürmüş olabilirler… İnsan yanındakiyle konuşamıyor… Herkes bundan rahatsız da, yöneticilerin acaba duyma özrü mü var?
***
MİLLİ TAKIM ANTRENÖRÜ KULÜPTE ÇALIŞMAMALI
Kulüp takımları parayı bastırıp Avrupa’da ilerledikçe, bizim Milli Takım geriliyor. Basketbolumuzu ayağa kaldıracak projeleri uygulamaya koymadığımız sürece bugünleri dahi arayacağımızdan eminiz. Baksanıza koç Ergin Ataman bile, “İzlanda favoriydi.” diyor. Yalan da değil…
Her şey yolunda olsa bir kulüp takım antrenörünün, Milli Takım koçluğunu yapmasına itirazımız olmaz ama bulunduğumuz noktada Milli Takımın tam gün mesaisine ihtiyacımız var. Üstelik ona 12 ay para ödeniyorsa… Milli Takım antrenörü kadroya girebilecek adayları daha fazla izlemeli, onlarla beklentileri konusunda konuşmalı, kulüp antrenörleri ile düşüncelerini paylaşmalı, onların fikrini almalı ve oyuncuların eksikleri konusunda desteğini istemeli… Bunların da ötesinde basketbolun altyapılardan itibaren yeniden yapılandırılması konusunda yapılması şart olan çalışmalara aktif olarak katılmalı. Orhun Ene böyle bir çalışma başlatmıştı ama ömrü vefa etmedi…
Not: Başlığa en uygun fotoğrafı, et bulamayanları rencide etmemek için kullanmadım… Elim gitmedi…
Sayin Necip Kapanli
Dedeeeeeeeeeeeeeeeesi …
Elleme yaaahuuu …
Bak bicci — bicci — bicci …
Sarilmis Baaaaszzzket topuna
Missil Missil … Uyuyor
Yaaaaahuuu.
Ellemeee Sayin Necip Kapanli
Dedeeeeeeeeeeeeeeesi.
Saygilarimla.
Hollandadan
Hasan Ulu