- Reklam-
Anadolu Efes‘in medya gününde Eurohoops’a röportaj veren Shane Larkin bir soru üzerine Ergin Ataman ile Erdem Can karşılaştırması yaptı ve iki koç arasındaki iletişim farklılığından söz etti. Larkin ayrıca Milli Takım konusunda da “Sakattım. Kaybedilince oynayamayacağım maçın kötü adamı ben oldum.” dedi.
Larkin’in Eurohoops’a röportajından pasajlar…
EFES’TE 5 YIL GEÇİRDİM, KOÇLA BİR KEZ YEMEK YEMEDİK
- İki koç arasındaki en büyük fark iletişim kurma biçimleri. Erdem Can sürekli iletişim kuran bir koç. Bir yerde hata yapıyorsanız size hatanızı söyler ve bunu sebeplendirir. Ardından kenara çeker ve konuşur, neyi farklı yapmanızı istediğini söyler. Koç Ataman’ın bu konuda farklı bir yaklaşım tarzı var. Sizden istediklerini söyler, yapmanızı bekler, yapmazsanız sizinle bu şekilde konuşmaz. Sadece istediklerini istediği şekilde yapmadığınızı söyler ve benche çeker. Olay burada biter. Bu yüzden en büyük farkın Erdem Can’ın oyuncularla iletişim kurması olduğunu düşünüyorum. Onda Ataman’ın pek yapmadığı ikili ilişki kurma özelliği var. Koç Ataman ile beş yıl geçirdim, bir kere yemek yediğimizi ya da o tarz bir şey yaptığımızı hatırlamıyorum. Erdem Can bu konuda farklı. Oyuncularla bu tarz ilişkiler kurmaya çalışıyor. Koç Ataman ise oyuncularla bir nebze arasında duvar örüyor. Kariyerimde pek çok koçla çalıştım. Ataman gibi koçlarım da oldu, Erdem Can gibi koçlarım da oldu. Ataman ile başarılı oldum, Erdem Can gibi koçlarla da başarılı oldum. Ataman ile çok fazla başarıya koştuk. Beraber yaşadığımız her şey için, tanıdığı fırsat için minnettarım. Bütün bunlar sadece bugün olduğum konuma gelmeme yardımcı oldu.
ERDEM CAN’LA KONUŞABİLİYORUZ
- Umuyorum ki koç Erdem Can’la, sistemiyle ve yaklaşımıyla benzer başarılar elde edebilir, gelişir ve burada özel bir şey kurmaya devam ederiz. Koçla biraz daha fazla iletişim kurabiliyor olmayı seviyorum diyebilirim. Erdem Can’ın tarafında bu hoşuma gidiyor. İkimizin de gözlemleri, düşünceleri üzerine konuşabiliyoruz.
DOKTOR “HİÇBİR ŞEY YAPMA” DEDİ
- Milli takım beni kadroya davet etti. Dizimde bir sakatlık vardı. Buraya geldim, milli takım doktoruna gittim. MR çektirdik. MR’ın uzmanlar tarafından incelenmesini bekledik. Sonrasında milli takım doktoru yanıma geldi, ‘Dizinde ciddi bir problem var’ dedi. ‘Gerçekten bu kadar kötü mü?’ diye sordum. ‘Evet’ dedi ve ekledi: ‘Hiçbir şey yapma, dizine yük bindirme, koşma, yürüyüşe çıkma, bisiklet sürme, hiçbir şey yapma çünkü dizin gerçekten kötü halde. Eğer bunları yaparken dizini daha da sakatlarsan muhtemelen ameliyat olman gerekecek. İyileşme sürecinde çok agresif davrandık. İlaçları kullandım, üç gün boyunca çok ciddi rahatsızlık yaşadım çünkü ilaçlar vücuduma zarar verdi. Bundan birkaç gün sonra Türkiye‘ye geri döndüm. Bir daha MR çektirdim. Dizim daha iyiye gidiyordu fakat herhangi bir şekilde basketbol oynamaya hala yakın bile değildi. Doktor ‘Belki bisiklet sürmeye, o tarz şeyler yapmaya başlayabilirsin’ dedi. Ben de ‘Tamam, eve gidiyorum, Amerika‘daki doktoruma görüneceğim ve dizim hakkındaki fikirlerini alacağım’ dedim. Bence bunlardan takıma da bahsedilmiş olması gerekiyor.
KÖTÜ ADAM BEN OLDUM
- Federasyonun yerel oyuncu oynama statümü kaldırmasına itiraz ettik.. Ne karar verecekler göreceğiz. Bütün mesajları, bütün MR sonuçlarını, her şeyi yolladık. Tahkimde neler olacak, göreceğiz. Bence işin buraya hiç gelmemesi gerekiyordu. Maç kaybettiğinizde bazı şeyleri hedef göstermeye çalışırsınız, benim takıma yardımcı olmamam gibi. Suçu atabileceğiniz oyunculardan biriyim. Bence tam olarak böyle oldu. Oynayamayacağım bir maçı kaybettiğim için suçlandım. Maç kaybedildi ve her şey bana patladı, günün sonunda ‘kötü adam’ ben oldum.”
- Reklam-
Kötü adam yok adamlar var onlar da tbf başkanı ve kibir abidesi koç…
İyi ki Ataman ile yemek yeme şansı bulamamışsın. Adamdaki vücuda baksana, kesin senin yemeğini de yerdi, aç kalırdın.