Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım;
“Şu Soruyu Sormak İstiyorum” başlıklı yazımda Gülseren Buğdaycıoğlu’nun “DOĞDUĞUN EV KADERİNDİR” sözünü kullanmıştım…
Anne ve babaların tamamı çocuklarının her yönüyle başarılı bir insan olmasını ister. Bu çerçevede de elinden gelen maddi ve manevi olanakların hepsini harekete geçirir. Önemle de eğitim alanında yapacakları özverilerin aileler için değeri çok daha büyüktür.
Ancak anne ve babaların evlatlarının gelecek yaşamları adına: Çocuklarının almaları gereken sorumlulukları, izleyecekleri yol ve ne istediklerini bilmeleri önemli ve hayatidir.
Çocuğun kendini gerçekleştirme süreci karmaşık ve uzun bir zaman gerektirir. Süreçte anne ve babanın çocuğa sağlıklı bir öz değerlendirme yapması, önerilerini sunması ve uzun vadede seçimleri ona bırakması çok kıymetlidir.
Şu durumu hiçbir anne ve babanın unutmaması gerekir; çocuklarımızın okudukları okullardaki başarıları meslek başarısını getirmeyeceği gibi ileride kuracakları bir aile yaşamında mutluluk getireceğine dair güvence olmaz.
Rahmeti Doğan Cüceloğlu Hocamız ‘Başarıya Götüren Aile’ kitabında;
“Başarıdan ne anladığınızın farkında mısınız? Sizin başarı anlayışınız ve o anlayışın altında yatan inanç, isteseniz de istemeseniz de, farkında olsanız da olmasanız da, çocuğunuzla ilişkinizin temelini oluşturur.” Demekte ve anne babalara şu üç öneride bulunmaktadır;
1- Çocuğunuzun yaşamında, ‘keşke’leri değil, iyi ki’leri çok olsun.
2- Çocuğunuz, kurnaz ve açıkgöz biri olacağına, başkalarının hakkını yemeden üreten ve kazanan biri olsun.
3- Çocuğunuz, kendisine güvenmeyen ve kimsenin güvenmediği, bilgisi ve diploması olan ama pısırık ve şevksiz çalışan biri değil, özgüveni ve özsaygısı olan, “Ben yapabilirim!” duygusu güçlü, girişken ve sorumlu birisi olsun derken ‘yaşam başarısının’ diğer bütün başarıları kapsadığının önemle altını çizer.
Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici arkadaşlarım;
Yaşam başarısı insanın ne istediğinin farkında olup, kendini tanıması ve istekleri doğrultusunda hayatında var olması ile ilişkilidir. Yaşam başarısını elde eden insanın yaşamı anlamlıdır, kişi coşkuludur ve güçlüdür. Yaşam başarısı, bütün başarılara anlam verir. Meslek ve iş başarısı saplantı haline gelirse yaşam başarısını gölgeler, engeller ve ona ket vurur. Ama yaşamının anlamlı, coşkulu ve güçlü olmasına önem veren biri hem meslek ve hem aile başarısına ulaşır.
Doğan Cüceloğlu Hocamız, “İzin verin çocuğunuz, yaşamını tribünlerde seyirci olarak değil, sahada oyuncu olarak geçirsin, çocuğunuzun kendi yaşamının mimarı olmasında ona yardımcı olun” diye anne ve babalara seslenmekte,
Aileleri de “Destekleyen ve Köstekleyen Aile” olarak ikiye ayırmaktadır.
98,3 puanla dünya üniversiteler sıralamasındaki yeri 4.’cülük olan Harvard Üniversitesinde okuyan gençlerin aileleri tarafından hayata nasıl hazırlandıklarına, yaşam başarılarının temellerinin nasıl atıldığına gelin şimdi hep birlikte, bir bakalım…
The Formula kitabında Harvard Üniversitesinden eğitimci Dr.Ronald Ferguson ve Tatsha Ferguson, “kendini gerçekleştirme” sürecinde ailenin rolü üzerinde durmuşlar. İki yüz Harvard öğrencisinin aileleriyle yapılan görüşmelerden çıkan sonuç şu:
‘Çocuğun tam potansiyeline ulaşması için ailenin varlıklı ya da nüfuz sahibi olması şart değil, ancak ebeveynlik davranışları önemli.’
Araştırmacılar bu ailelere “USTA AİLELER” demiş. Ustadan kasıt, çocuğun potansiyelini gerçekleştirmesi konusunda temelleri anlamış ve uygulamış olmaları. Araştırmaya katılan çoğu aile en iyi okullardan mezun değil. Bazıları okumamış bile. Ancak ortak olan şu ki, bu aileler düşünceli, akıllı, azimli ve amaçlı çocuklar yetiştirmeyi hedeflemiş. Çocuklarında üç anahtar özelliği geliştirmeye çalışmışlar:
Amaç duygusu
Bağımsızlık
Zihin
Araştırmadan çıkan temel sonuçlar şöyle:
1- En iyi eğitimlisi de en düşük eğitimlisi de 5 yaş öncesinde çocuklarına basit matematik kavramlarını ve çok temel sözcükleri okumayı öğretmişler.
2- Çocukla eşit biri gibi saygıyla konuşmuşlar.
3- Çocuğun zihnine saygı göstermişler.
4- Çocuklarının sorularını düşündükten sonra cevaplamışlar.
5- Maddi kaynakları ne olursa olsun, yoğun bir taahhüt duygusu ve vizyon çerçevesinde hareket etmişler.
6- Sosyal ekonomik koşulları ne olursa olsun, çocuklarına mutlaka zaman ve kaynak ayırmaya çalışmışlar.
7- En önemlisi de çocukları kendi hayallerine göre bir kalıba sokmamaya çalışmışlar. Kendi isteyip yapamadıklarını çocuklarının yapmasını hedefle memişler. Çocuğun “kumaşına” karşı gelmeyip onun karakter özellikleri ve kabiliyet setine göre plan yapmışlar. *
Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım;
Her kendini gerçekleştirme hikayesinin arkasında, kendine özgü bir aile portresi vardır.
Tolstoy “Mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.” der
Saygılarımla
Kaynak: Başarıya Götüren Aile Doğan Cüceloğolu
- Senin Yolun Hangisi
Bahar Eriş