A Milli Takım Koçu Ergin Ataman, Socrates Dergisi YouTube kanalında Uğur Ozan Sulak’ın sorularını yanıtladı. Ergin Ataman, milli takıma gelmeyen devşirme isimler Shane Larkin ve Scottie Wilbekin hakkında da konuşurken süreci de anlattı.
Ergin Ataman’ın yaptığı açıklamalar şöyle:
“Biz, A Milli Takım’da kampa başlamadan 2 hafta önce aday kadroyu açıkladık. Bütün kulüplere de bu bildiri gidiyor. Biz kadroyu açıklarken 2 devşirme oyuncumuzu da dahil ettik. Sezon içinde de zaman zaman Larkin, zaman zaman Wilbekin oynadı. Fakat sezon sonu olması ve aldığımız duyumlar itibariyle bu oyuncuların bir takım sakatlık, yorgunluk nedeniyle çok da sıcak olmadıkları yönündeydi fakat bir spekülasyon olmasın, bir ayrımcılık olmasın diye ikisini birden kadroya davet ettik. İkisiyle birlikte çalışıp sonrasında hangisinin hazır olduğunu gördüğümüzde o oyuncuyla turnuvayı oynamaya karar vermiştik ancak açıkçası tam da endişe ettiğimiz gibi ikisi de oynamaya gönüllü olmadıkları çıktı. Bir takım sakatlık nedenleriyle de. Larkin kampın başladığı gün Türkiye‘ye geldi, MR’a girdi. Sakat olduğunu söylüyordu ve gerçekten de dizlerinde ödem tespit edildi. Sonra da tedaviye alındı. 2 haftalık bir tedavi uygulanıp onun sonunda da yeniden çekilen MR sonucuna göre de turnuvada oynayıp oynamayacağına karar verilecekti. Larkin o 2 hafta boyunca tedavi oldu. MR’ı Pazartesi günü çekildi ve ikinci MR’da ciddi iyileşme olduğu ama 1 haftaya daha ihtiyacı olduğu söylendi. Bizim planımız 1 hafta tedaviye devam edip bir takım bireysel antrenmanlarla Larkin’i listeye yazıp turnuvanın son haftası yani yarı final ve final maçlarına yansıtmaktı ama Pazartesi MR’dan sonra Larkin ortadan kayboldu. Biz kendisini davet ettik, TBF davet etti en azından beraber olalım diye ama sonrasında haber alamadık.
Larkin enteresan bir oyuncudur o yüzden bu şartlarda çok da fazla gönüllü olmadığını bildiğim için normal. Bir ABD’li oyuncunun böyle bir sezon başında bir turnuvada oynamamak istemesi doğal aslında ama tabii bunun sorumlulukları var. Bu oyuncular da Türkiye Lig’inde Türk oyuncuların yerine yer alıyorlar, daha fazla para kazanıyorlar. Ben bu süreçlerin hepsine bizzat katılmış bir insanım yani Larkin’in Türk olma sürecine de Wilbekin’in Türk olma sürecine de… Bunlar milli takıma katkı versinler diye Türk yapıldı. Fazla para kazanırken, kulüpleri de diğer kulüplere göre avantaj elde ederken yani biz de Larkin’i kullandık, 6 yabancıyla oynadık keza Fenerbahçe de Wilbekin’i kullandı dolayısıyla bu avantaj sağlanırken bu oyuncuların da bu dönemlerde bu milli takımda olmaları gerekiyor. Tabii ki sakatlık bu işin parçası ama o dönemde milli takım sağlık heyetinin kontrolünde son ana kadar hazırlıklar yapıldı ama kimseyi zorla oynatamazsın sonuçta kulüpte de böyle. Oyuncunun canı istemiyorsa oynamaz. Tabii ki bunun bir kurallar çerçevesinde olması gerekiyor. Ben teknik olarak kendi adıma bu kadroda Larkin veya Wilbekin’den birine ihtiyacımız olduğunu, bize güç katacaklarını düşünüyorum ki sadece ben değil, herkes aynı. Hele bir de Doğuş Özdemiroğlu’nun talihsiz sakatlığı sonrasında daha da ısrarla üstüne gittik. Larkin’i yetiştirmeye çalıştık, ısrarla Wilbekin’e ulaşmaya çalıştık ancak sonuçta iki oyuncu yok, listeyi verdik. Bundan sonrası beni aşan bir durum. Bir takım kurallar var. TBF bunu nasıl uygular, kulüpler burada ne der benim konum değil. Beni ilgilendiren tek bir şey var milli takım her şeyin üstünde gelir. Milli takımın menfaatleri her şeyin üstünde. Benim A Milli Takım başantrenörü olarak milli takımın menfaatlerini korumak durumundayım. Onun için ben Larkin ve Wilbekin’i davet ettim. Bu iki oyuncunun da benim ekibim olan sağlık ekibinin kontrolünde bulunmasını, son ana kadar bu milli takımda olmalarını istedim ancak olmadı. Bundan sonraki karar TBF’de. Benim için değişen bir şey yok. İstiyorlarsa bu oyunculara milli takımda oynamadıkları için ödül versinler. Başka söyleyeceğim bir şey olamaz yani.
Ben geçtiğimiz günlerde yaptığım açıklamada ortamın gri olmadığını, son derece açık ve net olduğunu söyledim. Yine aynı şeyi söylüyorum. Süreci takip eden sadece ben değilim, TBF Başkanımız, TBF Milli Takımlar yöneticimiz Hüseyin Beşok, Genel Menajerimiz… Hepsi süreci takip etti ve ne olduğunu biliyor. Onun için ben burada şimdi Fenerbahçe kulübüyle bir polemiğe girmek istemiyorum. Her kulüp tabii ki bir açıklama yapabilir ama hiç kimse algı yönetimiyle milli takımın üstünde kamuoyunda imajlar yaratmaya çalışmasın. Bu oyuncular milli takıma gelmediler ve bu milli takımda oynamıyorlar. Bu şu anda turnuva öncesinde teknik anlamda milli takımımıza zarar vermiştir. Tabii ki de onların yerine oynayacak arkadaşlarımız en iyi şekilde mücadele edip, onu kapatacaktır. Biz inşallah bu turnuvada birinci olacağız ama bu da bir gerçektir. Bundan sonrası beni ilgilendirmez. Bundan sonrası TBF ve kulüplerin arasındaki problemdir. Aynı zamanda diğer kulüplerin ne düşündüğüdür. Sonuçta bazı yönetmenlikler var ama sonrası beni aşan bir durum.”