A Milli Basketbol Takımımızın formasını giyen Ömer Faruk Yurtseven, beIN Sports’ta Uygar Karaca’ya açıklamalarda bulundu.
* Yarı finalde rakibimiz İsveç’in Ukrayna’dan daha iyi olduğunu düşünmüyorum. Karşı tarafta en iyi takım Hırvatistan gözüküyor.
* Alperen Şengün ile uyumumuz organik gelişti. En eğlenceli tarafı da bunu milli takım formasıyla yapabilmek. İlk başlarda biraz daha birlikte maçımız olsa daha fazla uyum da sağlayabilirdik ama bence asıl kritik maçlarda bir arada oynamamız, bu baskının altında beraber oynamamız çok yardımcı oldu. Baskı olduğu için bu ilişkiler çok daha ayrı bir şekilde, çok daha hızlı ve güçlü bir şekilde büyüyebiliyor. O kaçırsa ribaundu ben alıyorum. Çembere giderken de başka bir uzunun da olması herkes tek bir kişiye fokuslanamıyor. Onun yanında da Alperen Şengün pas vermeyi de seven birisi ve bunun da faydası oluyor. İkiz kuleler tanımı da bence gerçek bir şey.
* Hücumda daha fazla şey yapabilirim. Şu anda biraz daha ekmeğini taştan çıkarma yolundayım. Ne bulabilirsem onu sıkabildiğim kadar sıkıp suyunu çıkarmaya çalışıyorum. Üç sayılık atışlar da sürekli çalıştığım ve repertuvarımda olan bir özellik. Geçtiğimiz gün milli takımdaki ilk üçlüğümü de attım.
* Geçen sene Miami Heat milli takıma gelmeme izin vermişti ama EuroBasket’te gelmememin en önemli sebebi sakatlığımdı. Milli takımla İngiltere maçında da sakatlıkla oynamıştım sonrasında bu ilerledi ki hatta Yaz Ligi’nde de oynayamamıştım. Bunların hepsi de geçen sene gelmeme kararımı ortaya çıkardı. Tedavi sürecimi orada geçirmek benim için çok daha iyi olacaktı. O sakatlık olayını çok ortaya atmadım, hala da çok atmak istemiyorum ama anlaşıldığımı da çok düşünmüyorum. Ben de çok iyi anlatamadım.
* EuroBasket’i izlerken aşırı bir hırs olmuştu keşke orada olsaydım diye düşünmüştüm. O dönem bir yandan da toparlanma sürecindeydim. EuroBasket’te olsaydım Rudy Gobert’i durdurabileceğimi, İspanya maçını kazanabileceğimizi biliyordum. Aldığım ribaundlar olsun, attığım şutlar olsun bunların hepsinin yardımı olabilirdi.
* Yerimin NBA olduğunu ve potansiyelime çok daha hızlı şekilde NBA’de olaşabileceğimi düşünüyorum. Bu da oynadıkça olur. O yüzden oynayabileceğim yere gitmem gerekiyordu. NBA’de teklif aldığım başka takımlar da oldu ama Utah Jazz oynayabilmem açısından en iyi yerdi.
* Amerrika’ya giderken Fenerbahçe’den bana çok büyük kontrat verilmişti. Bu da çok kimsenin sormadığı bir soru yani ‘bu çocuk parası yokken niye Fenerbahçe’den o büyük kontratı alıp niye orada kalmadı?’ Ben bedavaya NC State’e gitmeyi seçtim. İki sene orada oynadım. Bu büyük bir fedakarlıktı. Okulla birlikte basketbolu götürüyorsunuz. Hatta belki de okul daha öncelik kazanıyor çünkü okulda belli bir şeyi tutturamazsanız oynamanız imkansızlaşıyor. Türkiye’de mesela okula gidemezsiniz çünkü idmanınız oluyor hep. Belki o diplomayı ileride kullanmayacaksınız ama bence o eğitim sürecinin, kolejde geçirilen hayatın, yazdığınız sayfalar bir uğraştı. Koleje giden çocuklara o yolu açmak çok iyi his. Umarım o gidiş yolu herkesin aklında olur. Allah korusun basketbola devam edemezseniz de en kötü ihtimalle elinizde diploma oluyor. Pozitif yanları fazla diye düşünüyorum. Bir anlamda da o yolu açan isim olmak benim için gurur verici oldu.